ويكيبيديا

    "daha mutlu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أكثر سعادة
        
    • أسعد من
        
    • اسعد
        
    • أكثر سعاده
        
    • اكثر سعادة
        
    • بسعادة أكبر
        
    • أسعد بكثير
        
    • أسعد حالاً
        
    • الأكثر سعادة
        
    • أكثر سعادةً
        
    • سعيدة أكثر
        
    • كنت أسعد
        
    • سيجعلني أسعد
        
    • بحال أفضل
        
    • أسعد إن
        
    Üçüncüsü: Keşke kendime daha mutlu olmak için fırsat tanısaydım. TED الثالث: أتمنى لو أنني سمحت لنفسي أن أكون أكثر سعادة.
    Bence daha büyük ve ileri seviyedeki sınıflarda daha mutlu olur. Open Subtitles أعتقد أنها ستكون أكثر سعادة مع الأكبر سناً و الصفوف العليا.
    Bu söyleşinin özü hakkında görüşlerini duysaydım inan çok daha mutlu olurdum. Open Subtitles أتعلم،سأكون أكثر سعادة إذا سمعت نوعا من تصوّر في بالك لهذه المقابلة
    Hiçbir şey onu okuldan sonra vampir inlerinde dolaşmamdan daha mutlu edemez. Open Subtitles لا شئ يجعلها أسعد من اكتشافها بأنني أتسكع في وكر مصاص دماء
    Onunla tanışmadan önceki kadar sert biri olsaydım eminim şimdi daha mutlu olurdum. Open Subtitles لوكنت قوية كما كنت قبل أن ألتقية أراهن بأني ساكون أكثر سعادة الآن.
    Diğer çocuklarınla çok daha mutlu olduğuna göre ben taşınıyorum. Open Subtitles بما أنكِ تبدين أكثر سعادة مع أبناءكِ الآخرين، سوف أرحل
    Çünkü pozitif olduğunuzda sisteminizde salgılanan dopaminin iki işlevi var. Bu sizi daha mutlu etmekle kalmıyor, TED لأن مادة دوبامين,والتي تسري في جسمك عندما تكون موجبا لها وظيفتان ليس فقط أن تجعلك أكثر سعادة
    Keşke kendime daha mutlu olmak için fırsat tanısaydım. TED أتمنى لو أنني سمحت لنفسي أن أكون أكثر سعادة.
    Ve hatta acı çekiyor olsalar da, hayatlarının en zor zamanlarını yaşıyor olsalar da daha mutlu hissettiklerini söylediler. TED وكذلك احساسهم بأنهم أكثر سعادة على الرغم من أنهم كانوا يتألمون ويواجهون أصعب تحديات في حياتهم
    Bunun yerine, bu durumu hayatımızdaki iyi yanları ortaya çıkarmak ve daha mutlu yaşamak için bir sıçrama tahtası olarak kullanabiliriz. TED على العكس، يمكن أن نستخدمها كنقطة انطلاق لإطلاق أفضل صفاتنا وعيش حياة أكثر سعادة
    Sadece bağlantılı olduklarını değil, fiziksel dünyanın daha mutlu ve sağlıklı hayatlar yaratmak için ne kadar zengin bir kaynak olduğunu öğrendim. TED وما اكتشفته هو أنهم ليسوا مرتبطين فحسب، ولكن يمكن للعالم المادي أن يكون مصدرًا قويًا لنا لخلق حياة أكثر سعادة وصحة.
    Araştırma, çalışanlara işlerinde daha fazla denetimin verilmesinin onları daha mutlu ve daha üretken hale getirdiğini gösteriyor. TED وقد أظهرت الأبحاث أن إعطاء الموظفين المزيد من السيطرة خلال عملهم يجعلهم أكثر سعادة وأكثر إنتاجية.
    İnsanlara daha az denetim vermek harika bir çözüm olabilir. Böylece, tercih bolluğunu önler ve onları daha mutlu kılarız. TED إعطاء الناس أقل السيطرة قد تكون طريقة رائعة لمواجهة خيارات وفيرة وجعلهم أكثر سعادة.
    Benim itirafım şu: Ben bir psikoloğum ve benim görevim insanların daha mutlu ve sağlıklı olmalarına yardım etmek. TED اعترافي هو: أنني مختصة في الصحة النفسية ومهمتي مساعدة الناس ليكونوا أكثر سعادة وصحة.
    Sanırım birçoğu daha mutlu ve sağlıklı olurdu, ve yetişkin olduklarında birçoğu muhtemelen daha ince olurdu. TED أعتقد أن معظمهم سيكونوا أصح و أكثر سعادة ، وكبالغين، الكثير منهم من المحتمل أن يكونوا أنحف.
    Eğer Paul'le daha mutlu olmamızı sağlayacak bir şey varsa, bunu öğrenmek zorundayım. Open Subtitles أحتاج أن أعرف إذا كان هناك شيئ سيجعلني أسعد من وجودي مع بول.
    - Mutlu olmalısın. - Gittiğimiz zaman daha mutlu olacağım. Open Subtitles يجب ان تكون سعيدا سأكون اسعد عندما نرحل من هنا
    Hiçbir şey beni bir gün seninle evlenmekten daha mutlu edemez. Open Subtitles لا شئ سيجعلنى أكثر سعاده من الزواج بك فى يوم ما
    Her gelişinde daha mutlu görünüyorsun, ama daha kötü söylüyorsun. Open Subtitles فى كل مرة تأتين الى هنا تبدين اكثر سعادة وتغنين اكثر سوءا
    Yani ev işini ve çocuk bakımını paylaştıklarında, erkekler daha mutlu ve sağlıklı oluyor. TED عندما يشارك الرجال بآداء العمل المنزلي ورعاية الابناء، تصبح صحة الرجال أفضل ويشعرون بسعادة أكبر.
    Gelecekteki milyarlarca insan için çok daha mutlu bir hayat yaratabilirler. TED بإمكانهم تأسيس حياة أسعد بكثير لمليارات من الناس عبر المستقبل.
    Sen döndüğüne göre tatlım, burası daha mutlu bir yer olacak. Open Subtitles إنها ستتغير إلى مكان أسعد حالاً بما أنك قد عدت إليه
    Psikolojik değerlendirmene göre senden daha mutlu olan tek şey Disneyland. Open Subtitles وفقا لتقييمك النفسي الشيء الوحيد الأكثر سعادة منك هي ديزني لاند
    Biz de İskoçya'da üzerimize düşeni yaparak daha adil ve daha mutlu bir dünya yaratıyoruz. TED ونحن في أسكتلندا سنؤدي دورنا كذلك في بناء عالم أكثر سعادةً وعدلا
    Ben bu noktada, sanırım daha mutlu sadece unutmadan, olacaktır. Open Subtitles لقد عرفت ما الذى يفترض بنا أن نتذكره أعتقد أننى سأكون سعيدة أكثر بنسيانى فى هذه المرحلة
    Pazar atıştırmasındaki bir domuzdan daha mutlu gözüküyorsun. Open Subtitles كنت أسعد من خنزير في "سنداى بوتلك". حسنا.
    Ben seni yanındaki ukala kaltaktan daha mutlu edebilirim. Open Subtitles يُمكنني أن أجعلك بحال أفضل منْ تِلك العاهرة التي أحضرتها
    Dünyaya yararli isler yapan bir yerde calissaniz, daha mutlu olmaz miydiniz? Open Subtitles ألن تكوني أسعد إن عملتِ تردّي من خلاله معروفاً للعالم؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد