Ne kadar da olgun bir davranıştı. | Open Subtitles | حسنٌ, لقد كان هذا تصرفاً غايةً في النضج. |
Bu ticari bir iş değil insani bir davranıştı. | Open Subtitles | لم يكن هذا عملية نقل عادية كان تصرفاً بشري، ولدينا واجب لفعله |
Onu buraya gömmen çok düşünceli bir davranıştı. | Open Subtitles | كان هذا تصرفاً لائقاً منك أن تدفنه هنا |
Ve bu gerçekten, çok, çok iyi bir davranıştı. Çok mutluyum. | Open Subtitles | مدهش وكان بالفعل سلوكاً رائعاً، أنا مسرور. |
Ve kötü bir davranıştı ve sadece işini yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | ... و كان سلوكاً بغاية السوء . وأعرف أنكِ فقط كُنتِ تؤدين عملكِ |
Zaara'nın Hindistan'a yalnız gitmesi sorumsuzca yapılan bir davranıştı. | Open Subtitles | في هذه الحالةِ... مجيئ زارة إلى الهند لِوحدها كَانَ فعل يستوجب العقاب |
Hey! Şüpheli bir davranıştı, tamam mı? | Open Subtitles | لقد كان تصرفاً مثير للشكوك , صحيح ؟ |
Böyle bir şekilde kendini feda etmesi cesurca bir davranıştı ve ulusum bunu asla unutmayacak. | Open Subtitles | التضحية بنفسه بهذه الطريقة... كان تصرفاً شجاعاً... لن تنساه بلادي أبداً. |
Böyle bir şekilde kendini feda etmesi cesurca bir davranıştı ve ulusum bunu asla unutmayacak. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} التضحية بنفسه بهذه الطريقة... كان تصرفاً شجاعاً... لن تنساه بلادي أبداً. |
Atalarımızda yamyamlık standart bir davranıştı. | Open Subtitles | أكل لحوم البشر كان سلوكاً معتاداً{\pos(195,220)} بين أسلافنا{\pos(195,220)} |
Architect'in peşinden Aram'ı göndermek dikkatsiz bir davranıştı. | Open Subtitles | إرسال (آرام) للنيل من المعماري كان سلوكاً مُتهوراً |
Zaara'nın Hindistan'a yalnız gitmesi sorumsuzca yapılan bir davranıştı. | Open Subtitles | في هذه الحالةِ... مجيئ زارة إلى الهند لِوحدها كَانَ فعل يستوجب العقاب |