ويكيبيديا

    "değecek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يستحق
        
    • سيستحق
        
    • جدير
        
    • يستحقّ
        
    • يساوي
        
    • تستحق العناء
        
    • جديرة
        
    • الجدير
        
    • مُستحقاً
        
    • ويستحق
        
    • يستاهل
        
    • ليستحق
        
    Size bu hikayenin zamanınıza değecek bir yere gideceğini vaat ediyor. TED تقدم لكم وعدا أن هذه القصة ستقود إلى مكان يستحق وقتكم.
    Böyle bir işkenceye... değecek olan ne gibi bir sebebin var? Open Subtitles و ما السبب فى رأيك الذى يستحق كل هذا العذاب ؟
    Dünyada çaba göstermeye değecek ne olduğunu söyler misin bana? Open Subtitles ما في العالم من المرجح أن تظهر هنا يستحق جهد؟
    hepsine değecek. herkez kılık değiştirmiş olacak bu eski balo salonunda... Open Subtitles سيستحق الأمر العناء الكل متنكر بقاعة الحفل هذه سيكون أمراً رائعاً
    Çünkü söylemeye değecek her şey sadece zaman ve bağlılıkla olur. Open Subtitles لأننا نعلم ان كل شئ جدير بالإهتمام يستغرق وقت و إلتزام
    -Dürüst olayım, henüz şu ana kadar riske değecek birini bulamadım. Open Subtitles بصراحة, لم أجد أحداً يستحق أن أخاطر بذلك معه حتى الآن
    Bence, bu adamların savaşmaya değecek bir nedeni var. Yaptığımız bu değil mi? Open Subtitles هؤلاء الرجال لديهم سبب يستحق القتال من أجله , أليس هذا ما نفعل
    Efendimizi temin ederim ki gözlerini açmaya değecek kadar güzel bir gün bugün. Open Subtitles أؤكد لك يا سيدي انه يوم جميل يستحق فتح عينيك من أجل رؤيته
    Kimliğini vermek istemeyen birine göre bir kez daha bakmaya değecek bir dava. Open Subtitles لم يعرفوا أنفسهم لكن وفقاً لما قالوه وبخصوص من يستحق الأمر نظرة أخرى
    Bence baba olarak başarısız olduğunu ve yaşamaya değecek bir şeyinin olmadığını düşünebilir. Open Subtitles فقد يعتقد بأنّه فشل كأب، ويعتقد بأنّه لا يملك ما يستحق العيش لأجله
    - Çünkü... Senin sunacaklarına değecek birisi ile tanışacağını hiç düşünmüyorduk. Open Subtitles لم نعتقد أنك قد تعنين لأحد يستحق كل ما لديك لتقدمينه
    Denizcilerin bahsetmeye değecek kadar içtiklerini dikkate almadıkça bahsetmeye değecek bir şey yok. Open Subtitles لا شئ يستحق الذكر ما لم تعتبر تناول للكحول مثل البحار يستحق الذكر
    Çünkü senin hayatında, sadık kalmaya değecek bir şey yok. Open Subtitles لأنه ليس لديك أي شيء في حياتك يستحق ولاءك له
    Şöyle ki, her gün gelmeye değecek bir okul yarattık. TED حسن، نحن نجعل من المدرسة شيئ يستحق القدوم من أجله كل يوم.
    Şimdi aynaya baktığında, kurtarmaya değecek birini görüyor. TED عندما ينظر إلى المرآة يرى الآن شخصاً يستحق المحافظة عليه.
    ama aynı zamanda gerçekten bu kadar çok çalışmak zamanıma değecek mi diye düşündüğüm zamanlarda oluyor. TED ولكن في نفس الوقت سوف تكون هناك فترات أفكر فيها فيما إذا كان كلّ هذا العمل الشاق يستحق حقّا هذا العناء؟
    Ama eninde sonunda bunun değecek bir amaç olmadığını düşünüyorum. TED لكن في نهاية المطاف لا اعتبره شيء يستحق ان يكون هدفا
    Ama adalet almaya değecek bir risk. Bu yüzden kendimize sormalıyız, bu riski nerede alabiliriz? TED لكن الإنصاف يستحق المخاطرة. لذلك علينا سؤال أنفسنا، أين يمكننا أخذ المخاطرة؟
    Sadece bir elimi serbest bırak. Buna değecek. Open Subtitles فلتُحرر لي فقط يد واحدة و اوعدك ان هذا سيستحق ذلك
    Neden? Parasını vermeye değecek birilerini bulduk işte. Open Subtitles جدير ما شخصا نجد ان بد لا مارتى، ماله نعطيه بان
    İşitmeye değecek bir şey söyle, para senin olsun. Open Subtitles أخبرني بما يستحقّ السماع ويغدو هذا المال ملكك
    Desi, bu gezegende bütün avansımıza değecek hiçbir şey yok. Open Subtitles ديزي لا يوجد شيئ على هذا الكوكب يساوي قرضنا بالكامل
    Umarım bu affedilmez davranışının sebebi her neyse buna değecek bir şeydir. Open Subtitles أتمنى أنه مهما حصلت من تصرفاتك الشنيعة، انها تستحق العناء
    Şu ana kadar dikkatimi vermeye değecek çok daha önemli bir konuyla hiç karşılaşmadım. Open Subtitles لم يسبق ليّ أن أكتشفت أي موضوعات أخرى جديرة بإهتمامي
    Yaşamana değecek birileri olmalı. Open Subtitles هناك فلدي يكون شخص آخر في حياتك أن الجدير شائكة حولها ل.
    Ama bir gün doktor olacağım, yani tüm bunlara değecek. Open Subtitles ولكن يوماً ما سأصبح طبيباً, مما يجعل كل هذا الهراء مُستحقاً
    Peki öldürülmeye değecek neyi vardı ki? Open Subtitles إذاً ما الذي كان يملكه ويستحق أن يُقتل بسببه؟
    Şu anda piyasanın iyi olduğunu biliyorum ama bu almaya değecek bir şey demek değil. Open Subtitles أعرف أنه موسم سوق المشتريين لكن هذا لا يعني أن هناك شيء يستاهل الشراء
    Yanda, öldürülmeye değecek ne varmış öğrenmen gerek. Open Subtitles علينا ان نعرف ما المهم هنا ليستحق القتل لاجله

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد