Gezegenimiz gerçekten dayanıklı ve kimse bunun yakında değişeceğini iddia edemez. | Open Subtitles | كوكبنا قوي، وليس هناك ما يدلّ أنه سيتغير في وقت قريب. |
Sesinin 13 yaşında değişeceğini Tanrı biliyor. | Open Subtitles | والرب يعلم ان صوتك سيتغير حيت تبلغ الثالثة عشرة |
Eğer seni tutsaydım, hayatımın büyük ihtimal değişeceğini bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تتفهمي أنني إن وظفتك حياتي من المحتمل ستتغير |
Sonuçların aniden değişeceğini düşünmene neden olan şey ne? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتقدى أن النتائج فجأة ستتغير ؟ |
Buraya, bütün bunların değişeceğini söylemeye geldim çünkü piyasaya yeni bir oyuncak sürüyoruz. | Open Subtitles | ولكنني هنا لأقول لكم أن كل شيئ سيتغيّر. لأننا أحضرنا لُعبةً جديدةً للسوق. |
Ama bazen o anda bir seçim yaparsınız, ve kalbinizde her şeyin değişeceğini bilirsiniz. | Open Subtitles | لكن أحياناً تتخذ قراراً فى تلك اللحظة وتعلم فى قلبك أنه سيغير كل شيء. |
Hala da böyle ama değişeceğini söylediğinde, ona inanıyorum. | Open Subtitles | كنت أعرف "كارل" جيداً وأعرف أنه لا يزال هكذا أحياناً ولكنني أصدقه عندما يقول أنه يريد أن يتغيّر |
Sesinin 13 yaşında değişeceğini Tanrı biliyor. | Open Subtitles | والرب يعلم ان صوتك سيتغير حيت تبلغ الثالثة عشرة |
Bunu bir kere yaptıktan sonra, her şeyin değişeceğini ve lanetleneceğimizi. | Open Subtitles | علمت إن فعلنا هذا ، كل شيء سيتغير وتبا قد تغير كل شيء فعلا |
- Şimdiki zamanın nasıl olsa değişeceğini düşünürsek, gerçekten şişman olmalısın. | Open Subtitles | هل تعرف إذن ما يجب عليك فعله؟ وبما أن الزمن سيتغير على أي حال فيجب أن تصبح سمينا بالفعل |
Kendi kendine, olup bitenin kötü bir rüya olduğunu bir gün uyanacağını ve her şeyin değişeceğini söylersin. | Open Subtitles | أنك تظل تخبر نفسك أن هذا سيتغير أن هذا كله حلم سىء وأنك سوف تستيقيظ يوما ما |
İnsanlar, 40 yaşıma geldiğimde vücudumun değişeceğini söylerdi. | Open Subtitles | يخبرني الناس أنه عند سنّ الأربعين، جسمي سيتغير |
Çünkü yaşamın ne zaman değişeceğini bilemiyorsunuz. | Open Subtitles | والسبب لأنك لا تعلم أبداً متى ستتغير حياتك |
Zengin bir adamla tanışıp tüm hayatının değişeceğini sanıyorsun. | Open Subtitles | لأنكِ تظنين بأنكِ ستلتقين رجلا يملك مالا كثيرا و ستتغير حياتك كليا |
Sana sadece şimdiden sonra işlerin değişeceğini söylemek istedim. | Open Subtitles | كنت فقط أريد إخباركِ أنه من الآن فصاعداً, الأمور ستتغير |
Birkaç yıl içinde üniversiteye gideceğimi her şeyin değişeceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنني سأكون في الكلية خلال بضع سنوات وأنّ كل شيء سيتغيّر |
Bir zamanlar genç bir hırsız yakalamıştım. değişeceğini düşünüyordum ve evine gitmesine izin verdim. | Open Subtitles | أمسكتُ لصّاً شاباً ذات مرّة، حسبته سيتغيّر و تركته يعود إلى بيته. |
Belki değişeceğini umut ederek takılmaya devam ediyordur. | Open Subtitles | حسناً، ربّما تسكّع معه، على أمل أنّه سيتغيّر. |
Zavallı bir kızı kurtarmakla her şeyin değişeceğini mi sanıyordun? | Open Subtitles | هل أعتقدت أن أنقاذ شخص واحد سيغير أى شىء فى الأمور؟ |
Eve dönmeyeceğini Sovyetlerin bile onu istemediğini ve asla evine dönemeyeceğini söylersek tavrının da değişeceğini tahmin ediyorum. | Open Subtitles | إذا كان علينا إخباره عكس ذلك أنّ السوفيات لا يريدونه أصلاً، و أنّه لن يعود إلى المنزل أبداً، في تلك اللحظة، أعتقد أنّ سلوكه قد يتغيّر |
Ve eğer açılırsa, her şeyin değişeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | وانا أعتقد حقاً انها لو افصحت عن هذا سوف يتغير كل شيء |
- Yok almayayım. - Kadınlar hep erkeklerin değişeceğini düşünür, ama değişmezler. | Open Subtitles | لا, شكراً - يعتقد النساء بأن الرجال سيتغيرون بعد الزواج, ولكنهم لن يتغيروا - |
Kanallarımızın büyüyüp, hastanın gelişimine paralel olarak değişeceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نتوقع أن تنمو قناتنا ويتغير شكلها خلال حياة المريض. |
" Yaşantımın biranda böyle değişeceğini bilemezdim " | Open Subtitles | "لم أعتقد مطلقاً" "بأن الحياة ستكون هكذا" |