Değil mi? Eğer kendinin değişimi yapacağına inanmıyorsan değişim hiç bir zaman gerçekleşmeyebilir. | TED | لذلك، إن كنت لا تؤمن بأن بمقدورك صنع التغيير، فإن التغيير لن يحدث. |
Bir müddettir bu değişimi takip ediyordum ve iştirak ediyorum. | TED | وقد تابعت هذا التغيير لفترة من الزمن ، وشاركت فيه |
Gece yarısı, her iki binadaki nöbetçilerde vardiya değişimi var. | Open Subtitles | في منتصف الليل، هناك تغيير في وردية الأمن في المبنيين |
Gece yarısı, her iki binadaki nöbetçilerde vardiya değişimi var. | Open Subtitles | في منتصف الليل، هناك تغيير في وردية الأمن في المبنيين |
Kabin ısısı 60 derece, kabin ısı değişimi 48 derece. | Open Subtitles | درجة حرارة المقصورة 60 درجة، تبادل الحرارة بالمقصورة 48 درجة. |
Ama sebeplerden biri değişimi simgelemesi. Daha önceden sonrakine doğru değişimi. | TED | أحد هذه الاسباب أنه يشير الى التغير ما قبل الزواج وبعده |
Bu değişimi başlatmamız için gerekli olan teknolojilerin çoğu zaten mevcut. | TED | أغلب التقنيات التي نحتاجها للشروع في هذا التغيير متواجدة اليوم بالفعل. |
Kitabı geri götüreceğini ve değişimi başlatacağını... burada olanların heryerde olmasını sağlayacağını biliyordu. | Open Subtitles | لقد عرف بأنك ستبدأ التغيير تجعل ما حدث هناك يحدث فى كل مكان |
Olduğun yerde değişimi düşünerek kal ya da ayrıl ve olmasını sağla. | Open Subtitles | إبقي حيث مكانك تتخيلين التغيير أو شد الرحال , ودعي ذلك يحدث |
Ama değişimi kabul edersen kaçınılmaz son geldiğinde seni ezmez. | Open Subtitles | ولكنّكَ إن قبِلتَ أنّ التغيير. حتميّ، فلن يسحقكَ حينما يحدُث. |
Ancak bu korkulara rağmen, öğrencilerimize onları dinleyeceğimizi ve değişimi etkileyecek güçleri olduğunu kanıtlamalıyız. | TED | لكن على الرغم من هذه المخاوف، يجب أن نثبت لطلابنا أننا سنستمع إليهم وأن لديهم القدرة على إحداث التغيير. |
değişimi başlatmanın tek yolu Beyaz Saray'a gerçek bir amaç getirmektir. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة حقاً لاحداث تغيير هو اعادة الأهداف الحقيقية للبيت الأبيض |
Nadir görülen bazı durumlarda, düzen değişimi bu sorunu çözebiliyor. | Open Subtitles | في حالات نادرة ، تغيير الأسلوب الرياضي قد يحل المشكلة |
Ve içeride hiç bir şey bulunmuyor; ünlü bir aktörün sesi yok; Gösterimler yok; televizyon yok; renklerin değişimi yok; | TED | وليس هناك شيء في الداخل؛ ليس هناك صوت ممثل شهير؛ ليس هناك اسقاطات ؛ لم يكن هناك تلفزيونات، ليس هناك تغيير لون؛ |
Ama oskültasyon ve perküsyonun gelişi büyük bir değişimi yani hekimlerin bedenin içine bakmaya başlamalarını temsil ediyordu. | TED | ولكن ظهور الاستماع والقرع مثل تغيير جذري، عندما بدأ الأطباء بالنظر داخل الجسم. |
Biz insanlar, bir diğer kişiye dair belirsizliği azaltmak için yollar buluruz. Böylece değer değişimi yapabiliriz. | TED | كبشر نحن نجد طرقًا لخفض مستوى الشك بين بعضنا البعض لنتمكن من تبادل المنفعة. |
Dünya üzerindeki yaşamlar, gaz değişimi yoluyla havayı değiştirir ve şu anda da bunu yapıyoruz. | TED | جميع أشكال الحياة على الأرض تغيّر الهواء من خلال تبادل الغازات، وجميعنا نفعل ذلك الآن. |
Finansal kriz gercekten de sadece bu hızlı değişimi ivmelendirmeden ibaret bir olay. Bu da Bati'nin ustunlugunun sonunu getirdi. | TED | الأزمة المالية حقاً تعتبر ظاهرة تاريخية نسبياً، التى وصلنا إليها سريعاً هذا التغير الضخم، الذى ينهى نصف ألفية للهيمنة الغربية. |
WK: Bana göre biz Arap dünyasında çok önemli bir şeyi keşfettik, İnsanların önem verdiğini, insanların bu değişimi ciddiye aldığını. | TED | و خ: أعتقد أننا اكتشفنا أمرا في غاية الأھمية في العالم العربي، وھو أن الناس يھتمون بھذا التحول العظيم، |
Ağırlık değişimi mayını patlatmasa bile yedek bir zamanlayıcı var. | Open Subtitles | إن لم يتسبب تغيّر الضغط بإنفجار هذا، فهناك مؤقت إحتياطي. |
- Evet,çünkü yağ değişimi için... aracını durduran birini tanıyorum. | Open Subtitles | نعم ، لأنني أعرف هذا الفتى الذي ذهب لتغيير الزيت |
Ayrıca yağ değişimi zamanı gelmiş ve sen bunu sürekli unutursun. | Open Subtitles | والتي بالمناسبه تحتاج الى تبديل الدهن . وهو ما تنسيه دائما |
Farz edelim Dr. No bu değişimi hacklemeye çalışsın. | TED | لنفترض أن الدكتور نو يحاول اختراق عملية التبادل. |
Önemli olduğunu bildiğimiz yıllık ya da mevsimlik süreçteki değişimi gözlemlememizi sağlamıyor. | TED | لا توفر لنا صور رصد عن التغيرات السنوية أو الفصلية، المهمة حسبما نعرفه. |
Hepimizin beden değişimi yaptığımız rüyamda bana böyle tavsiye etmiştin. | Open Subtitles | هذا ما إقترحته علي فعله في حلم مبادلة أجسامنا. |
Yerçekimi güçlendiriciler, topraksız bitki yetiştirme atmosfer değişimi, ekoloji kabuğu. | Open Subtitles | كثافة الجاذبية، علم الزراعة بالماء تحويل الغلاف الجوي، الهياكل الإيكولوجية |
Bu sanatçılar şarkılarında kadınlar için nasıl konuştuklarını değiştirmeyecekler, ta ki biz sonucunu etkileyerek o değişimi talep edene dek. | TED | هؤلاء الفنانين لن يتغيروا بطريقة تحدثهم عن النساء في أغانيهم إلا إذا قمنا بمطالبتهم بتغير الكلمات |
Küresel iklim değişimi, nüfus patlaması enerji krizi, tüm dünyadaki kadınların eğitilmesi ve boyunduruk altında tutulmalarına son verilmesi gerekliliği. | Open Subtitles | تغييرات في المناخ العالمي الزيادة السكانية أزمة الطاقة |
Sigortaları tedaviyi karşılıyor ama değişimi karşılar mı bilmiyorlar. | Open Subtitles | تأمينهم يغطي تكاليف العلاج .. و لكن هم لا يعرفون إن كانوا يستطيعون التبديل |