Bu da ön sayfanızı oluşturuyor. Sürekli artıyor, düşüyor, devamlı değişiyor. | TED | وهذا ما يصنع صفحة البداية. فهي دائماً تصعد، وتهبط، ودائماً تتغير. |
Bir şeyler gerçekten değişiyor. Tam olarak neler olduğunu pek bilmiyorlar. | Open Subtitles | كما تعلم ان الامور تتغير وهم لا يعلمون ما الذي يجري |
Haber dünyasında bir şeyler değişiyor ve bende bu değişimin baskısını altındayım. | Open Subtitles | حسناً الأشياء تتغير في لعبة الأخبار وكنت تحت تأثير ضغط لأتغير معهم |
Böylece bir şey değiştiğinde, diğer her şey de onunla beraber değişiyor. | TED | بحيث أنه، إذا تغير شيء واحد، كل شيء يتغير. |
Ve bunlara tepkimiz yüzyıllar boyunca köklü bir şekilde değişti, tıpkı onlara olan tercihlerimizin değişiyor olması gibi. | TED | و بالاضافة الى ذلك فإن الطريقة التي نتفاعل بها مع تلك التراكيب قد تغيرت بشكل كبير عبر القرون وكذلك طريقة تفضيلنا لهم |
Yuvamızda düzeni ve uyumu sağladığı doğru, ama her şey... yolundayken hoşnutsuzluk duyuyor, değişiyor, hareketleri, konuşmaları... saldırganlaşıyor. | Open Subtitles | صحيح هي تحافظ على نظام البيت. لكن إذا مرّت الأمور بسلاسة شديدة، فإنّها تتغيّر. تصبح طاغية في كلماتها. |
Dünyamız değişiyor. Şu anda farklı bir dünyada yaşıyoruz ve bir zamanlar kişisel olan sorunlar şimdilerde hepimiz için dünya çapında sorunlar oldu. | TED | إن عالمنا يتغير. نعيش في عالم مختلف الآن، و ما كان مرة مشاكل فردية هي الآن في الحقيقة مشاكل عالمية بالنسبة لنا جميعاً. |
Bir anlık sakinlik ve sonra bütün vücut dili değişiyor. | Open Subtitles | هناك لحظة من الهدوء ومن ثم تتغير لغة جسده بالكامل |
Ama görüyoruz ki bu yerler göz ardı edilemez bir ölçekte değişiyor. | Open Subtitles | لكن يُمكننا الإدراك بأنفسنا أنّ هذه الاماكن تتغير على مستوىً يصعب تجاهله |
Rüzgar değişiyor, insanlar yorgun, güvenlik istiyorlar, onlar vatanlarını geri almak istiyorlar. | Open Subtitles | الحاله تتغير,الناس تعبت انهم يريدون الأمان انهم يريدون أن يسترجعوا وطنهم الأم |
Bu olaydan sonra epey yakınlaştık ama durumlar değişiyor işte. | Open Subtitles | تقربنا من بعضنا كثيراً بعدَ ذلك، لكن، حسنٌ، الأمور تتغير. |
Ama resim değişiyor, ve manzaraya çıkan yeni önemli oyuncuların varolduğunu görüyoruz. | TED | لكن الصورة تتغير ونحن نرى ان هناك لاعبين رئيسيين جدد يظهرون في الصورة. |
Fakat böyle bir şey olduğunda, bunlar niteliksel olarak değişiyor demektir. | TED | لكن حين يحدث شيءٌ كهذا، تتغير الأشياء نوعيا. |
Bu resim çok güzel olmanın yanı sıra statiktir de. Ve Dünya sürekli değişiyor. | TED | لكن رغم جمال هذه الصورة، إلا أنها ثابتة والأرض في تغير مستمر |
Jen ve diğerleri, dikkatlerini, kendi fikirlerini söylemekten, tüm ekrana kaydırdıklarında, bakış açıları değişiyor. | TED | عندما حولت جين والآخرون انتباههم من إدخال آرائهم الخاصة للنظر على الشاشة بأكملها، تغير منظورهم للأمر. |
Tarzlar değişiyor, zihinler değişiyor, ...neden, her şey değişiyor. | Open Subtitles | .. لما الأساليب تغيرت ،و التفكير تغير لما كل شيء تغير ؟ |
Bu çocukların 10 yıl önce almış oldukları bu işler büyük çapta otomatikleşiyor veya teknoloji tarafından çarpıcı bir şekilde değişiyor. | TED | والوظائف التي كان قد يحصل عليها هؤلاء الأطفال قبل 10 سنوات استبدلت بآلات على نطاق واسع أو تغيرت بشكل كبير بفعل التقنية |
Ama zamanla her şey değişiyor, "ve aileye yeni katılanlar olduğu için"... çok sevmemize rağmen, "eski evi yıkmak zorunda kaldık". | Open Subtitles | لكن الأمور تغيرت مع عائلتي كان علينا هدم منزلنا القديم الذي نحبه |
Dikkat ederseniz kelimeler eşdeğer olamaz, çünkü bir lisandan diğerine... cinsiyetleri değişiyor. | Open Subtitles | الكلمات تتغيّر معانيها من لغة إلى أخرى.. حين يتغيّر جنسها. |
Ve yalnızca buzlanma süresi değil, buzun yaşı ve derinliği de değişiyor. | TED | وليس سطح الجليد هو الوحيد الذي يتغير، بل يتغير عمره وعرضه أيضًا. |
ne görüyor olabilirlerdi? Yerkürenin görüntüsü çok yavaş biçimde değişiyor olabilirdi. | TED | طوال هذا الوقت المديد، كان سيتغير مظهر الأرض بشكل تدريجي جدًا |
Ve görünen o ki, iklim değiştikçe su dağılımı da temelli değişiyor | TED | ويتضح أنه مع تغيّر المناخ، فإن توزيع تلك المياه يتغيّر على نحو كبير. |
Sanırım bazı insanlar hiç değişmiyor ya da değişiyor ama sonra çabucak eski haline dönüyor. | Open Subtitles | أعتقد أن بعض الأشخاص لا يتغيرون أبداً أو يتغيرون بسرعة ويعودون لحالهم بسرعة أتعرفون؟ |
İnsanlara erkekler için bir doğum kontrol hapı geliştirmeye çalıştığımı söylediğimde cevaplar cinsiyete göre değişiyor. | TED | عندما أخبر الناس أني أحاول تطوير حبوب منع حمل للرجال، تختلف ردة الفعل حسب النوع الجنسي. |
İşler değişiyor. Biz bu değişime ekleme yapabiliriz. | TED | الأمور تتغير، ونستطيع أن نضيف لذلك التغيير |
Ayrıca mevsimlere göre de değişiyor. Günden güne değiştiğini de duydum. | Open Subtitles | ،ويتبدّل أيضًا مع تواتر المواسم .سمعت أنّه يختلف في أيّام بعينها |
Arabanın her dönüşü, direksiyonun her turu, zarların yuvarlanışında şansım sonsuza dek değişiyor. | Open Subtitles | مع كـل تحويلة سيــارة, وكل دوران لعجلة لعبـُـة الرولية, وفي كل رميــة النرد ثروتي ستتغير إلى الأبد |
Şimdi, ne yaparsak yapalım, nasıl düzeltmeye çalışırsak çalışalım, geçmiş sürekli değişiyor. | Open Subtitles | الآن مهما كان ما نقوم به، مهما حاولنا إصلاح الأمور، فالتاريخ سيتغيّر |
Biliyorsunuz hayat değişiyor, taşınmadan itibaren kendiliğinden çözülecek. | Open Subtitles | إنَّ تغيرات الإنتقال ستُظهِر نفسها لوحدها |
Tüm kuzey yarıkürede yaprak döken ormanlar değişiyor. | Open Subtitles | عبر نصف الكرة الأرضيةِ الشماليةِ إنّ الغاباتَ النفضيةَ تَتغيّرُ. |