Gerçekliğimin değişmesini ve birinin benim hayata döndüğümü farketmesini umdum. | TED | تمنيت لو أن واقعي يتغير وأن يلاحظ شخصاً ما أنني قد عُدت للحياة. |
Sende hoşlandığım o şeyin değişmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لكن أقصد لا أريد لذلك الشئ الذي أحبه فيكِ أن يتغير |
Onların değişmesini istiyorsan Maris'e karşı çıkmalısın. | Open Subtitles | لو أردت أن يتغير شيء عليك أن تقف مواجهاً لها |
Nasıl değiştirmek istediğin hiç de önemli değil. Biz değişmesini istemiyoruz. | Open Subtitles | لا يهم كيف تريد أن تغير الأشياء لا نريدها أن تتغير |
Ebeveynlerim ayrılacak sandım ve zayıf görünmek ya da işlerin değişmesini istemedim. | Open Subtitles | إعتقدت أن والداي سينفصلوا لم أرد أن أبدو ضعيفا أو تتغير الأمور |
Yani, elbette her şey değişiyor da bazan değişmesini beklemediğin şeyler de değişiyor. | Open Subtitles | لكن أحياناً قد تتبدّل أمور لم تظن أنها قد تتغيّر |
Onun acılarını dindirecek ve bu toplumda... değişmesini istediklerini öğrenebileceği hiçbir gazete yok. | TED | لا يوجد صحيفة لتغطي ألمها، وما تريد تغييره في هذا المجتمع. |
Yani, elbette her şey değişiyor da bazan değişmesini beklemediğin şeyler de değişiyor. | Open Subtitles | أعني .. بالطبع الأمور تتغير حتى ما ظننت أنه لا يتغير .. تجده يتغير |
Aramızda olan ve tarihin akışının değişmesini istemeyen kişiler. | Open Subtitles | هناك أشخاص بيننا يفضلوا أن لا يتغير التاريخ |
Rüzgarın amansız kuvveti çöl yüzeyinin durmaksızın değişmesini sağlar. | Open Subtitles | القوة القاسية للرياح تضمن إن وجه الصحراء يتغير بإستمرار. |
Planım arkama yaslanıp rahatıma bakmak ve bildiğimiz dünyanın ebediyen değişmesini izlemek. | Open Subtitles | خطتي هو الجلوس والإسترخاء ومشاهدة العالم الذي نعرفه يتغير إلى الأبد |
Şımartmaya devam edip, değişmesini mi bekleyeceksiniz ya da ipleri koparıp, tüm başarılarınızın onu başarmak için zorlamasına izin mi vereceksiniz? | Open Subtitles | تواصلين تدليله ، على أمل أن يتغير أو تقطعي خيوط المئزر وتثقينفيأن كلّالمجهود.. |
Eğer kaderinizin değişmesini istiyorsanız eğer Dünya'nın önünüzde titremesini istiyorsanız yanımda yer alın. | Open Subtitles | , إذا تريدون مصيركم أن يتغير , إذا تريدون العالم يرتجف أمامكم |
Daha sonra o üzücü mektubu ortaya çıkararak, vasiyetin değişmesini sağlamak istediniz. | Open Subtitles | لاحقأ ، كنت ستظهرين هذه الرساله الحزينه حتى تتغير الأمور |
Yeni hikâye yayılana kadar, efsanenin değişmesini. | Open Subtitles | مدّة كافية كي تنتشر القصة الجديدة و كي تتغير الأسطورة |
Eğer bunu verirsen, temel olarak ona ilişkinizin değişmesini istediğini söylemiş olursun. | Open Subtitles | ... عندما تعطيها إياها كأنك تقول أنك تريد لهذه العلاقة أن تتغير |
Sadece zarar istediğinden değil, bir de şiddet dolu titreşimlerin sabit olarak değişmesini sevdiği için. | Open Subtitles | ليس لأنه يتمنى الأذى لكن لأنه يبدو مثل إهتزازت عميقة تتغير بمعدل ثابت |
Hayatının değişmesini istemen değişmesine yetmez. | Open Subtitles | حياتكِ لا يمكن أن تتغير فقط لأنكِ تريدين ذلك |
Bir şeylerin değişmesini istiyorsak namaz kılmaktan fazlasını yapmalıyız. | Open Subtitles | نحن بحاجة لنقوم بأكثر من الصلاة إن أردنا أن تتغيّر الأشياء |
Ne istediklerini ve neyin değişmesini istediklerini sorarız. | Open Subtitles | وسوف نسألهم عما يريدونه ما الذى يحتاجون إلى تغييره |
Bu hikaye bir zamanlar erdemli ve masum olan bir kasabanın 4 Temmuz günü Jason Blossom'ın gizemli ölümüyle değişmesini anlatıyor. | Open Subtitles | القصة تدور حول مدينة كانت بريئة من قبل الآن تغيّرت للأبد بعد الجريمة الغامضة لمقتل (جيسون بلوسوم) في الـ4 من يوليو |
O kişinin, hayatının sonsuza dek değişmesini hak ettiğinin farkındaymış. | Open Subtitles | يستحق أن تتغيَّر حياته للأفضل... إلى الأبد. |