Ama yaşam ölümü alt etmekle ilgili birşey değil, değil mi? | TED | ولكن الحياة ليست تتعلق دوماً بتفادي الموت .. أليس كذلك ؟ |
Öyleyse her şey tamam, ışık bir dalgadır, değil mi? | TED | إذاً لقد اتفقنا .. الضوء ينتمي للموجات أليس كذلك ؟ |
Böyle adamların kaçıp kurtulmak için pek bir şansları yok değil mi? | Open Subtitles | ، هذا الرجل لا يملك الكثير من الحظ للهروب أليس كذلك ؟ |
Böyle bir durumda yapmamız gerekeni hepimiz biliyoruz, öyle değil mi? | TED | ونحن نعلم جميعاً ماذا سيحدث في هذه الحالة .. صحيح ؟ |
Sör Harry'yi öldürmekle mezbahayı bitirmiş oldun, öyle değil mi? | Open Subtitles | ان قتل السير هارى وضع الناس على المحك ، صحيح |
Ayrıca şu doğa mı, çevre mi meselesini de hepimiz duymuşuzdur, değil mi? | TED | وقد سمعنا ان الكثير من هذه الصفات تولد مع الانسان .. اليس كذلك |
- Evet, sanırım ama... - Artık çok geç, değil mi? | Open Subtitles | آجل , أعتقد ذلك لقد فات الأوان , أليس كذلك ؟ |
Şimdi Tara'da annenin yanında olacaktın değil mi ben olmasaydım. | Open Subtitles | لكنتِ الآن في تارا مع والدتك أليس كذلك ؟ لولاي.. |
Ama benim Büyük Kötü Kurt olduğumu düşünmüyorsundur, değil mi? | Open Subtitles | لا ألومه لكنكِ لا تعتقدين أننى شرير أليس كذلك ؟ |
Ama benim Büyük Kötü Kurt olduğumu düşünmüyorsundur, değil mi? | Open Subtitles | لا ألومه لكنكِ لا تعتقدين أننى شرير أليس كذلك ؟ |
reform'un kutsal nedeninin ilerlemesine mani oldum. bu değil mi olan? | Open Subtitles | كان هدفى وضع أسس لقضية الإصلاح المقدس أليس كذلك ؟ آجل |
Üzgünüm, geç kaldım. Bu dans bize ait, değil mi? | Open Subtitles | أسف لتأخيري أعتقد أن هذه رقصتنا ، أليس كذلك ؟ |
Onu çok seviyordum! Sen beni bırakmayacaksın anne, değil mi? | Open Subtitles | و لكنك لن تذهبى بعيداً يا أمى أليس كذلك ؟ |
Bu hiç de iyi gözükmüyor. Senin paranı almadı, değil mi? | Open Subtitles | هذا لا يبدو جيدًا ، لم يأخذ مالكِ أليس كذلك ؟ |
İffetli kadın dediğin sabaha kadar zikreder, öyle değil mi? | Open Subtitles | السيدة المحتشمة تحب التأمل عند الفجر , أليس كذلك ؟ |
"Kromozon"ları yeniden düzenlemek, ya da böyle bir şey işte, değil mi? | Open Subtitles | إعادة ترتيب الكروموسومات أو أياً ما كانت ، هل هذا صحيح ؟ |
Sonra da buraya geldin. Bu yüzden geç kaldın, değil mi? | Open Subtitles | ثم جئت إلى هنا هذا هو سبب تأخيرك ، صحيح ؟ |
Birisi kutuyla oynamış veya değiştirmiş olmalı, üstelik de tam burada değil mi? | Open Subtitles | أمنحك هذا ولو عبث شخص بها أو شغلها كان سيحدث هنا صحيح ؟ |
Polisleri çok kızdırdılar. Ayrıca o iki adamı da öldürdüler, değil mi? | Open Subtitles | . سيجن جنون الشرطة و سيسعون لقتل هذين الرجلين ، صحيح ؟ |
Sen uyandırana kadar hiçbir şeyden haberim yoktu, değil mi? | Open Subtitles | لم اعرف اى شئ عنها حتى أيقظتنى, اليس كذلك ؟ |
Viski kodamanlarının benim kapanmamı istedikleri doğru değil mi, Bay Lefferts? | Open Subtitles | أليست حقيقة، سيد, ليفرتس أن الويسكي عظيم الشأن تريدني ان أغلقه؟ |
KB: Göz bağının ötesini görmenin hiçbir yolu yoktu, değil mi? Kathryn: Hayır. | TED | كيث بارى: لم يكن بإمكانك الرؤية من خلالها، أليس هذا صحيحاً؟ كاترين :لا |
Hayat, varış yeri değil de yolculuktan ibaret değil mi? | TED | ألا تدور الحياة حول الرحلة، وليس حقاً حول الوجهة النهائية؟ |
Anladım, benim tarzım değildir ama bunu zaten biliyorsundur, değil mi? | Open Subtitles | يا رجل، ليس ذلك أسلوبي، فأنتم تعلمون ذلك حقّ المعرفة، صح؟ |
Aşk listede oldukça düşük sanırım, o zaman, değil mi? | Open Subtitles | أظن أن الحب منخفض في القائمة بذالك ، هاه ؟ |
O züppe, kendini beğenmiş Prens Ahmet'le sadece oynuyordun sen, değil mi? | Open Subtitles | ألم تكن تمزح مع هذا المبهرج الأمير أحمد المتغطرس.. أليس كذلك ؟ |
Sigara içtikten sonra beni öpmemeni... söylemiştim değil mi, huh? | Open Subtitles | ما رأيك ان اقترح عليك تقبيلي؟ بعد ان دخنتي؟ هه |
John, aklın başında mı değil mi diye kendimizi paraladık. | Open Subtitles | جون, لقد جعلتنا نتساءل ما إن كنت مجنوناً أم لا |
Bahse girerim acımasız bir piç olduğunu düşünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أراهِن انك ترا نفسَك كسائق دراجات عصابات اليسَ كذلك ؟ |
Birbirimizle hiç durmadan sevişsek ne kadar müthiş olurdu değil mi? | Open Subtitles | ألن يكون رائعا أن نبقى أحباباً بطريقة ما؟ الى نهاية عمرنا؟ |
- Kızmadın, değil mi? Hayırlı bir iş için. - Keşke haberim olsaydı. | Open Subtitles | أنت لا تمانع حبيبى ، إنها منأجل المصلحة كنت أحب أن تعلمينى بذلك |