Benim söylediğim de tam olarak bu ve özel kanallardan da bahsediyorum. | Open Subtitles | لكن هذا بالضبط ما أقوله, وأنا أتحدث عن قنوات النخبة هنا أيضاً. |
İşte patron polisin benden bulmamı istediği de tam olarak buydu. | Open Subtitles | آه، وهذا هو بالضبط ما طلب مني الشرطي مدرب العثور عليها. |
Teşekkür ederim, Kaptan. Duymayı istediğim şey de tam olarak buydu. | Open Subtitles | شكراً لك يا حضرة القبطان هذا بالضبط ما كنت بحاجة لسماعه |
Çok heyecanlanmıştım çünkü o gördüğüm ilk gerçek ünlüydü ve benim öğrenmem gereken şey de tam olarak buydu birilerinin adımlarını takip etmek. | Open Subtitles | لقد كنت متحمسة جدا , لأنه كان أول شخصية شهيرة أقابلها و قد كان هذا تماما ما أردت تعلمه كيف امشي على خطاه |
Biz de tam olarak bunu yapmasını istiyoruz. | Open Subtitles | ذلك تماماً ما نُريدها أن تفعله إن كنا سنعمل سوياً، أيتها المحققة |
Bunu hepimiz adına düzeltmek için bir şansım var. Ben de tam olarak bunu yapacağım. | Open Subtitles | لدي فرصة لمعالجة المأزق لصالحنا جميعًا، لذا هذا تحديدًا ما سأفعله. |
- Ben de tam olarak bunu tahmin etmiştim. - Müslinden anlar mısınız bayım? | Open Subtitles | هذا بالتحديد ما كنت سأخمنه - هل تفهم في الموسلين يا سيدي؟ |
Ailenizin gemisi de tam olarak orada batmış. | Open Subtitles | وهي البقعة ذاتها التي غرقت فيها سفينة والدَيك |
Tamam? Yapmanızı istediğim şey de tam olarak bu, ama biraz değişik olarak. Birleştireceksiniz. | TED | وهذا بالضبط ما أريدكم ان تفعلوه ولكن بطريقة مختلفة قليلاً , ولكن بدمجها |
La Crosse Halk Kütüphanesi'nde bizleri ziyaret eden insanlara söylediğim şey de tam olarak bu. | TED | وهذا بالضبط ما أقوله للناس الذين يأتون لزيارتنا في مكتبة مدينة لاكروس العامة. |
Bu yeti onları o kültürün merkezine yerleştiriyor ve bence olmaları gereken yer de tam olarak orası. | TED | ذلك يضعهم في قلب الحوار الثقافي، وهو بالضبط ما أراه المكان الذي ينبغي أن يكونوا فيه. |
diye sormuyor. Bu yüzden biz de tam olarak bunu yapmaya çalıştık ve elimizde bir örnek olması önemli. | TED | هذا بالضبط ما حاولنا فعله وهذا هو المهم لذلك بأن يكون في الواقع مراجع |
Siz ve asistanlarınız Tepedeki Ev'de tam olarak ne bulmayı bekliyorsunuz? | Open Subtitles | بالضبط ما الذي تتوقع أنت ومساعدونك إيجادة في بيت التل؟ |
Dün, ben de tam olarak öyle düşünmüştüm ama bu sabah, kutusunun gönderilmesini istedi. | Open Subtitles | كان ذلك بالضبط ما فكرت فيه لكن, هذا الصباح أرسلت في طلب صندوقها |
Bu doğru bir karardı, çünkü Alice de tam olarak bunu yapmayı planlıyordu. | Open Subtitles | انه قرار سليم لأن هذا بالضبط ما كانت أليس تنوي فعله |
Bu doğru bir karardı, çünkü Alice de tam olarak bunu yapmayı planlıyordu. | Open Subtitles | انه قرار سليم لأن هذا بالضبط ما كانت أليس تنوي فعله |
Bu iyi. Bu noktada hissetmen gereken de tam olarak bu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما يجب أن تشعري به في هذه اللحظة |
Fas'ta bir kampın bombalanması bu Zirve'yi suya düşürür, bombacıların istediği de tam olarak bu. | Open Subtitles | تفجير مخيم في المغرب سيدمر هذه القمة و آمالها نهائياً و هذا بالضبط ما يريده منا المفجرون أن نفعله |
Sağ ol baba, benim istediğim de tam olarak buydu. | Open Subtitles | شكرا يا أبى هذا بالظبط ما كنت أريد أن أسمعه |
Ben de tam olarak bunun asla gerçekleşmeyecek olmasından korkuyordum. | Open Subtitles | و هذا بالضبط السبب لماذا خفتُ ألا يحدثَ هذا أبدًا |
Fizikçilerin de tam olarak istedikleri budur, yani matematiksel olarak tutarlı başka bir olgu için geliştirilmiş bir kuramın bir öngorüsünün ortaya çıkması. | TED | وهذا مانبحث عنه بالضبط في الفيزياء: عندما تأتي توقعات من نظرية رياضية متماسكة والتي طورت في الأصل لشيء مختلف جدا. |