| En kötüsü geride kaldı dediğimde, bir kaç dakika sonrası için söylemiştim. | Open Subtitles | عندما قلت ان الاسوأ قد فات كنت اعني انه ربما عن قريب |
| Dün gece ona iyi geceler dediğimde bana karşılık bile vermedi. | Open Subtitles | ليله امس عندما قلت لها ليله سعيده لم ترد علي حتى |
| Başka birini seviyorum dediğimde... biliyor muydun? | Open Subtitles | عندما قلتُ لك أني أواعدُ شخصاً أخر صحيح ؟ |
| Sana yürü dediğimde yürüyeceksin. | Open Subtitles | اتسمعي. عندما أقول لك أن تقفزي ، فلتقفزي. |
| Sağ Deuce Gun. F Şut 60 Yılan Gözü. 3 dediğimde. | Open Subtitles | يمن متعادل مدفع، ضربة أف 60 عيون الأفاعي عند العدة الثالثة |
| "Doğru bir hareket değil o" dediğimde sizi oraya götürmeyeceğim anlamına gelir. | Open Subtitles | عندما قلت انها ليست خطوه جيده اقصد انى لان اقود الى هناك |
| Bence, Bay Kuzey Kore dediğimde, ne demek istediğimi anlarsın. | Open Subtitles | اعتقد انك تعرف ماذا اعني عندما قلت سيد كوريا الشمالية |
| Güvenli bir yer lazım dediğimde yeterince açık olmadım mı? | Open Subtitles | لم أكن واضحا عندما قلت كنت بحاجة إلى مكان آمن؟ |
| İşler çığrından çıktı dediğimde hapishane yetkilisi bendim. | TED | عندما قلت أنها خرجت عن السيطرة، كنت أنا آمر السجن. |
| Hayır, Oteli hatırlıyorum dediğimde yine gözlerini devirdin. | Open Subtitles | كلا، كلا، كلا، كلا، حركت عينيك تهكماً عندما قلتُ أنني تذكرت الفندق. |
| Geçen gün size; polise hiç yalan söylemedim dediğimde ciddiydim. | Open Subtitles | عندما قلتُ لك تلك الليلة بأنّي أبدًا لا أكذبُ على الشرطة، عنيتُ ذلك. |
| Ben açıldı diyince. Sana açıldı dediğimde açılacak! | Open Subtitles | حين أقول لك أنه مفتوح إنه مفتوح حين أقول لك إنه مفتوح |
| Sağ Deuce Gun. F Şut 60 Yılan Gözü. 3 dediğimde. | Open Subtitles | يمن متعادل مدفع، ضربة أف 60 عيون الأفاعي عند العدة الثالثة |
| Lanet olası dili öğrenip size yoldan çekilin dediğimde çekilin! - Temizle onları. | Open Subtitles | تعلمي اللغة اللعينة و أبتعدي عن الطريق عندما أقول لكي ذلك أعطهم غسلة |
| Yemeğe gel dediğimde, öğlen dedim, akşamüstü değil. | Open Subtitles | عندما قُلتُ غداءاً، قُلتُ ظهراً، لَيسَ تقريباً الظهرَ |
| Tamam. Üç dediğimde değişelim. | Open Subtitles | حسنا ، لنتبادل تلك الأشياء عند العد لثلاثه |
| Ben bitti dediğimde bitmiş olur. | Open Subtitles | ينتهي الأمر عندما أقولُ بإنه أنتهى |
| Ben hazır dediğimde hazırdır. | Open Subtitles | هو جاهزُ عندما أَقُولُ هو جاهزُ. |
| Birana, bardak altlığı al dediğimde bunu kast etmiştim! | Open Subtitles | عندما آمرك أن تضع البيرة جانباً فأكون قاصداً لكلامي |
| Üç dediğimde. Bir, iki, üç. Geride dur. | Open Subtitles | عند الرقم ثلاثة , واحد إثنان , ثلاثة , إبتعدي |
| Üç dediğimde, en uzağa zıplayacağız. | Open Subtitles | ثمّ عند العدّ الثالث، اقفز أكبر قفزة تستطيعها |
| Belediye başkanları dünyayı yönetseydi dediğimde, bu söz ilk defa aklıma geldiğinde, fark ettim ki, aslında bunu yapıyorlar. | TED | عندما اقول لو ان المحافظين حكموا العالم اول مرة اختلقت هذة الجملة يخطر علي بالي انهم بالفعل يحكمون العالم |
| Bu anlaşmayı bitiririm dediğimde bana inanın. | Open Subtitles | صدقني عندما اقول لك أني سوف اقتل هذا الاتفاق |
| Bunu dediğimde bana inanmalısın. | Open Subtitles | - أنا خطيرة. يجب عليك صدقوني عندما أقول ذلك. |