Annemin bana uzun zaman önce verdiği, eski çağlara ait bir deniz kabuğu. | Open Subtitles | هذه صدفة قديمة أعطتني إياها أمي منذ وقتِ بعيد |
Herkes yerini alınca, deniz kabuğu çalınacak. | Open Subtitles | سيدخل من هناك حالما يتواجد الجميع في المكان، صدفة محار ستنفتح |
Sahilde ilk karşılaştığımızda bulduğumuz deniz kabuğu. | Open Subtitles | الصدفة التى وجدناها فى اول يوم ذهبنا الى الشاطىء |
İşinizi yapmak için buraya yerleşmek zorunda olduğunuzu biliyorum ama eğer sizin için sıkıntı olmazsa deniz kabuğu yerinde kalabilir mi? | Open Subtitles | أدري أنك ستلقي عصاك هنا وما إلى ذلك، لذا خُذ راحتك، إنما اترك الصدفة مكانها. |
Cevap ver Sektör 6. Duyuyor musun deniz kabuğu? | Open Subtitles | تم التأكد من رؤيتهم أيها القطاع ستة هل تسمعني يا شيل |
Bak, babacığım, deniz kabuğu. | Open Subtitles | ألهي. أووه. أنظر أبي, أصداف البحر. |
deniz kabuğu! Deniz kabuğunu tutuyor olman lazım! | Open Subtitles | المحارة يجب أن تكونوا ممسكين بالمحارة |
deniz kabuğu ve yosun da kum yapımında kullanılan biyolojik bileşenlerdir. | Open Subtitles | الأصداف والطحالب هي المكونات البيولوجية التي تشكل الرمال |
Bana bir deniz kabuğu daha bulabilir misin? | Open Subtitles | أتعتقدين أنّه في إمكانك إيجاد صدفة أخرى لي؟ |
Ve gece yarısı yatakta uzanırken biri kulağına deniz kabuğu tutuyormuş gibi bir ses duyarmış. | Open Subtitles | "و عندما كان يستلقي في السرير في منتصف الليل" "كان يسمع ضجة وكأن أحداً يحمل صدفة بحريه في أذنه" |
Hiç kulağına bir deniz kabuğu yapıştırmayı düşündün mü? | Open Subtitles | ألم تفكر قط و لو صدفة في أن تقوم بلصق صدفة ... في المكان حيث كانت أذنك |
deniz kabuğu telefonu. Bir benzeri de benim evimde var. | Open Subtitles | هاتف صدفة لديّ واحدة مثلها في منزلي |
deniz kabuğu gitmemiz gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | تخبرني الصدفة ان علينا الاستمرار في التحرك |
Bekleyin. deniz kabuğu her yerde bubi tuzağı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | انتظر لحظة هذه الصدفة تخبرني ان هذا المكان مفخخ بشكل جنوني |
deniz kabuğu, ateşte sörf yapmazsak başka bir yol bulmamız gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | تقول الصدفة انه اذا لم نتزلج على النار سيكون علينا ايجاد طريق اخر حولها |
deniz kabuğu, ben Tiwaeno. Acil durum var. Tamam. | Open Subtitles | أنا تيوانو يا شيل لدينا حالة طارئة, انتهى |
Ila, ben deniz kabuğu. Tamam. | Open Subtitles | أنا شيل يا إيلا إنتهى |
Cevap ver deniz kabuğu! | Open Subtitles | إدخل يا شيل إدخل يا شيل |
Hayatım boyunca atlayıp zıplayan deniz kabuğu sütyeni takmış olağanüstü denizkızlarıyla tanışma umuduyla geceleri hiç uyuyamadım. | Open Subtitles | إستلقيت ليلا مستيقظة طوال حياتي و أنا أفكر باليوم الرائع الذي سألتقي فيه بداريل هانا ذات الذيل المتحرك وحمالات الصدر من أصداف البحر |
Çocukların niye deniz kabuğu verdin anlamıyorum. | Open Subtitles | لم أفهم سبب كُل شخص بحوزته تلك المحارة. |
Sahile gidelim ve deniz kabuğu toplayalım, denizatı yakalayalım... | Open Subtitles | لنذهب الى الشاطي ونختار الأصداف ، ونصطاد فرس البحر... |
Annenle deniz kabuğu buldunuz mu bakalım? | Open Subtitles | هل عثرت مع أمّك على صدفات البحر؟ |
Bana büyük, pembe bir deniz kabuğu verdi ve... | Open Subtitles | قرّر إحضارى إلى هنا و أعطانى صدفته القرنفليّة الكبيرة |
Öldüğünde elinde bu deniz kabuğu vardı. | Open Subtitles | كان ممسكاً بتلك الصدفه عند موته |
Hatta toplu olarak gezen, deniz kabuğu desenli çekiç başlı köpekbalıkları bile. | Open Subtitles | حتى مسافرو المحيط مثل قروش رؤوس المطارق الصدفية يتجمّعوا في الأعداد الضخمة |