Tüm denizciler için iyi haber, hava koşulları sonunda yeşil ışık yaktı, yani bugün yelken açmanın tam zamanı. | Open Subtitles | الآن، لكُل البحارة في الخارج لدينا رياح جيدة في فترة بعد الظُهر لذا سيكون اليوم مناسباً للخروجِ إلى البحر |
Bir sürü insan Bakire Mary'i gördüğünü söylüyor, hayalet gemiyi gören denizciler bir dakika içinde görünüp kaybolduğundan bahsediyorlar. | Open Subtitles | حسابات الناس رؤية العذراء مريم البحارة أنهم رأوا شبح السفن التي هي هناك دقيقة واحدة وذهب في اليوم التالي، |
O denizciler bizim köyümüzdendi. Ölelim diye bizi buraya süren adamlardı. | Open Subtitles | أولئك البحارة كانوا من قريتنا، الرجال عينهم الذين نفونا هنا للموت. |
Komutanım, ben orduya, denizciler en zorlu savaşlarda en önde olacaklar diye katıldım. | Open Subtitles | سيدي، لقد انضممت للقوات لأنني علمتُ أنّ المارينز سيكونون أول من يقتحم المصاعب |
Birçok insan kedileri dayanıklı denizciler ya da uyumlu yol arkadaşları olarak düşünmeyebilir. | TED | قد يعتقد العديدون أن القطط لا يمكن أن تكون بحارة أو رفقاء متعاونين من أي نوع. |
106 metrelik bir gemiyi, içinde büyük silahları olan büyük denizciler varken almaya çalıştı. | TED | لقد حاول الحجز على سفينة بطول 350 قدمًا خلال تواجد ضباط البحرية الكبار مع الأسلحة الكبيرة على متنها. |
Gelenekleri çok sıradışı, öyle ki bu denizciler herhangi bir araç gereç olmadan Pasifik'te 5 milyon kilometrekare açıldılar. | TED | ان تقاليدهم مميزة جداً ان هؤلاء البحارة يبحرون في مساحة 3 ملاين متر مربع في المحيط الهادىء بدون اي من ادوات الملاحة |
denizciler daha insancıl koşullar için denizde isyan ettiklerinde, mürettebatı bu gençler beslemişti. | TED | عندما تمرد البحارة في عرض البحر رغبةً في تحسين الأوضاع الإنسانية, كانوا أولئك المراهقين الذين يطعمون الطاقم. |
Bu denizciler ana karaya geri dönüp, insanlara neler olduğunu anlattılar. | TED | عاد البحارة للجزيرة الأساسية وأخبروا الجميع بما حدث. |
Bir gemiye binince denizciler onu bakışlarıyla süzdüler. | Open Subtitles | وحينما صعد على متن السفينة انتبه له البحارة |
Neden Alman denizciler gibi giyinmedik sanıyorsun? | Open Subtitles | والا لماذا في رايك نحن نرتدي زي البحارة الالمان؟ |
Orada durmakta olan ve hâlâ bulunan yıldızlar denizciler tarafından denizdeki yerlerini belirlemek amacıyla kullanılırlar. | Open Subtitles | لطالما استعان البحارة بالشمس والنجوم لتحديد موقعهم فى البحر. |
denizciler, onun şarkısıyla öylesine büyülenmişler ki gemilerini, kayalara çarpıp, ölmüşler. | Open Subtitles | كان البحارة مسحورون بغنائها حيث اصطدمت سفنهم بصخور وماتوا |
Bu sırada, denizciler Melbourne'e yaklaşırken başarılarının haberi onlardan önce duyulmuştu. | Open Subtitles | في هذه الأثناء عندما وصل المارينز إلى ميلبورن سبقتهم أخبار نجاحهم |
Demek artık korsanları yakalamanın yanısıra, denizciler yarı zamanlı hazine avcılığı mı yapıyor? | Open Subtitles | إذاً الآن بجانب القبض على القراصنة يبدو أن المارينز يعملون أيضاً في اقتناص الكنوز ؟ |
Savaş gemisinde çalışan denizciler kraliyet ailesiyle birlikte poz veriyor. | Open Subtitles | يا بحارة السفينة الحربية ، قفوا لإلتقاط صورة مع العائلة الملكية |
Paraşütçü Birliği alarmda ve denizciler konuşlandı. | Open Subtitles | قوات 82 محمولة جوا في حالة تأهب و قوات المشاه البحرية في اماكنهم |
Beraberindeki bütün denizciler öldürülmüştü. - Bu ufaklığı nasıl yakaladınız? | Open Subtitles | أجل، كان وحده أيضاً، و البحاره أتباعه قد قُتِلوا |
- denizciler denizde nasıl gömülür, bilir misin? | Open Subtitles | حسناً، أنتِ تعلمين أن البحّارة يدفنون في البحر؟ |
Gemilerde hiç erzak yoktu. Sadece denizciler. | Open Subtitles | لم تكُن ثمّة مؤن على السفن، بل بحّارة فقط. |
Dahası, denizciler yemek yedikten sonra temizlik yapıyorum. | Open Subtitles | وليس هذا فقط أنظف الفضلات خلف كل بحار يأكل |
Bu benim evim ve onun yaşlı denizciler için kullanılmasını istiyorum. | Open Subtitles | إنه منزلي وأريده أن يتحول إلي سكن للبحارة المعتزلين |
Meksikalı uyuşturucu karteli dört denizciyi tuzağa düşürdü birini öldürdü diğer ikisini kaçırdı ya da denizciler arasındaki aşk üçgeni cinayete sebep oldu. | Open Subtitles | احتكار مخدرات مكسيكي ينصب كمينا لأربعة مارينز يقتل واحداَ ويختطف الإثنان الآخرين أو ثلاثي الحب بين رفاق مارينز |
Endişeliydim ama liseli kızlarla beraber denizciler olacaksa... | Open Subtitles | لقد كنت قلق ، لكن ما دام هناك جنود بحرية فى مدرسة البنات الثانوية... |
Pekala, kafalari egin denizciler.. | Open Subtitles | حسـناً، رؤوسـكم للأسفل أيها الجنود |
Bazı denizciler tavsiye etmişti. | Open Subtitles | بعض من البحارين على الباخرة كانوا يحبونه |
Victor Janklow ve Craig Mangold eski denizciler. | Open Subtitles | "فيكتور جانكلو"و"كريغ مانغولد" رجال بحريه سابقين. |