Müşteri getirtmeye yardımcı olmak için, benden onun Denizkızı gösterisini çekmemi istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أصور عرض حورية البحر الخاص به للمساعدة في جلب الزبائن |
Ancak dikkatinizi çekmek istediğim şey Denizkızı Alayı değil, buradaki fotoğraflar. | TED | وما أريد أن أشد إنتباهكم له هو ليس مهرجان حورية البحر نفسه ، رغماً عن أنه ساحر، لكن عوضاً عن ذلك هذه الصور. |
"Denizkızı Alayı"ndaki koordinasyon maaliyetleri, burada daha da zor. | TED | وكل شئ كان صعباً حول تكاليف التنسيق مع حورية البحر سيكون أصعب هنا. |
- Evet. Hastanede gördüğüm Denizkızı rüyasından esinlendim. | Open Subtitles | حصلت عليه من حلم الحورية الذي أتاني بالمستشفى |
Sadece basit bir kız olmaktansa bir Denizkızı olmayı tercih etmiştim. | Open Subtitles | لقد اعتقدت اني لو اصبحت حورية بحر سأكون أفضل من بنت |
"Free Willy" "Legally Blonde" "Küçük Denizkızı"... | Open Subtitles | ... فريي ويلي و ليجالي بلوند ليتل ميرميد |
"1953 Miss Denizkızı" yarışması. | Open Subtitles | آخر حفلاتنا في الصيف انتخاب ملكة جمال حورية البحر ١٩٥٣ |
"1953 Miss Denizkızı" seçilen; | Open Subtitles | بأربعة من خمسة أصوات ملكة جمال حورية البحر لعام ١٩٥٣ هي |
Sürekli bir Denizkızı olduğunda, sonsuza dek arkadaş olacağız. | Open Subtitles | عندما تنضم الينا حورية البحر.. سنكون أصدقاء للأبد |
Üzerinde Denizkızı olan acayip silgilerden alabilirsin ona. Bayılacaktır. | Open Subtitles | تستطيعين أن تأخذي لها محاية غير تقليدية وعليها حورية البحر, فهي ستحب ذلك |
Etrafta Küçük Denizkızı gibi dolaşma. | Open Subtitles | عندما تدخل هناك، أبق إنزواءا. لا تقفز حول مثل حورية البحر الصغيرة الملعونة. |
O her zaman düşüncelerimde ve mutluluğumu onun ellerine teslim edebilirim,' diye yanıtladı küçük Denizkızı. | Open Subtitles | وهو دائما في أفكاري وسأضع سعادتي في يديه أجابت حورية البحر الصغيرة |
- Her neyse, şu Denizkızı... | Open Subtitles | إذاً على كل حال ، هذه الحورية صديق ليلي طلب منها |
Denizkızı, prensten hoşlanmaya başladığı o andan itibaren su kabarcığı olmak kaderiydi. | Open Subtitles | ففي اللحظة التي بدأ فيها حب الحورية لأمير كتب عليها أن تختفي كفقاعة |
Küçük Denizkızı kaybolmak üzereydi o an Prens gerçeği anladı ve Prenses'e şöyle söyledi... | Open Subtitles | الحورية الصغيرة كانت على وشك أن تختفي وفي تلك اللحظة،عرف الأمير الحقيقة وأخبر الأميرة |
Sonra bir çukur kazdık ve onu kumla ve kabuklarla kapladım küçükte bir Denizkızı kuyruğu çizdim. | TED | لذلك حفرنا حفرة وغطيتها في الرمال والمحارات ورسمت ذيل حورية بحر صغير. |
Yaparsam, beni ebediyen bir Denizkızı yaparmısn? | Open Subtitles | لو فعلت هذا.. هل ستجعليني حورية بحر إلى الأبد؟ |
ah, aklıma gelmişken, Denizkızı olarak zamanın dolmak üzere. | Open Subtitles | أوه.. وبالمناسبة وقتك كحورية بحر قد انتهى |
Seks yapıyor değil, Küçük Denizkızı'nı izleyip, kakaolu süt içiyor olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تشاهد (ليتل ميرميد) و تحتسى (يوهو) و ليس ممارسة الجنس |
Küçük Denizkızı'nı izleyip, kakaolu süt içmek istermisin? | Open Subtitles | أتريدين مشاهدة (ليتل ميرميد) و احتساء بعض الـ(يوهو)؟ |
O zaman küçük Denizkızı bana "Sadece küçüklerle fotoğraf çekiliyorum" diyemez. | Open Subtitles | حتى لا تستطيع الحوريات أن تقول لي "الصور مع الاطفال فقط" |
Denizkızı Moteli'ne ne olduğunu söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | أيمكن أن تخبرني ما الذي جرى لنزل "سيفير"؟ |
Benden tek istediğin istediğin o değerli, küçük Denizkızı olmamdı. | Open Subtitles | لمْ ترد منّي إلّا البقاء حوريّة البحر الصغيرة الغالية عليك |
Dünyaca ünlü Denizkızı Penguenler! | Open Subtitles | لدينا الشهيرة العائمة حوريات البحر ممتلئ الجسم. |