Çalışma arkadaşlarımın bir fotoğrafı. Dil, otizm ve diğer şeyler üzerine ilk çalışmaya başladığım zamanki çalışma arkadaşlarım. | TED | بهذه الصورة للسيدات اللاتي قمن بمساعدتي، أوائل المساعدات. عندما بدأت أعمل على اللغة والتوحد وبعض الأشياء الأخرى. |
Yemeğin yanında temizlik malzemeleri ve diğer şeyler de öyle. | Open Subtitles | ،وبالإضافة إلى المأكل هنالك التنظيف. وكل الأشياء الأخرى |
Yanlış anlama ama Olayın teknik tarafını hallettin peki ya diğer şeyler? | Open Subtitles | أنت تتمكّن من العلوم ولكن ليس من الأشياء الأخرى |
Sattıkları diğer şeyler arasında... | Open Subtitles | من بين أمور أخرى قاموا ببيعها هي |
Burada, meyveler, sebzeler ve size gerekli olabilecek diğer şeyler var. | Open Subtitles | يوجد فواكة و خضار و أشياء أخرى من أجلكم يا رفاق |
Yani o parça yok oluyor, ve sizde ekran ve diğer şeyler falan oluyor. | TED | لذا فتلك القطعة تختفي، وبعد ذلك لديك شاشة العرض وكل شيء آخر. |
diğer şeyler bir tarafa gerçekten alkole olan düşkünlüğümden utanç duyuyorum,evet senin nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum Muhtemelen sana inanmayacaktım | Open Subtitles | من بين اشياء اخرى لا استطيع لوم اسرافى فى الخمر عليها، نعم |
Tamam, ama hala diğer şeyler için çalışmalıyım. | Open Subtitles | حسناً إذاً, مازلت بحاجة لإتقان كل الأشياء الأخرى |
Demek istediğim sadece biz kızlar için seks diğer şeyler kadar önemli değildir. Bizi fark etmeniz kadar mesela. | Open Subtitles | فقط ما أقصده هو ان الجنس ليس بقدر أهمية الأشياء الأخرى للنساء كملاحظتك لهم |
Önemli olan şu ki, biz ikimizde bir aile istiyoruz, ve tüm bu diğer şeyler kendi kendine hallolacaktır. | Open Subtitles | المقصود هو أن كلانا يريد عائلة و كل الأشياء الأخرى ستحل نفسها |
Adamın yaptığı diğer şeyler hakkında bir şeyler söyleyip söylemediğinizi sordu kutsal bir yerin tahrip edilmesi hakkında. | Open Subtitles | إذا كنتم قد قلتم أي شيء عن الأشياء الأخرى التيفعلهاهذاالرجل.. كتدمير مكان مقدّس. |
Sanırım çaldığı diğer şeyler sadece bu dosya hırsızlığını ört bas etmekti. | Open Subtitles | أظن الأشياء الأخرى التي سرقها للتغطية فقط |
O benim için güneş, ay ve diğer şeyler. | Open Subtitles | إنها الشمس، والقمر وكلّ الأشياء الأخرى بالنسبة لي |
Akıl almak derecede göz korkutucuydun, Bunun yanında muhteşem, güzel değişmeyen bazı diğer şeyler. | Open Subtitles | لقد كنتِ مُخيفة بشكل لا يصدّق ناهيكِ عن كونك متألّقة , جميلة بعض الأشياء الأخرى التي لم تتغيّر |
diğer şeyler tamamen pislenmeden erişilemmeyecek kadar çöplüğün dibindeydi. | Open Subtitles | الأشياء الأخرى عميقة جداً في مكب النفايات لتصل إليها دون أن تتوسخ بالكامل |
İstediğim diğer şeyler ben evlenene kadar bekleyemez. | Open Subtitles | تلك الأشياء الأخرى التي أريدها لا يمكن أن تنتظر حتّى أتزوّج |
Evet ama diğer şeyler var. | Open Subtitles | نعم، ولكن هناك أمور أخرى لها أولوية. |
diğer şeyler... için gelirdim. | Open Subtitles | .... كنت سآتي من أجل أمور أخرى |
Ve belki de diğer şeyler elbiseden daha ucuzdur. | Open Subtitles | و لربّما هناك أشياء أخرى أرخص من الفستان |
Fakat artık internet ve diğer şeyler arasında bir ayrım kalmadı. | TED | لكن لم يعد هناك في الواقع فصل بين الإنترنت وأي شيء آخر. |
diğer şeyler sana küfür ettirir ve sövdürür. | Open Subtitles | بعض الأمور الأخرى تدفعك إلى التجديف واللعن |
diğer şeyler de sandığın gibi sonuçlanmaz. | Open Subtitles | بعض الامور لا تكون مثل ما تتمنى |