Dr. Stark'ın ameliyat esnasında vefat ettiğini duyunca doğrudan buraya geldim. | Open Subtitles | أتيت إلى هنا مباشرة بعد أن سمعت أن الدكتور ستارك قد توفي أثناء الجراحة |
Onu doğrudan buraya adamları ve silahlarıyla birlikte yollayacak. | Open Subtitles | سوف ترسله إلى هنا مباشرة برفقة رجاله وأسلحته |
Mahkemede hüküm giydikten sonra doğrudan buraya geldiğin için takım elbisen vardır diye tahmin ediyorum. | Open Subtitles | انت اتيت الى هنا مباشرة بعد المحكمة بعد اعترافك لذا انا اتوقع ان لديك بدلة من نوع ما؟ |
George benim için piyanoyu almış ve doğrudan buraya gelecek. | Open Subtitles | لقد اشترى لي "جورج" البيانو، و سيأتي إلى هنا مباشرةً |
- Yok, efendim. doğrudan buraya geldim. | Open Subtitles | لا يا سيدي، جلبناهم إلى هنا مباشرة |
Aslında ıssız bir yerde çoğunlukla sızlanıp sövdüğüm dört ayın ardından doğrudan buraya TED sahnesine gönderilmiş gibi hissediyorum. | TED | أشعر أنني في الحقيقة نُقلت إلى هنا مباشرة بعد أربعة أشهر وسط الخلاء، قضيّت معظمها مزمجرًا وشاتمًا، مباشرة إلى منصّة TED. |
Sonra doğrudan buraya geldik, o zamandan beri de döktürüyoruz. | Open Subtitles | ثم أتينا إلى هنا مباشرة إلى تسجيلات (بونشين) منذ ذلك الحين |
Bu yüzden doğrudan buraya geldim.. | Open Subtitles | لذا جئت الى هنا مباشرة انا ... |
Kate Balfour'a asi kadınlara yapmaktan zevk aldığı şeyi yapacak olursa onu teslim edecek ve onu doğrudan buraya adamları ve silahlarıyla gönderecektir. | Open Subtitles | لو فعل مع (كيت بلفور) ما يسعده مثل ما يفعله مع باقي النساء سوف تستسلم وترسله هنا مباشرة |