dolapların çoğunun çift sayıda böleni var, ki düşününce mantıklı çünkü bölenler çiftler hâlinde gelirler. | TED | أغلب الخزائن تحتوي على عدد زوجي من العوامل، وهذا منطقي لأن العوامل طبيعياً تتجزأ لأزواج. |
dolapların araştırılması sonucunda, altınlar, yüzükler inciler ve farklı ülke paralarından oluşan bir servet ortaya çıkartıldı. | Open Subtitles | فحص الخزائن أنتج ثروة في الذهب والخواتم واللآلئ والمال من كلّ أنواع العملات |
Belki de evrakları şu dolapların arkasına atabiliriz ve ya... | Open Subtitles | ربما يمكن أن نلقى الشيك خلف أحد الخزانات مثلا |
dolapların birinde buldum. | Open Subtitles | وجدته في احد الخزانات ربما إذ يمكننا توصيل الطاقة به |
Gece yarısı dönme dolapların yanındaki Prater Café de buluşuruz tamam mı? | Open Subtitles | قابلْني في مقهى براتر قُرْب الدولاب الهوائي عند منتصف الليل. |
Şanslı olanlar hamakta talihsiz olanlarsa dolapların üzerinde yatmak zorundaydı. | Open Subtitles | المحظوظين كان لديهم اسره معلقه والأقل حظاً كانوا ينامون على خزانات الثياب |
Onları dolapların ardındaki girişten üsse girerlerken gördüm. | Open Subtitles | و لقد رأيتهم يدخلون إلى القاعدة من خلال مدخل خلف خزائننا |
Aralıklı kan izleri dolapların bulunduğu yerden başlamış... koridorun sonuna kadar devam etmişti. | Open Subtitles | ألحقت آثار دم بدأت في غرفة الخزائن وتوجهت إلى القاعة |
dolapların hangisinde ne olduğunu size söyleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع القول لك ماذا يوجد في أي من هذه الخزائن |
Ama dolapların açılmasına izin verme yetkisi bende değil. | Open Subtitles | لكنني لا تملك السلطة لفرض عقوبات على فتح الخزائن. |
Lütfen anlayın, Komisyon Üyesi dolapların açılması için izin vermek, olayı dallandırıp budaklandırır. | Open Subtitles | يرجى فهم، المفوض، إعطاء إذن لفتح تلك الخزائن لها تداعيات. |
Hızlıca dolapların olduğu yere doğru hareket ediyor. | Open Subtitles | تتحرك بسرعة، ذاهبةٌ مباشرةً إلى الخزانات. |
Kendini lisede canlandır, dolapların olduğu koridorda. | Open Subtitles | تصوّر نفسك في رواق المدرسة حيث توجد الخزانات. |
Anıların işte orada. dolapların içerisinde. | Open Subtitles | إنّ ذكرياتك هناك، كلها موجودة داخل الخزانات. |
Hadiiçeri gir de dolapların üstünü silmeme yardım et. | Open Subtitles | تعال إلى هنا وساعدني في تنظيف هذا الدولاب. |
dolapların yanına git. | Open Subtitles | اذهبي الي الدولاب. |
Pekala dolapların içine bakıyorum. | Open Subtitles | ألقيت نظره داخل الدولاب |
Tıpkı örümcek ayakları olan küçük bir bebeğin başına benzer, ...ve özellikle dolapların arkasında yuvalanmak için evrimleşmiştir bundan büyük ihtimalle bahsetmemeliydim. | Open Subtitles | يشبه رأس طفل صغير وله أرجل عنكبوت وقد تطورت خصيصاً، حتى ... تكمن في ظهر خزانات غرف النوم |
Hayır. Yukarıdaki dolapların hiç birinde yoktu. | Open Subtitles | لا، ليست فى خزانات الدور العلوي |
Bence dolapların amacı bu kadar. | Open Subtitles | أعتقد أن الأمر ينطبق فقط على خزانات. |
Hayır, daha değil. Bak, bunlar bizim dolapların aynısı. | Open Subtitles | كلاّ, لم أقابلها بعد انظرِ, هذه خزائننا |