ويكيبيديا

    "doldurdu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ملأ
        
    • ملأت
        
    • يملأ
        
    • ملئ
        
    • وملأ
        
    • ملء
        
    • ملأني
        
    • مَلأَ
        
    • ملأتني
        
    Yaşamının son iki yılında, hastayken, bir not defterine benimle ilgili düşüncelerini doldurdu. TED في آخر سنتين من حياته، عندما كان مريضاً لقد ملأ مذكرته بخواطره عني
    Ve izleyicinin sana duyduğu sevgi kalbindeki boşluğu neredeyse doldurdu. Open Subtitles والحب الذي حصلت عليه من الجمهور ملأ تقريباً فراغ قلبك
    Annem bugün boşanma belgelerini doldurdu. Artık resmi olarak dağılmış bir yuvadan geliyorum. Open Subtitles ملأت أمّي أوراق الطلاق اليوم, لقد أصبح الأمر رسمياً, أتيتُ من بيت محطّم.
    Açıklıkları, ince kabuklu, yangına hassas ve küçük ağaçlar doldurdu ve ormanlarımız birbirine çok yakın ve birbirine değen ağaçlarla kaplanıp sık bir hâle geldi. TED أشجار صغيرة رفيعة الأغصان وحساسة للنيران ملأت الفراغات وأصبحت غاباتنا كثيفة ومليئة بأشجار متقاربة تتلامس مع بعضها
    Defterler üstüne defterleri kızına yazdığı mektuplarla doldurdu. TED فقد كان يملأ دفتراً تلو الآخر برسائل إلى ابنته.
    Araziyi doldurdu ve kuşlara yer kalmadı. Open Subtitles لقد ملئ الاراضي بالمياه وهدم أعشاش الطيور
    Bu gemiyi sizin ve benim gibi insanlarla doldurdu. Open Subtitles وملأ هذه السفينة بأناسٍ مثلي ومثلك.
    Karınız onu kandırdı ve kafasını propangadalarla doldurdu. Open Subtitles زوجتكَ أغـوته وحاولت ملء رأسه بالدعاية
    Evet, dedim, dedim, dedim, ama bu... sevgin, şey gibi, benim içimi bir şeylerle doldurdu. Open Subtitles نعم،لقد فعلت،لقد فعلت لكن... حبك،إنه ملأني بمثل هذه الأشياء
    Bardağını 3 kez doldurdu ama bir tek yudum aldığını bile görmedim. Open Subtitles أعادت ملأ كأسها ثلاث مرات لكنّني لم أرها تشرب منه أيّ رشفة.
    Tüccarlar ve elçiler, hikayedeki boşlukları destansı şiirler ve İncil'den alıntılarla doldurdu. TED ملأ التجّار والمبعوثون ثغرات القصة بأشعارٍ ملحميّة ومقاطع من الكتاب المقدّس.
    Ki,buda bizimsavaşmalarımız ve çocuklarımızın devralacağı yaşa kadarki zamanı doldurdu. Open Subtitles وهذا ملأ وقتها وعوضها عن الوقت الذي كنا نقضيه في القتال و عندما كبر أولادنا بما فيه الكفاية تحملوا المسوؤلية عنا
    Garson su bardağımı her iki dakikada bir doldurdu. Open Subtitles ملأ مساعد النادل كأس الماء خاصّتي كلّ دقيقتين
    Sen yokken o senin yerini doldurdu o kadar. Open Subtitles هو ملأ مكانك بينما كنت بعيداً، ذلك كل شئ
    Şu kendini beğenmiş shtako benden daha fazla alkış almak için orayı kendi madencileriyle doldurdu. Open Subtitles هذا اللعين لقد ملأ الجمهور بعمال مناجمه حتى يحصل على تصفيق أكثر مني.
    Kahve ısmarladım, tamam mı? Fincanımı sadece üç kere doldurdu. Open Subtitles لقد طلبت القهوة ، لقد ملأت فنجاني لثلاث مرات
    Kahve ısmarladım, tamam mı? Fincanımı sadece 3 kere doldurdu. Open Subtitles لقد طلبت القهوة ، لقد ملأت فنجاني لثلاث مرات
    "Duman ciğerleri doldurdu. Fakat kalbinde bir özlem var." Open Subtitles الدخان يملأ الرئتين، ومع ذلك هناك طمئنينة في قلبي
    Sonra adamın arabasını suyla doldurdu ve Baja'ya geldi. Open Subtitles في اليوم التالى ، ملئ قمرة السيارة بالماء وقادها بنفسه حتى مدينة باها
    Yüreğini derin bir sevgi ve ilahi dirayetle doldurdu. Open Subtitles وملأ قلبه بالحب العميق والحكمة المقدسة
    Benim büyük babam White Haven taş ocağını kazdı ve diğer büyük babam da onu silgi fabrikasından gelen pislikle doldurdu. Open Subtitles جدي شارك في حفر محجر " وايت هايفن " ـ وجدي الآخر أعاد ملء الحفرة بالحمأة من المصنع
    Bu kadar uzun süre sonra tekrar evimizde olmak, içimi hoş hatıralarla, ikimizin hatıralarıyla doldurdu. Open Subtitles أن أعود لبيتنا بعد وقت طويل جداً قد ملأني بكل انواع الذكرياتالسارة... ذكريات بشأننا نحن الأثنين.
    Yağmurla fırtına ile doldurdu.. Open Subtitles بالمطرِ مَلأَ بالعواصف الثلجيةِ.
    Vergi dairesine gidip bütün yanlışlarımdan arınmak içimi başka hiçbir yerde hissedemediğim bir neşe ile doldurdu. Open Subtitles بذهابي الى دائرة المركبات والتخلي عن أفعالي السيئة جميعها ملأتني بسعادة لم أشعر بها في مكان آخر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد