ويكيبيديا

    "dolu bir odada" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في غرفة مليئة
        
    • في حجرة ممتلئة
        
    Nitekim onu, içi silah ve porno dergileriyle dolu bir odada buldum. Open Subtitles على أي حال، عرفت بكذبها في غرفة مليئة بأسلحة ومجلات سبانك هاوس
    Amigolarla dolu bir odada amigolar hakkında atıp tutulur mu? Open Subtitles تتحدثين بشكل سيء عن المشجعين في غرفة مليئة بهم ؟
    Bana kim olduğumu sorduklarını hatırlıyorum. Bir cevabım yoktu. En azından hakikatin peşinden koşan erkeklerle dolu bir odada, hiçbir cevap doğru hissettirmedi. TED أتذكر أنني سُئلت من أنا، ولم يكن لدي إجابة، على الأقل ليست التي شعرت أنها صادقة في غرفة مليئة برجالٍ يسعون إلى الحقيقة.
    Çoğunu çıplak görmüş olduğun erkeklerle dolu bir odada olmak ilginç olmalı. Open Subtitles لا بد من أنه مشوق, أن تكوني في غرفة مليئة برجال معظمهم رأيتيهم مع سراويلهم أسفلهم
    Sence, yanlış insanlarla dolu bir odada mıyım? Open Subtitles لذا تعتقد أننيّ أقف في حجرة ممتلئة بالنّاس الخطأ ؟
    - Ağzına kadar silah dolu bir odada. Open Subtitles أريد أن يتم القاء القبض عليه انه في غرفة مليئة بالمسدسات
    Mikrofonlarla dolu bir odada cinayet işlediğimi itiraf edeceğimi mi sandın? Open Subtitles تظن انني سأقوم بالإعتراف على جريمة قتل في غرفة مليئة بمكبرات الصوت
    Beni görüşü sıfır olan duman dolu bir odada bıraktı. Open Subtitles لقد تركني في غرفة مليئة بالدخان مُنعدمة الرؤية.
    Sizi tanımayan insanlarla dolu bir odada bir kaynak olarak çıkmazsınız. Asla. Open Subtitles أنت لا تكشف عن مصدر خارجي في غرفة مليئة بأناس لا تعرفهم، مطلقًا
    Adam, kitaplarla dolu bir odada yalnız, kendi kendine konuşuyor. Open Subtitles رجل بمفرده في غرفة مليئة بالكتب ويكلّم نفسه
    Opioid reseptörlerimizde yeterli sinyalleşme olmadığında, önemsediğimiz sevdiğimiz ve bizi seven insanlarla dolu bir odada bile yalnız hissedebiliriz. TED عندما لا نملك الإشارات الكافية عند مستقبلات المواد الأفيونية، نشعرُ بالوحدة في غرفة مليئة بالأشخاص ممن نهتم بهم ونحبهم ويحبوننا.
    - Polislerle dolu bir odada telefonunu takip ediyor. Open Subtitles - إنه في غرفة مليئة بالشرطة. يتعقبون هاتفك.
    - Bir tane daha. - Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum. Todd, senin yerinde olsaydım avukatlarla dolu bir odada oturmadan önce konuyu çözerdim. Open Subtitles - أنا لا أفهم ما يعني ذلك حسناً يا تود , لو كنت مكانك أعتقد أنني سأكتشف ذلك قبل أن تجلس في غرفة مليئة بالمحامين
    - Şeker dolu bir odada öpüşüyoruz. Open Subtitles نقبل بعضنا في غرفة مليئة بالحلوى.
    Siyah mallarla dolu bir odada ebedi uykuna yatacaksın. Open Subtitles ستجدي الراحة الأبديّة* *في غرفة مليئة بالبضائع السوداء
    Kocaman şişko Japon heriflerle dolu bir odada Martha Stewart'ın çıplak kaldığını hiç sanmıyorum. Open Subtitles (أنا متأكد أن مقدمة البرامج (مارثا ستيوارت لَم تكن يوما عارية في غرفة مليئة بأشخاص يابانيين سمناء
    Yani Bay Hastings, insan dolu bir odada deli gibi çığlık atmak istemesine rağmen... Open Subtitles إذنالسيد(هايستينغ)،عندماكان.. في غرفة مليئة بالناس وأرادأنيصرخبأعلىصوته .. فقام بفعل هذا بدلاً من ذلك ...
    Kendimi yanlış insanlarla dolu bir odada yanlış parayla buldum. Open Subtitles قبل أن أعرفها, أنا كنت في حجرة ممتلئة بالنّاس الخطأ ... ...بالمال الخطأ .

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد