Bu adamların içeride dostları var. Dışarı çıkacak kadar uzun yaşayamam. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال لديهم أصدقاء ، كما تعرف و لن أفلت منهم |
Majesteleri'ne, İmparator'un aksine, kendilerine, iyi ve inançlı dostları olacağımızı temin ederim. | Open Subtitles | يمكنني أن أؤكد لصاحب الجلالة بأنك ستجدنا أصدقاء طيبين ومخلصين خلافا للامبراطور |
Biz de birbirimizin kartvizitlerini aldık ve sonrasında birbirimizle haberleşmeye devam ederek 'High Line dostları' adlı bu derneği kurmaya karar verdik. | TED | وهكذا تبادلنا بطاقات الأعمال، وواصلنا الإتصال ببعضنا البعض وقررنا أن نبدأ منظمة، أصدقاء الهايلاين. |
Bazılarının vergiden düşülebilen kayıpları riske edebilen birçok zengin dostları vardır. | Open Subtitles | واحد له عدد كبير من الأصدقاء الأغنياء الذي سيخاطر بخسائر الاستقطاعات الضريبية. |
Büyükbabamın iş arkadaşları da oradaydı, en iyi dostları Greenie ve Block. | Open Subtitles | حيث يجب ان تقابل أطفال جدى الآخرينِ، اعز أصدقائه كرينى و بلوك. |
Bir noktada Afrika'da bulunmak için nedeni olan Afrika'nın tüm dostları, bu acınacak durumla ilgili olarak endişelenmeliler. | TED | جميع أصدقاء أفريقيا ، الذين سيكون لهم سبب للتواجد في أفريقيا في وقت ما عليهم أن يكونوا قلقين لهذا الوضع المؤسف |
Hepimiz eski güvenilir dostlardan haftayı dostları | Open Subtitles | لقد تلقينا جميعاً رسائل من أصدقاء قدامى موثوق بهم |
Teşekkürler. Bir erkeğin sizin gibi dostları varken başı belaya girmez! | Open Subtitles | شكرا لكم ، الرجل الذي لديه أصدقاء مثلكم لن يكون لديه أي مشاكل |
Liman çevresinde kabadayı dostları var... ve fiyatta anlaşırsanız-- | Open Subtitles | لديه أصدقاء شرسين بطول الساحل وبسعر مناسب |
Önemli dostları var. Casale ve DiGiorgio onları araştırsın. | Open Subtitles | لدية أصدقاء أصحاب نفوذ في كل مكان أريد أن يراقبة كاسال و دجورجيو |
Doğa dostları ağaçları sever, bilirsiniz... bu yüzden bende toplantılara geliyorum. | Open Subtitles | أصدقاء الطبيعة يحبون الاشجار لذلك جئت إلى الاجتماعات. |
Hükümette etkili dostları olan sadık bir anti-komünisttir. | Open Subtitles | معادي مخلص للشيوعية مع أصدقاء مؤثرين بالحكومة |
- Eski dostları tekrar görmek çok sevindirici. | Open Subtitles | إنه من الجيد رؤية الأصدقاء القدامى مرة اخرى |
Eski dostları kaybetmek çok üzücü. | Open Subtitles | أنني أشعر بالأسف لفقدان الأصدقاء القدامى |
- dostları onu sevmezdi. - O da dostlarını sevmezdi. | Open Subtitles | أصدقاؤه لم يكونوا يحبونه - هو لم يحب أصدقائه - |
dostları ve iş arkadaşlarıyla konuştum. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع بعض أصدقائه وشركائه، وليس لأحد من أي وقت مضى |
Bütün o zengin dostları yaşayacak. Kurtarmaya değer gördüklerini de koruyacak. | Open Subtitles | أيًا من أصدقاءه الأثرياء هؤلاء وأيًا من يظن أنه يستحق الحياة |
Hanımefendi İskoç dostları tarafından kendine iyi davranıldığını iddia ediyor. | Open Subtitles | تدعي السيدة أنه تَمَ معاملتها بإحسان مِن قِبل أصدقائها الإسكتلنديين |
En zengin adam dostları en güçlü kişilerden oluşandır. | Open Subtitles | الرجل الذكى هو من يصادق الاصدقاء الاقوياء |
Dünyada düşmanının olmamasının sebebi işte bu sadece dostları ondan nefret ediyor. | Open Subtitles | لهذا ، ليس له عدو فى الدنيا إن أصدقاؤه فقط يكرهونه |
Babamın dostları,dikkat çekmeden en fazla bu kadarını taşıyabilceklerini söylediler. | Open Subtitles | حلفاء والدي قالوا أنّ هذا كل ما يمكنهم تأمينه -دون إثارة الانتباه |
Şu anda, Rambina ve dostları bize ne yapacaklarını düşünüyorlar. | Open Subtitles | الآن، هذه الفتاة و رفاقها يناقشون ما سيفعلونه بنا |
Dünya Çevre dostları Grubu'nun oybirliğiyle aldığı karar sonucu Londra'dan | Open Subtitles | إجتماع كبير للجماعة البيئية لأصدقاء الأرض |
Güney Amerikalı bir rugby takımı komşu Şili'de maç yapmak için dostları ve akrabalarıyla And dağları üzerinden geçer. | Open Subtitles | فريق لكرة الركبي من شمال أمريكا مع أصدقائهم وأقربائهم يعبرون جبال الأنديز المجاوره للتشيلي للعب مباراة |
Hetty'nin yüksek makamlarda dostları var. Evet. | Open Subtitles | إنَّ "هيتي" لديها أصدقاءٌ ذوا مرتبةٍ رفيعة |
Gabriel'le merkezdeki dostları hayatımın başından beri benden bunu bekliyorlardı. | Open Subtitles | قابرييل واصدقائه بالمركز كانوا ينتظرون طوال حياتي لهذا |
Calısanlarla oturmak. Sanırım bu dostları olduğumu kanıtlar. | Open Subtitles | الجلوس مع الموظفين يثبت بأنني صديقهم |
dostları alışkanlıkları. | Open Subtitles | حلفاؤهم وعاداتهم |