ويكيبيديا

    "dublin'de" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في دبلن
        
    Dublin'de, ilk tanıştığımız zamanki gizli kimliğini anımsattı bana. Open Subtitles يذكرني بك وأنت متخفٍ في دبلن أول مرة التقيتك فيها
    Dublin'de o kızın Pakistanlı olduğunu öğrendiğinde, sen ona yenge demiştin. Open Subtitles في دبلن قلت عنها زوجة أخيك وعندما علمت أنها باكستانية
    Dublin'de Windmill Lane'deydik. Yağmur yağıyordu. Open Subtitles و كنا في طاحونة لين في دبلن و كان الجو ماطراً
    Yaklaşık 12 yıl önce Dublin'de bir vapur iskelesine vardım, profesyonel bir yabancı, baktığınız zaman ve eminim daha önce hepinizin böyle bir tecrübesi oldu, değil mi? TED إذًا انجرفت إلى ميناء المعديات في دبلن قبل حوالي 12 سنة، احترف الاغتراب إذا صح لنا أن نقول وأنا متأكد من أن جميعكم قد مر بهذه الخبرة من قبل، أليس صحيح؟
    Dublin'de doğan Beckett, tiyatro şiir ve nesir yazarak yaşadığı Paris'ten önce İngilizce, Fransızca ve İtalyanca okudu. TED وُلد بيكيت في دبلن ودرس اللغات الإنغليزية، الفرنسية والإيطالية قبل انتقاله لباريس، حيث أمضى معظم حياته يكتب المسرحيات، الشعر والنثر.
    Dublin'de yaşıyor. Orada böyle bir oyuncak bulamaz. Open Subtitles يعيش في " دبلن " لا أجد ألعاباَ مثلها هناك
    Dublin'de oldu. Büyük bir kutlama istemediler. Open Subtitles كان في دبلن.لم يرغبوا في حفل كبير
    Leydi Sybil ise Dublin'de bir zindanda bile çürüyor olabilir. Open Subtitles وكل ما نعرفهُ عن الليدي "سيبيل" أنها قابعة في زنزانة في مكانٍ ما في "دبلن"
    Dublin'de olmadığı için üzgünüm. Open Subtitles أنا آسفة لأنهُ لم يمكن أن يكون في "دبلن"
    Jack onlara bayılırdı. Geçen sene Dublin'de izlemişti onları. Open Subtitles "جاك" أحبهم، رآهم يستعرضون في "دبلن" الصيف الماضي.
    - Dublin'de modeller için iş yok. Open Subtitles لا يوجد عمل حقيقي لعارضي الأزياء في "دبلن" ، تعلم؟
    Araştırmam bize öğretti ki Mark'ın zedeli ve hareketsiz omuriliğine düzgün, hareketli ve uyanık halini hatırlatmalıyız. Ekso Bionics'de, San Fransisco'dan mühendisler bulduk, yaptıkları robotik dış iskeletiyle Mark, Dublin'de inşasına başladığımız laboratuvarda ayakta durabilecek ve yürüyebilecekti. TED علّمَنا بحثُنا أنّه علينا أن نُذكّر عمود مارك الفقري المُتأذي والهامد بحالته في أثناء الوقوف والانتصاب والجري، ووجدنا المهندسين الذين يعملون في إكسو للتقانات الحيويّة ومقرها في سان فرانسيسكو، والذين صنعوا هذا الهيكل الخارجي الروبوتي والذي يسمح لمارك بالوقوف والمشي في المختبر الذي أنشأناه في دبلن.
    Marlene McCormack için -- (Alkış) kendisinin üçüncü oyunu -- Dublin'de -- Broadway'de sahne aldı bile. TED إلى مارلين ماكورماك (تصفيق) التي تم عرض ثلاث مسرحيات لها فعلًا بعيدًا جدًا عن برودوي في دبلن.
    Burada Dublin'de yeni bir klinik açtık, acaba gelmek ister misin? Open Subtitles لقد افتتحنا مؤخرا عيادة هنا في(دبلن) وكنت أتسائل إذا ما كنت تريد الدخول إليها؟
    Alman silahlarıyla donandıktan 2 yıl sonra 1600 İrlandalı isyankar Dublin'de ayaklandı. Open Subtitles بعد عامين وضعت البنادق الألمانيه موضع الاستخدام وذلك حينما انتفض 1600 ثوري أيرلندي في (دبلن)
    Geçen yılki saldırıların yüzde 90'ını kimin yaptığını Dublin'de bilen tek insan benim. Open Subtitles أنا من القلائل في (دبلن) الذين يعرفون من فعل 90 % من اعتداءات السنة الماضية.
    - Tom bebeğin Dublin'de doğmasını istiyor. Open Subtitles -لكن توم يريدهُ أن يولد في "دبلن "
    Her şey Dublin'de yapılsın istemiştim. Open Subtitles أردتُ القيام بالأمر كلهِ في "دبلن"
    Şubat 1943'te fizikçi Erwin Schrodinger, Dublin'de bir dizi ders verdi. Open Subtitles في فبراير 1943، عالم الفيزياء( اروين شرودنجر) قدم سلسلة من المحاضرات في (دبلن)
    Dublin'de 5 kız kardeşim var. 4'ü evli, biri okulda. Annem evde kalıyor. Open Subtitles (خمس أخوات في (دبلن) اربع متزوجات, و واحدة تدرس , أمي بالمنزل و أبي متوفى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد