Böyle bir durumda yapmamız gerekeni hepimiz biliyoruz, öyle değil mi? | TED | ونحن نعلم جميعاً ماذا سيحدث في هذه الحالة .. صحيح ؟ |
Bu durumda, kaynar su konservesi zaten oldukça asitli şeyleri konserveleme içindir. | TED | في هذه الحالة غلي الاغذية المعلبه نقوم بذلك للاشياء الحامضية نوعا ما. |
Ayrıca belli bir durumda yürütücü işlevi kullanırken ortaya koyduğunuz stratejilere de bağlıdır. | TED | وتعتمد كذلك على الاستراتيجيات التي تنفذها عند استعمالك للوظيفة التنفيذية في حالة معينة. |
Böyle bir durumda insanlar genellikle dünyayı doğru bir şekilde algılamaktansa gruplarıyla olumlu bir ilişkide olmaya daha motive olurlar. | TED | في مثل حالة كهذه، يكون الناس غالباً متحمسين للحفاظ على علاقة إيجابية مع جماعتهم أكثر من تصور العالم بشكل دقيق. |
Yani bu gene sahipseniz, ve oldukça fazla şiddet görmüşseniz belirli bir durumda, bu tam anlamıyla felakete davetiye çıkarmaktır | TED | ولذا، اذا كان لديك ذلك الجين، ورأيت الكثير من العنف في وضع معيّن ، هذا هو وصف الكارثة، كارثة مطلقة. |
Ve varlığınızın her anını savunmak savunmak zorunda olduğunuz bir durumda olduğunuzda çok farklı bir tavırla tepki vereceğiniz bir durumda kalıyorsunuz. | TED | وعندما تكون في موقف يتوجب عليك فيه تبرير كل لحظة من وجودك، فتوضع في موقف حيث يتوجب عليك التصرف بسلوك مختلف جداً. |
Böyle bir durumda tek ve yalnız olduğumu düşünerek yanılmıştım. | TED | كنت مخطئة في تفكيري أنني فريدة ووحيدة في هذا الوضع. |
Acil bir durumda nefes borusunu bir et bıçağıyla açabilirim, efendim. | Open Subtitles | أنا فقط تَعلّمتُ إداء الشق الحنجري بحالة الطوارئَ بسكين خشبي سيدي |
Bu durumda değil, çünkü bu çevresel olarak çok sağlam bir teknoloji ürünü. | TED | حسناً في هذه الحالة هو ليس كذلك لانها تكنولوجيا بيئية نظيفة مفيدة جداً |
Bu durumda, yaşamın en büyük ödülü: uygun bir çiftleşme partneri. | TED | في هذه الحالة ، أعظم جائزة في الحياة: شريك مناسب للتزاوج. |
Ve bu durumda korkarım ki, kefalet başvurusu yararsız olacaktır. | Open Subtitles | وفى هذه الحالة, اخشى ان يكون ومضوع الكفالة غير مفيد |
Albay, üzüntülü bir durumda. Ve kendini yatak odasına kapatıp yalnız kalıyor. | Open Subtitles | الكولونيل, كان فى حالة هائجة, قام باغلاق غرفة نومه على نفسه بمفرده |
Bak, burası harap olmuş durumda ve çalışabileceğin bir yer yok. | Open Subtitles | أنظري، المكان أصبح حطاما وأنت في لا حالة لا تصلح للعمل |
Bu durumda, en iyi durumda olanın hayatta kalmasını öneririm. | Open Subtitles | وفى هذه الحالة انا اقول انها ستكون حالة البقاء للاصلح |
İyi insanlar, sorgulanabilir sonuçlar için çok kötü bir durumda bırakılıyorlar. | TED | تم وضع أناس جيدون في أوضاع سيئة للغاية لنتائج مشكوك بها. |
Bu durumda, problemleri önleyen değil, onları saptayabilen bir bakış açımız olmalı. | TED | عليه لا نحتاج الى موقف نحل به المشكلات فحسب بل لتجنبها ايضا. |
Kitabınızı okudum ve çok kadının benimle aynı durumda olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | بعد أن قرأت كتابك، أدركت كم كانت نساء أخريات في نفس الوضع |
Bir süre önce aynı durumda olan bir eleman vardı. | Open Subtitles | ..بالطبع، أتدري، منذ مدة جائني شخص هنا بحالة .مثل حالتك |
Seni öldürürse, onu öldürürüm her iki durumda da öleceksin. | Open Subtitles | اذا قتلك سوف اقتله , فى كلتا الحالتين سوف تموت |
Ama o durumda olmaları en başta benim suçum tabii ki. | Open Subtitles | لكن بالطبع كان خطأي من البداية أن وضعتهم في ذلك الموقف |
Düzenleyici rejimleri desteklemesi için hükümetlerden destek istediler ve birçok durumda aldılar. | TED | طلبت من الحكومات دعمها بأنظمة تنظيمية، وقد حصلت عليه في أغلب الحالات. |
- Bilmiyorum. Afallamış durumda. Sadece bana bakıyor ve hiçbir şey söylemiyor. | Open Subtitles | مازالت في حاله زهول تنظر لي ولا تقول شيئ,هذا مجن |
Her zaman. Eve geri döndüğünde ne durumda olduğunu hayal bile edemezsiniz. | Open Subtitles | طوال الوقت , لا يمكنك أن تتخيل حالته عندما يعود إلى المنزل |
Elbette, dijital bir devrim olduğu için, telefonu kurmanın bedeli de düşüyor. Bu durumda daha da çarpıcı olurdu. | TED | وبطبيعة الحال , إذا كانت تكلفة تركيب الهاتف تنخفض , بسبب وجود الثورة الرقمية, قد يكون الأمر أكثر درامية. |
Senden önce aynı durumda olanların şansları ile aynı şansa sahipsindir. | Open Subtitles | فهناك احتمال أن يكون شخص غيرك قد مر بنفس الظروف قبلك |
Mükemmel durumda olduklarına dikkatinizi çekerim. Bu size ne söylüyor? | Open Subtitles | لاحظ بأن حالتها ممتازة ما الذي قد يخبرك به هذا؟ |
Kulağa fazla Freudyen geldiğini biliyorum ama bence bu durumda öyle değil. | Open Subtitles | تبدو وكأنها مسألة نفسية .. ولكن مع حالتك تلك لا أظن ذلك |