..Nagreli'ler bu tip durumların üstesinden gelmekte uzmanlar. | Open Subtitles | ..ان النجريين خبراء في التعامل مع مثل هذه المواقف |
yani, bilirsin insanlar böyle durumların içindeyken düşünmezler. sen sadece yaparsın, bilirsin işte. | Open Subtitles | حسناً، أنتِ تعلمين أنا في مثل هذه المواقف البطولية |
Bunun ne olduğunu bilen var mı? Ancak bu durumların hâlâ burada veriyoruz hükmünü. | Open Subtitles | نخاطر بمواجهة الحياة الآخرة لكننا في مثل هذه المواقف نجد العدالة في الأرض لا تزال قائمة |
Bu durumların hepsinde de, Edwin, görevli olan hemşire sendin. | Open Subtitles | وفي كل واحده من تلك الحالات كنت انت الممرض وقتها |
Ne kadar düşünürsek düşünelim ne olduğunu anlayamadığımız durumların içindeyiz hep. | Open Subtitles | هناك الكثير من الحالات حيث لا يُمكنك التوَقُّع، مهما يكُن الأمر |
Hatalar yapacaktır, yanlış kişilere güvenecektir kalbinin sesini takip edecektir, ki bu onu bazen tehlikeli durumların içine sokacaktır. | Open Subtitles | سيرتكب أخطاء وسيثق بالأشخاص الخاطئين ..وسيتبع قلبه، وأحيانا هذا سيضعه في مواقف خطيرة |
Biz bundan çok daha kötü durumların üstesinden geldik. | Open Subtitles | لقد نجونا من مواقف اسوأ من هذا بكثير. |
Farklı durumların bir kefede toplanmamasını savunan bir ayrım getirmiş oldu. | Open Subtitles | إدخال تمييز يُنازع المزج بين المواقف المتبانية |
En zor durumların üstesinden düşünerek geldiklerini gördüm. | Open Subtitles | رأيتهم يفكرون خلال أصعب المواقف |
- Bunu yapma. Yalnız çalışmak bütün durumların en üzücüsüdür. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} لا تفعلي ذلك، العمل منفرداً هو أشد المواقف حزناً. |
Bu durumların hepsinde önyargılı kanaatlerimiz ve beklentilerimiz dünyamızı renklendiriyor. | TED | فبكل هذه الحالات لدينا أفكار سابقة وتوقعاتنا تلوّن عالمنا. |
Bence bu tip durumların, tüm hak ihlallerinin çözümü gerçekten iki şeye bağlıdır. | TED | أعتقد أن الحل لأي من هذه الحالات وأي انتهاك للحقوق، يعتمد في الواقع على أمرين. |
Bu durumların teşhisi, kökeni ve ciddiyeti büyük ölçüde değiştiğinden, yoganın etkisini ölçmek zordur. | TED | نظرًا لأن تشخيص هذه الحالات يختلف كثيرًا باختلاف أصلها وشدتها، فمن الصعب تحديد أثر اليوجا. |
Böyle durumların üstesinden gelecek çok rahip yoktur. | Open Subtitles | أعرف العديد من كبار الكهنة يواجهون مثل هذه الحالات |
Ancak bu durumların hâlâ burada veriyoruz hükmünü. | Open Subtitles | ،لكن في مثل هذه الحالات .لا يزال هناك عقاب حيالها |
Bir Humanich'in dövüş gibi belirsiz durumların üstesinden gelecek kadar olgunlaşması yıllar alacaktır. | Open Subtitles | انها الامر يحتاج سنوات من (الهيومانكس) للتاقلم كفايةَ وتتصرف بشكل غامض اخلاقيا , عند مواقف معينة كالقتال |