ويكيبيديا

    "duruyordu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يقف
        
    • ظل
        
    • واقفة
        
    • واقفاً
        
    • وقف
        
    • وقفت
        
    • واقفا
        
    • ظلت
        
    • واقف
        
    • كانت تقف
        
    • واقفه
        
    • واقفًا
        
    • موضوعة
        
    • جالساً
        
    • ظلّ
        
    Vitrinin yanındaki kitapların orada duruyordu. Seks dergilerini gömleğinin altın atıyordu. Open Subtitles كان يقف نحو رف المجلات و يخبأ المجلات الإباحية في قميصه
    - Anliyorum ama resimde ticarî plakasi olan bir traktörün yaninda duruyordu. Open Subtitles أفهم ذلك، لكنّه في الصورة، كان يقف أمام جرّارٍ يحمل لوحةً تجاريّة
    - Anlıyorum ama resimde ticarî plakası olan bir traktörün yanında duruyordu. Open Subtitles أفهم ذلك، لكنّه في الصورة، كان يقف أمام جرّارٍ يحمل لوحةً تجاريّة.
    Normalde Büyük Kanyon'a gidecektik ama hep kafası dumanlı olduğundan yol kenarına çekip duruyordu. Open Subtitles تقريباً سيذهب لوادي كانيون ولكنه ظل ينتشي ويتوقف على جانب الطريق
    Orada duruyordu, ben çayırlara doğru yürüdüm, o da çevresine bakınıyordu, ondan 60 metre kadar uzaklaştığımda, çayırın ortasında, onu çağırdım. Open Subtitles كانت واقفة هناك.وأنا قد مشيت إلى الحقل,وكانت هي تنظر حولها, وعندما بعدت عنها بمسافة 70 ياردة, فى منتصف الحقل, ناديت عليها.
    Ve bu garip yaratık orada duruyordu el çantası çeşit tutarak. Open Subtitles و كان المخلوق الغريب واقفاً هناك كان يحمل نوع من الحقائب
    - Evet. Birileri tetiği çekerken o silahın önünde duruyordu. Open Subtitles نعم، وقف أمام مسدس بينما شخص أخر قام بسحب الزناد
    Şimdi, kitap enstalasyonun yanında ufak bir rafta duruyordu. Üçe yedi metre boyunda, Münih, Almanya'da, Eylül 2010'da. TED والكتاب وضع على رف صغير قرب التثبيت الذي يقف على علو سبعة أمتار في ميونيخ بألمانيا، في سبتمبر سنة 2010.
    Kızın solunda mı, sağında mı yoksa arkasında mı duruyordu? Open Subtitles هل كان يقف على يسارها أم على يمينها ، أو خلفها ؟
    O sırada arkamda hiç tanımadığım biri duruyordu. Open Subtitles وكان هناك غريب يقف ورائي وكان غريب كلياً
    ..herkes ellerinde içkileriyle havuz başında duruyordu. Open Subtitles والجميع يقف حول حوض السباحة والكؤوس في أيديهم
    Tam senin durduğun yerde duruyordu. Senin gibi nefes nefese kalmıştı. Open Subtitles وكان يقف الحق أين أنت، نوع من لاهث مثلك.
    Ayakta duruyordu, o kız caddenin karşı tarafında, tavukçunun yanında. Open Subtitles كانت واقفة , تلك الفتاة على جانب الرصيف حيث كان يقف ذلك الجبان كالدجاجة
    Önce bir görüntüye sonra diğerine, sonra tekrar diğerine şeklinde bir ona, bir buna bakıp duruyordu. Open Subtitles ثم ظل قريباً ويتحرك ببطئ نقرة،نقرة،وهو يرى صورة واحدة ثمّ الأخرى ثم يعود الى الأولى مرة أخرى
    - Emin misin? Elinde kanlı bıçakla cesetlerin önünde duruyordu. Evet oldukça eminim. Open Subtitles كان واقفاً فوق جثّيتيهما حاملاً خنجراً ملطّخاً بالدماء، لذا نعم، أنا متأكّدٌ تماماً
    Tamamlanan yel değirmeni yapanların kaderinin ve fedakârlığının abidesi gibi duruyordu. Open Subtitles طاحونة الهواء المكتملة وقف كجبل يعبر عن مصير وتضحيات بناتها
    - Arabası güya bıraktığı yerde duruyordu. - Güya mı? Open Subtitles وقفت سيّارته في المكان الذي يفترض أنّه أبقاها فيه
    dedim. Şunu söylemeliyim ki bunu reddetmek onun için çok zor olurdu çünkü kendisinin yağlı boyadan devasa bir resminin altında duruyordu. TED والذي يجب أن أقول أنه كان من الصعب عليه إنكاره لأنه كان واقفا تحت لوحة زيتية عملاقة مرسومة لشخصه.
    Tatlı su hakkında birşeyler söyleyip duruyordu... - ... Büyük gemiler.. Open Subtitles لقد ظلت تتكلم و تتكلم و تتكلم عن مياه عذبة و سفن ضخمة.
    Dörtyol ağzında bir geyik duruyordu. Open Subtitles غزال جبلي بكامل قواه واقف هنا عند التقاطع
    Az önce, Lazar Wolf'un ilk karısı burada duruyordu. Open Subtitles فروما ساره، فروما ساره زوجة ليزر وولف الأولى كانت تقف هنا منذ دقيقة مضت
    Bir dakika önce Emma onun yanında duruyordu sonra Frank arkasını döndü ve onu kaçırdılar. Open Subtitles دقيقة ايما كانت واقفه بجانبه ثم فرانك استدار وهي ذهبت
    Silah sesini duyduğumuzda, elinde bir bıçakla bizim odada başımda duruyordu. Open Subtitles لدى دويّ الطلق الناريّ كان واقفًا لديّ في غرفتنا حاملًا سكينًا.
    Birinin evine hediye almadan çok nadir giderim ve köşebaşındaki meyveler çok güzel duruyordu. Open Subtitles نادرا ما أدخل بيت شخص ما لأول مرة بدون جلب هدية وهناك القليل من المنتجات الرائعة موضوعة بالجانب
    Bakın, buraya bira almak için çıkmıştım ve masanın üstünde duruyordu. Open Subtitles أنظر , أتيت إلى هنا ، من أجل بعض الجعة و كنت جالساً على مقعد.
    Evet sürekli son on yildir belki daha fazla karisindan baska hiç kimseyle yapmadigini söyleyip duruyordu. Open Subtitles أجل, ظلّ يخبرني أنه لم يفعل ذلك مع أي شخص عدا زوجته لعشر سنوات, و بالكاد بعدها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد