ويكيبيديا

    "duygusu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الشعور
        
    • إحساس
        
    • الإحساس
        
    • حس
        
    • احساس
        
    • شعوراً
        
    • شعور
        
    • شعوره
        
    • شعورها
        
    • بشعور
        
    • أحساس
        
    • أحاسيس
        
    • إحساساً
        
    • تأنيب
        
    • شعورا
        
    Fakat tatmin olmuşluk duygusu yerine kaygılı ve sürüklenmiş hissettim. TED ولكن بدلاً من الشعور بالرضا كنت اشعر بالقلق وعدم الهدوء.
    HW: Bu kolektif sorumluluk duygusu bazen kültürde biraz eksik olur. TED هيلين والترز: هذا الشعور بالمسؤولية الجماعية أحياناً مفقود في هذه الثقافة.
    Bu suçluluk duygusu, uzun zamandır seni içten içe yiyor. Open Subtitles هذا الشعور بالذنب كان بداخلك يسيطر عليك لمدة طويلة جدا
    ve çok benzersiz bir kötümserlik duygusu gelip yerleşti. TED ويوجد هناك إحساس نادر جدًا من التشاؤم الذي خيّم على البلدة.
    Ama maalesef bütün öğrenciler böyle bir güven duygusu hissetmiyor. TED لكن، لسوء الحظ، لا يشعرُ جميع الطلاب بذلك الإحساس بالأمان.
    Yanlış bir sorumluluk duygusu ile adamın tekinin yanında kalması gerektiğini düşünmesini istemiyorsun annesinin yıkıldığını sonra da toparlandığını görecek. Open Subtitles لا تريديها أن تكون مع شخص ليس لديه حس بالواجب سترى أمها تتدمر ومن ثم سترى أمها تعود مرة أخرى
    Ve sende bir sonraki kurbanı TV'de gördüğünde suçluluk duygusu hissetmezsin. Open Subtitles ولن يكون عليكِ الشعور بالذنب عندما تري ضحيّته التالية على التلفاز.
    Tehlikeli olmanın hisleri, hep bir tehdit altında, güvensiz hissetmenin duygusu. Open Subtitles شعور كونك لست بأمان ، الشعور بغير الأمان مستمر تحت التهديد
    Ama bu kafa karmaşıklığı duygusu modern sanatın içinde var. TED لكن ذلك الشعور المحير , هيكلي للفن المعاصر.
    Bu çaresizlik duygusu bana çocukluğumu yeniden hatırlattı. TED وكان هذا الشعور بالعجز يذكرني جيدا طفولتي.
    Etrafımda olan biten bütün bu şeyleri değiştirecek gücüm yoktu ve o duygu, o çaresizlik duygusu çok boğucuydu. TED كان هناك القليل جدا يمكن أن أفعله للسيطرة على ما يحدث من حولي، هذا الشعور بالعجز كان ساحقا.
    Her ne kadar bu mücadelemiz imkansız gibi gözükse de tutup savaşacağımız şey bu umut duygusu olacak. TED ذلك الشعور بالأمل، سنتمسك به، وسنحارب من أجله، مهما كات تبدو هذه المعركة مستحيلة.
    Şiddetli sahtekarlık duygusu insanların harika fikirlerini ortaya koymasını ya da çok iyi oldukları program veya işlere başvurmaya engel olabilir. TED الشعور الشديد بالاحتيال يمكنه أن يمنع الناس من مشاركة أفكارهم الرائعة أو التقدم للأعمال والبرامج حيث بإمكانهم التفوق.
    Fakat bu eşitsizlik duygusu, çok daha karmaşık hâle gelecekti. TED وكان الشعور بالامساواة يزاد تعقيدا مع الوقت.
    Kızlar cinsel organlarına dair bir utanma duygusu sergilediler. TED أعربت الفتيات عن إحساس الخجل حول أعضائهن التناسلية.
    Yapmaya ihtiyacınız olan şeyi yapmanızın mümkün olduğunu biliyorsunuz, zor da olsa, ve zaman duygusu yok oluyor, kendinizi unutuyorsunuz, daha büyük bir şeyin parçası gibi hissediyorsunuz. TED وتعرف أن ما عليك أن تفعله ممكن رغم أنه صعب ويختفي الإحساس بالزمن، وتنسى نفسك وتشعر بأنك جزء من شيء أكبر
    Bu mekânda onların yaşadıkları anla yakından ilgili bir tarih duygusu var. TED وهناك حس بالتاريخ في هذا المكان وارتباطه بواقعهم.
    Neden öyle cömert bağış yaptığı belli oluyor. Suçluluk duygusu. Open Subtitles لا عجب انه تبرع بهذا الكرم ، احساس بالذنب
    Bu boğucu bir belirsizlik ve endişe duygusu yaratıyor ve geleceğin bize gelmesine izin veriyoruz. TED ويولّد ذلك شعوراً عميقاّ بالتوتر وعدم الاستقرار يدفعنا لترك المستقبل يأخذ مجراه
    Bende orantı duygusu yoktur. Bana daha önce de söylendi. Open Subtitles ليس لدى شعور بالنسبية لقد أشير لى بذلك من قبل
    Gururu ve suçluluk duygusu ona bir hava değişimine ihtiyacı olup olmadığını soruyordu. Open Subtitles إن كبرياءه و شعوره بالذنب قد دفعا به لخلق جو من اللامبالاة
    Öz çocuğunun ona yük olmasının yarattığı suçluluk duygusu onu kemirecek. Open Subtitles شعورها بالذنب لاستياءها من طفلها سيأكلها حية.
    Açıkça sen derin bir adalet duygusu olan bir adamsın. - Sorun? Open Subtitles يبدو أنّك رجل تحظى بشعور عميق من العدالة.
    Dünyadaki bütün karışıklıklardan uzaklaşmış, muhteşem bir özgürlük duygusu. Open Subtitles أحساس مدهش بالحرية عندما أكون بعيدا عن كل الضوضاء التى بالعالم
    Bu size değersizlik duygusu veriyor. Siz hayattasınız, ama, onlar değiller. Open Subtitles تأتيك أحاسيس بأنك لاتستحقين العيش بينما هم أموات
    Ailesine hiç yaşamadıkları bir güvenlik duygusu verdi. Open Subtitles لقد منح عائلته إحساساً بالأمان لم تعرفه قط.
    Katolik olur olmaz ezici bir suçluluk duygusu beraberinde gelir. Open Subtitles لأنه يوجد تأنيب الضمير الذي يرافق الكاثوليكي
    Diğeri inanılmaz bir suçluluk duygusu. TED وكان الاحساس الآخر هو شعورا غير معقول بالذنب.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد