Biz de bu sırada cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi hakkında | TED | وفي هذه الأثناء، نواصل الحديث عن المساواة بين الجنسين وتمكين المرأة. |
Ancak kadın ve erkek eşitliği konusunda Hindistan'ın hala alması gereken çok yol var. | TED | ولكن ما تزال الهند تحتاج إلى بذل المزيد من الجهود من ناحية المساواة بين الجنسين. |
Eğer hükümet dışı bir organizasyonda savaşıyorsanız, cinsiyetler arasındaki eşitliği seversiniz. | TED | و إذا كنت تكافح في إحدى المنظمات الغير حكومية, ستحب المساواة بين الجنسين. |
26 Haziran 2015'de A.B.D. Yargıtay'ı tüm Amerikan vatandaşlarına bu eşitliği sağladı. | Open Subtitles | فى 26 يونيو من العام 2015, أقرت المحكمة العليا لأمريكا أن لدى كل المواطنين الأمريكيين حقوق متساوية بالزواج |
Seyahatimizden eve döndükten bir yıl sonra Kaliforniya'ya evlilik eşitliği geldi. | TED | بعد سنة من عودتنا من رحلتنا، بدأ في كاليفورنيا العمل بالمساواة في الزواج. |
Oyların eşit olması durumunda da o eşitliği bozma hakkın var. | Open Subtitles | وفي حالة تعادُل الأصوات، لديك أيضاً الحق في كسر ذلك التعادل. |
Malavi en yoksul ülkelerden birisi, çok yoksul, burada cinsiyet eşitliği konusu kuşkuludur. | TED | مالاوي من أفقر الدول فقيرة جدا حيث المساواة بين الجنسين أمر مريب |
Bizi cinsiyet eşitliği için bir dönüm noktasına doğru götürüyor. | TED | والتي تحثنا على تحقيق المساواة بين الجنسين. |
Cinsiyet eşitliği kadınlarla ilgilidir, değil mi? | TED | المساواة بين الجنسين موضوع للنساء، صحيح؟ |
Ama bunun ötesinde, cinsiyet eşitliği biz erkeklerin de çıkarına. | TED | ولكن أكثر من هذا، المساواة بين الجنسين هي أيضاً في مصلحتنا كرجال. |
Bunu cinsiyet eşitliği için ayağa kalkarak cesaretin görmezden gelinemez etkisiyle yapabiliriz. | TED | وبوسعنا فعل ذلك عن طريق تصرفات شجاعة من دون تجاهل، دفاعًا عن المساواة بين الجنسين. |
Aynı şekilde, iklim değişikliği, insan hakları, cinsiyet eşitliği, hatta fikir ayrılıkları. | TED | بل كذلك التغير المناخي. حقوق الإنسان ، المساواة الجنسية. حتى الصراع. |
Birkaç cinsiyet eşitliği indeksi ve Arap dünyasındaki bazı neticeleri sundum. | TED | لقد قدمت بعض مؤشرات المساواة بين الجنسين، وبعض الاستنتاجات حول العالم العربي. |
Burada kendi kişisel ilişkilerini-- çalışma arkadaşları ve eşleriyle olan kendi cinsiyet eşitliği deneyimlerini açıkca paylaştılar. | TED | و هناك ناقشوا علاقاتهم الشخصيه على الملىء و تجربتهم بخصوص المساواة بين الجنسين بين زملاء العمل و الشركاء |
Kadınlar ataerkilliği destekleyebilirler, tıpkı erkeklerin cinsiyet eşitliği için savaşabileceği gibi. | TED | فللنساء أن يؤيدن النظام البطريركي، كما للرجال أن يؤيدوا الكفاح من أجل المساواة بين الجنسين. |
Aralarındaki bağlantı genellikle göz ardı ediliyor fakat cinsiyet eşitliği dünyaya meydan okumamızda anahtar niteliğinde. | TED | وكثيرًا ما يتم إغفال الصلة بينهما، لكن المساواة بين الجنسين هي الحل الرئيسي لتحدي الكوكب الذي نواجهه. |
Fırsat eşitliği buna denir. | Open Subtitles | حسناً، هناك فرص متساوية |
Hakların eşitliği! | Open Subtitles | حقوقنا متساوية! |
Eğer cinsiyet eşitliği konusunda duyarlıysanız veya fakirlik veya göçmenlik veya toplum sağlığı, o zaman seks işçilerinin hakları sizin için önemli. | TED | إذا كنتم تهتمون بالمساواة بين الجنسين أو الفقرأو الهجرة أو الصحة العامة، إذن فإن حقوق محترفي الجنس تهمكم. |
Görünüşe göre eşitliği bozacak birine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحن نبدو كأننا نحتاج من يكسر التعادل |
Kapsayıcılık, azınlıklara karşı şiddet ve ayrım gibi konuları içeriyor, toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumda LGBT katılımı vb... | TED | الشمولية تبحث في أمورٍ مثل العنف والتمييز ضد الأقليات والمساواة بين الجنسين والمثلية الجنسية وغيرها. |
eşitliği sağlayabileceğini mi düşündün? | Open Subtitles | هل ظننت أنه يمكنك أن توازن المعادلة؟ |
Kadınların eşitliği söz konusu olduğunda, bu ikisinin birbiriyle çatışmamalı. | TED | حينما يكون الموضوع عن مساواة المرأة الاثنين لا يتعارضون |
Almanya için silahlanma eşitliği, askerlik için söyledikleri... | Open Subtitles | ما قالوه عن المساواه في التسلح و الخدمه العسكريه |