Nazikçe eşyalarını topla... ve okul müştemilatını olabildiğince çabuk boşalt. | Open Subtitles | من فضلك اجمع أغراضك.. ِ وأخل غرفتك بأسرع وقت .. |
Bunu hallettiğinde, eşyalarını al ve ait olduğun hayvanların yanına geç. | Open Subtitles | عندما تنهي ذلك أحضر أغراضك وأنتقل إلى حيثُ الحيوانات، حيثُ تنتمي |
Hayır, hayır, yapma. Bir centilmen her zaman hanımefendilerin eşyalarını taşır. | Open Subtitles | لا , لا , هيا , النبلاء دائماً يحملون أغراض السيدات |
Del, eşyalarını topla. Sen ve Bay Jingles için büyük gün. | Open Subtitles | ديل أجمع أشيائك وهيا إنه يوم عظيم لك و للسيد جينجل. |
O günden sonra babam, eşyalarını balık aletleri kutusunda saklamaya başladı. | Open Subtitles | بعد تلك الحادثة، أصبح أبي يخبأ أغراضه في صندوق حفظ الأسماك |
Bu da demektir ki, gerçek hakaret, eşyalarını karıştırmamak olur. | Open Subtitles | مما يعني أن الإهانة الحقيقة هي عدم البحث في أغراضها |
Bundan böyle burada yaşamıyorsun, Teena! eşyalarını al ve git! | Open Subtitles | أنتِ لن تمكثي هنا بعد الأن تينا خذي أغراضكِ و أرحلي من هنا. |
Bu evi ve aileni sevmiyorsan, eşyalarını topla ve git. | Open Subtitles | اذا كنتى لا تحبين بيتك او عائلتك فاجمعى اغراضك واذهبى |
İstifanı ver, köpeğini ve eşyalarını topla, arabana bin ve git. | Open Subtitles | أغراضك وظبي و إستقالتك قدمي أذهبي و سيارتك في أركبي و |
Bütün eşyalarını bir çantaya sıkıştırmak için küçük küçük mü katladın? | Open Subtitles | هل لففت أغراضك حقاً بصورة صغيرة تجعلها تلتئم في حقيبة واحدة؟ |
Otuzunda tüm eşyalarını dışarı atacağım. | Open Subtitles | سوف أرمي أغراضك خارجاً في الثلاثين من الشهر |
eşyalarını kaldır ve masayı hazırla. | Open Subtitles | ,أموت من القلق ضعي أغراضك بمكانها وأجلسي على الطاولة |
Ron Beebe, Giles'ın eşyalarını çalmaya çalıştığı için öldürüldü. | Open Subtitles | قُتِلَ رون بيبي لأنهُ كانَ يُحاولُ سرقةَ أغراض جايلز؟ |
Aşağı in ve eşyalarını buraya getir burası yeni odan | Open Subtitles | انزل إلى الأسفل احضر أشيائك لأن هنا هو منزلك الجديد |
Bence en iyisi eşyalarını Raymond'ın kız kardeşi kendisi alsın. | Open Subtitles | أظن من الأفضل أن أنتظر أخت ريموند لتأخذ أغراضه بنفسها |
Patronlarının bir gün odasına bakmaya geleceğinden ve eşyalarını inceleyeceklerinden emindi. | Open Subtitles | كانت متأكدة من أن رب عملها كان يدخل غرفتها ويتفحص أغراضها |
Pekala, işin bitince, odamdan eşyalarını alabilirsin. | Open Subtitles | حسنا، عندما تنتهين من هنا، يمكنكِ أن تبعدي أغراضكِ من غرفتي. |
Daireni mobilyalı olarak kiraya verdiler. Jackie kişisel eşyalarını getireceğini söyledi. | Open Subtitles | قاموا باستئجار اثاث بيتك وقالت جاي انها ستحضر اغراضك |
Çok zor değil. eşyalarını odamdan çıkar ve kanepede uyu. | Open Subtitles | ليست بالمشكلة الكبيرة، فلتخرجي أمتعتك من غرفتنا وتنامي على الأريكة |
Bir taziyeye davetsiz gelmek yeterince kötü ölmüş bir kızın eşyalarını yağma etmek... | Open Subtitles | حسن، اقتحام مجلس عزاء سيء بما يكفي، لكن البحث في أشياء فتاة ميتة؟ |
O zaman eşyalarını al. Hemen gidiyorum. | Open Subtitles | إذن، من الأفضل أن تجمع حاجياتك إنى راحلٌ الآن. |
Eğer şimdi hemen eşyalarını toplayıp... aşağıya indirirsen... harika olur. | Open Subtitles | لذلك إذا قمت بحمل اشيائك وذهبت للأسفل سيكون ذلك رائعاً |
10'da gelecekler, o yüzden eşyalarını misafir odasından alır mısın? | Open Subtitles | إنهم قادمون بالعاشرة هلا نقلت أشياءك من غرفة الضيوف؟ |
G bölüğü koğuşu en üst katta. eşyalarını yerleştirip buraya gel. | Open Subtitles | غرفة السرية ج في الطابق العلوى خذ حقائبك ثم تعال هنا |
Bence o dönene kadar, onun eşyalarını senin koruman doğru. | Open Subtitles | أظن أنه من الصواب أن تحافظ على أشيائها. حتى تعود. |
Annesi ona garajın bir kısmını vermşti, ve garaj satışlarından bir şeyler toplamış ve kendi eşyalarını yapmıştı. | TED | كانت والدته تحضر له معدات من الكرجات .. كانت تشتريها ايام الخصومات .. وكان يصنع منها الاشياء |