Ve sonra, teknolojik özellikler arasında favorilerimden biri elbiseleri giydiğiniz sihirli aynadır. | TED | وهنا واحدة من أحب الخصائص لي هذه التقنية إنها المرآة السحرية, عندما تقوم بارتداء الملابس |
elbiseleri almak için onu rehine verdim. | Open Subtitles | وانا مضطرة لرهنها لكى أحصل على بعض الملابس |
Yukarı kata çıkmış dışarıdaki sözüm ona banyo yerinde kalan elbiseleri toplamışlar. | Open Subtitles | ذهبوا للاعلى وجمعوا مخلفات اليهود من ملابس وأمتعة خارج مايفترض انها حمامات |
O elbiseleri istiyorum. Nasıl yaparsanız yapın yeter ki yapın. | Open Subtitles | اريد تلك الفساتين, لا اهتم كيف ستفعلونها, المهم ان تصنعوهم |
İşte Mike'tan kalanlar, bunlar ve eskimiş elbiseleri. | Open Subtitles | هذه كلها تركها مايك لى سويا مع ملابسه اللقديمة |
Bahçıvanın elbiseleri olmalı. Elbise elbisedir. | Open Subtitles | لابد أن البستانى لديه ملابس الملابس ملابس |
Şimdi o elbiseleri çıkar da şu battaniyeyer sarıl. | Open Subtitles | الآن اخلعى هذه الملابس والتحفى بهذه البطاطين |
Bu elbiseleri ve bu küçük kiliseyi ve seni seviyorum. | Open Subtitles | أحب هذه الملابس و الكنيسة الصغيرة. و إنّي أُحِبّكْ. |
Hey, tatlım. O ıslak elbiseleri çıkarmalısın. | Open Subtitles | يا عزيزى,أنت يجب أن تخلع تلك الملابس المبتلة |
Şu ıslak elbiseleri çıkartmayacak mıydın? | Open Subtitles | ألا يجب عليك أن تخلع تلك الملابس المبتلة ؟ |
elbiseleri aynıydı. Ve onu bulduğumda atımın sırtındaydı. | Open Subtitles | لأن ملابسه كانت نفس الملابس و عندما وجدته |
Cinsiyet değiştirdikten sonra kadın elbiseleri giyenlere ve o halinden memnun olan kişilere travesti denir. | Open Subtitles | ان رجلا يرتدي ملابس امراءه لكي يكتسب تغيرات جنسيه أو للمتعه فأنه يعد مخنث |
Erkeklerin ve kadınların elbiseleri tam olarak burada çıkarılırdı. | Open Subtitles | جمع الملابس من الرجال بعد تعريتهم وكذلك ملابس النساء الى هنا بسرعة |
elbiseleri, şapkaları ve mücevherleri severdi, ama artık onları kullanmıyor. | Open Subtitles | أحبت أن ترتدي الفساتين والقبعات والمجوهرات , ولكن الأن تعيش من دونها |
Hayır, ben sadece bu pamuk elbiseleri öne taşıyordum ki kadınlar ilk girdiklerinde onları görebilsinler. | Open Subtitles | كلا، انا فقط احرك هذه الفساتين القطنية من الخلف للأمام وبذلك تستطيع السيدات رؤيته اول مايدخلون الى المتجر |
" Bir adamı derisinin rengine göre, elbiseleri, mücavherleri ve zaferlerine bakarak değerlendirmeyin. | Open Subtitles | لا يمكن أن نحكم على الرجل من لون جلده أو من ملابسه أو من جواهره أو من اٍنتصاراته |
Mp3 çaları var, elbiseleri terden ıslanmış evden indirimli mal almak için değil, koşu yapmak için çıkmışa benziyor. | Open Subtitles | لديها مشغّل أغاني و ثمّة عرق حديث العهد على ملابسها يبدو بأنها خرجت للهرولة و ليس سعياً وراء صفقة |
Gerçek Paris elbiseleri giyerlerdi. | Open Subtitles | أتذكرين كان يوجد هنالك فساتين باريسية حقيقية |
elbiseleri size kim sattıysa, bayağı gülmüştür. | Open Subtitles | أياً كان من باعك هذه البدلات فإن لديه ذوق راقي |
Ellerinde çıkınları ve bavulları vardır. elbiseleri yıpranmış ve tozludur. | Open Subtitles | ملابسهم, بالية و متربة، تنم عن طبقة من النبلاء القديمة. |
Yani eski elbiseleri giyip, omuzunda kürekle dışarı mı çıkayım? | Open Subtitles | تعنين أن أرتدي ثياب قديمة حاملاً معي جاروف |
Niye o rüküş, kahverengi, çirkin elbiseleri giymek zorundayım? | Open Subtitles | كيف لا بد لى من ارتداء هذه الثياب البنية الرثة القبيحة ؟ |
Bay Taylor'ın.. odasında kadın elbiseleri bulundurduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلم بان السيد تايلور كان يحتفظ بملابس نسائية في غرفه ؟ |
Tüm gelin annesi elbiseleri bej veya göz kamaştırıcı, ...tüm o yakalar, kollar ve ceketler ve o şeyler. | Open Subtitles | كل ملابس أمهات العروس اما باللون البني الفاتح أو الأصفر القاتم و بأكمام أو رقبة عالية أو سترات و أمور أخرى |
Erkek elbiseleri satan bir işe başlayabilirim. | Open Subtitles | يُمكنني أن أحصل على وظيفة بائعة لملابس الرجال |
Güzel elbiseleri, mücevherleri ve köleleri düşün. | Open Subtitles | الأثواب الجميلة و المجوهرات و العبيد الذين ستمتلكين |
Versach elbiseleri. Süper ucuz! | Open Subtitles | ألبسة فيرساتش رخيصة و ممتازة |