Seni bunun için seviyorum. Ama biliyorsun, eldivenlerin çıkması gerekecek. | Open Subtitles | لهذا احبك ، و لكن من الممكن ان تنفصل القفازات ، هل نحن مثلهم |
Sence eldivenlerin içinde parmak kalmış mıdır? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن هناك أية أصابع باقية في هذه القفازات ؟ |
Ellerin dolu. Şöyle bırakayım. - Şu eldivenlerin yanına. | Open Subtitles | لذا لأخبركم بشيء، سأضع القهوة هنا قرب هذه القفازات السوداء الجميلة. |
Tatlım, yeteri kadar dondurma yedin. Kaşığını bana ver, eldivenlerin yapış yapış olacak. | Open Subtitles | يكفي من الآيس كريم أعطني تلك الملعقة ، قفازاتك تلوثت |
Kostümün, şapkan, eldivenlerin, biraz da bonbonlu tartımdan. | Open Subtitles | بدلتك ، قبعتك ، قفازاتك وبعض من فطيرة الخوخ المحلاة |
Bütün doktorlar yapar. Kauçuk eldivenlerin altına sürülür. | Open Subtitles | جميع الأطباء لديهم انها في قفازات اللاتكس. |
"Sonsuzluğu" ve içindeki dolguları çıkarabilirim böylece zaman yolculuğu yapabilen eldivenlerin olur. | Open Subtitles | يمكنني أن أزيل الأبدية وتبطين القفاز وحينها ستحصل على قفاز سفر لليد والرسغ |
Bu takviyeli eldivenlerin nedeni nedir, O'Neill? | Open Subtitles | ما هو سبب وضع هذه القفازات يا أونيل ؟ |
Ama eldivenlerin ne için olduğunu hâlâ anlamadım. | Open Subtitles | لا زلت لا أفهم ما نفع هذه القفازات |
Geçen tüm zaman boyunca ekstra eldivenlerin mi vardı? | Open Subtitles | كان لديك هذا الزوج ... من القفازات طول الوقت؟ |
eldivenlerin ona ait olduğunu düşünürsek... | Open Subtitles | اعني لو افترضنا ان القفازات له |
O eldivenlerin yerini değiştirseymişim iyiymiş. | Open Subtitles | أعتقد أنه وجب عليّ نقل تلك القفازات |
Mazur gör merakımı mazur gör ama o şeker lastik eldivenlerin altında bir nikah yüzüğü var mı? | Open Subtitles | ...عذرًا سامحيني لتطفلي ولكن أهذا خاتم زواج أسفل هذه القفازات المطاطية الجميلة؟ |
Senin için yolun sonu, dostum. eldivenlerin nerede? | Open Subtitles | الامر قد انتهى بالنسبة لكَ، يا رفيقي أين قفازاتك ؟ |
Ortak tek bir noktaları var: Senin iğrenç fırın eldivenlerin. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المشترك بينهم هو قفازاتك القذرة |
eldivenlerin nerede? | Open Subtitles | بحق الرب ، أين قفازاتك ؟ |
Deri ve kumaş eldivenlerin ayırıcı doku, yüzey giyme ve dikiş izleri olur. Bu eldiven eski deri. | Open Subtitles | قفازات الجلد والقماش لديها مميزات بالنسج، والخشونة والملبس ونمط الخياطة |
Elinde sadece eldivenlerin sağ çifti olduğunu fark edene kadar... çeki bozdurmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | قبل ان يدرك انه حصل فقط على قفازات اليد اليمنى لابد من صرف الشيك بسرعه |
Tavuk derisinden eldivenlerin 17. yüzyılda çok moda olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل عرفتِ أن قفازات جلد الدجاج كانت في قمة الموضة في القرن الـ17؟ |
70263 numaralı eldivenlerin sadece 300 tanesi x-large'dı. | Open Subtitles | "من بين 70263 قطعة قفاز كان هنالك 300 بحجم "كبير |
Büyük bir ihtimalle eldivenlerin geldiği yerden, ki bu da, atomik yapısına göre karar verirsek, bu bölgeden olmadığı kesin. | Open Subtitles | المفترض أنه نفس المكان الذي ... يأتي منه القفاز ، وهو ، بالنظر إلى تركيبته الذرية فهو ليس بمكان قريب |
Sence bu eldivenlerin çift olmama ihtimalı var mı? | Open Subtitles | أتعتقد بأن هنالك إمكانية لكون هذين القفازين غير متناسبين؟ |
Artık eldivenlerin çıktığı mesajını verelim. | Open Subtitles | ونُرسل رسالة أن اللين قد أنتهى |