Evet, son 24 saatte yaşadığın en büyük sorun neydi? | Open Subtitles | أجل، مــاهي أكبر مشكلة صادفتك خلال الـ 24 ساعة المــاضية؟ |
Frankly, karşı karşıya olduğumuz en büyük sorun, kızının alacağı cezalar. | Open Subtitles | في الواقع، أكبر مشكلة تواجهنا هي التهم التي تواجهها ابنتك |
Bu öncü aileler için en büyük sorun su kıtlığı olmalıydı. | Open Subtitles | أكبر مشكلة واجهت العوائل الرائدة ستكون قلة الماء |
Onunla yaşadığın en büyük sorun başka kadınlara bakmasıysa şanslısın. | Open Subtitles | إن كان تفقد نساء أخريات اكبر مشكله, فأنت محظوظه |
Bizim için en büyük sorun Suribachi'nin silahları olacak. Adanın istedikleri noktasını vurabilecek konumdalar. | Open Subtitles | ان السلاح في ساراباجي اكبر مشكله, نستطيع ان ننزله... |
Bu herhalde bizim toplumumuzun karşılaştığı en büyük sorun. | TED | و هذه على الأرجح المشكلة الأكبر التي تواجه مجتمعنا. |
Buradaki en büyük sorun eğer hayvanları dibe batırmazsanız yüzebilirler. | Open Subtitles | الأن أكبر مشكلة تواجهها بوعاء التغطيس هو أن الماشيه تستطيع السباحه ما لم تتعثر |
Yangın başladığında en büyük sorun insanları dışarı çıkarmaktı. | Open Subtitles | كانت أكبر مشكلة عندما اشتعلت النيران هي إخراج الناس خارج المبنى |
Konu yalnızca paraysa, o zaman... Para bir sorun ama en büyük sorun değil. | Open Subtitles | إذاً، الأمور لا تتعلق بالمال فقط - المالمُشكلة، لكنه ليس أكبر مشكلة - |
Oysa eskiden aramızdaki en büyük sorun şeydi... | Open Subtitles | فيما مضى، كانت أكبر مشكلة واجهتنا، |
Mutfakta karşılaştığınız en büyük sorun nedir? | Open Subtitles | c.arabicrlm; ما أكبر مشكلة تواجهينها في المطبخ؟ /c.arabic |
(Gülüşmeler) Dolayısıyla Belle'in hikâyesindeki en büyük sorun doğru olmaması değil. | TED | (ضحك) لذا، لم تكن أكبر مشكلة في قصة بيل أنها غير صحيحة |
Bizim için en büyük sorun Suribachi'nin silahları olacak. Adanın istedikleri noktasını vurabilecek konumdalar. | Open Subtitles | ان السلاح في ساراباجي اكبر مشكله, نستطيع ان ننزله... |
en büyük sorun şu ki, genelde asimetrik olarak dijital çağın cömertliğinden faydalanıyorlar. Varlık oluşumumuz mevcut ama artan sosyal eşitsizlik var. | TED | وعموماً، المشكلة الأكبر هي، أنهم خصّصوا سخاء العصر الرقمي على نحو غير متماثل: لدينا خلق ثروة، ولكن لدينا عدم مساواة اجتماعية متزايدة. |
Ve bu sorunların olmaması, en büyük sorun. | Open Subtitles | وإذا لم توجد هذه المشاكل فهذه هي المشكلة الأكبر على الإطلاق |