| Şimdi de Washington'daki Avalon Dağı'nda bulunan bilim editörümüz Eric Parker'a bağlanalım. | Open Subtitles | دعنا نذهب إلى المحرّر إيريك علمنا باركر في الجبل أفالون، واشنطن. إيريك؟ |
| Pekâlâ, Eric'i kurtarmanın tek yolu beynindeki bilgiyi sonsuza kadar yok etmek. | Open Subtitles | حسناً، الطريقة الوحيدة لحماية، إيريك هي أن نُخرِج المعلومات من دماغه للأبد |
| Ben Eric Bragg. Sanırım seni geçen gün parkta görmüştüm. | Open Subtitles | أنا، إيريك براغ أعتقد أنني رأيتكِ ذلك اليوم في الحديقة |
| Google CEO'su Eric Schmidt bu felsefenin aktif bir uygulayıcısı. | TED | الرئيس التنفيذي لجوحل إريك شميت هو ممارس عملي لهذه الفلسفة. |
| Bunun bedelini ödeyecek. Eric, biraz sağan doğra ve onları etle karıştır. | Open Subtitles | لن يفلت بهذا ، إريك قطِّع بعض البصل و اخلطه مع اللحم |
| Wow, sen bu işi biliyorsun Eric, daha önce hiç ayarladın mı? | Open Subtitles | يبدو أنك تعرف الكثير عن هذه الاشياء,اريك. هل حصلت على سيدة قبلا؟ |
| Eric'in küçük kasesi ay ışığında en parlak yıldızdan daha parlak şekilde parladı. | Open Subtitles | لَمَعان عقبِ إيريك الصغير جداً في ضوءِ القمر، يُشرقُ ألمعُ مِنْ النجم الألمع. |
| Ve burası Eric'in ödevlerini yaptığı, Laurie'nin tırnaklarını törpülediği masa. | Open Subtitles | وهذه المنضدةُ أين إيريك إعملْ واجبه المدرسي ولوري يَصْبغُ أضافرها. |
| Adı Maya Carcani ve kocası Eric, adam Black Cross'ta başkan yardımcısı. | Open Subtitles | إسمها مايا كارساني و زوجها إيريك إنه نائب رئيس شركة بلاك كروس |
| Eric, ben gözlerini ve kulaklarını gerekir. Bunun üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | إيريك أنا بحاجةٍ إلى معلوماتٍ مباشرةٍ من داخل ذلك المبنى |
| Eric Lee, istihbarat merkezine rahatça girip çıkabileceğimin sözünü verdi. | Open Subtitles | إيريك لي وَعدني بأنّ أدخل وأخرج بحريه في مركز المخابرات. |
| Eric Cooper'la konuşmamı gerektiren gerçek bir kanıt var elimde. | Open Subtitles | لدي أدلة فعلية على إيريك كوبر أنني بحاجة للنظر في. |
| Eric Cooper'la konuşmamı gerektiren gerçek bir kanıt var elimde. | Open Subtitles | لدي أدلة فعلية على إيريك كوبر ولست بحاجة للنظر في. |
| Eric, seni seviyorum ve sonsuza kadar seninle olmak istiyorum. | Open Subtitles | إريك ، أحبك و وأريد أن أكون معك إلى الأبد |
| Bu haftasonuyla ilgili içimde kötü bir his var Eric. | Open Subtitles | لدي إحساس سيء ، حول نهاية الأسبوع هذه يا إريك |
| Bak Eric, Sam için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışalım. | Open Subtitles | انظر يا إريك, دعنا نتعدي هذا بأفضل طريقه من أجل سام |
| Eric de Luis gibi Antonia'nın etkisi altına girmiş olabilir. | Open Subtitles | يحتمل أن إريك واقع تحت تأثير أنتونيا، كما كان لويس. |
| Eric, sana sebebini söyleyemem, fakat bu gece birşeyler yapmam gerekiyor! | Open Subtitles | اريك,لا استطيع ان اقول لك لماذا,ولكن يجب ان احرز تقدما الليلة |
| Dürüst olmak gerekirse Eric'in yerinde olsaydım sikişmeyi tercih ederdim. | Open Subtitles | لو كنت مكان اريك, كنت تزوجت مجددا انا اكلمك بصراحه |
| Gaz serbest kalınca, Eric'in dışkısının parçalarıyla birlikte bir yolculuğa çıktı. | Open Subtitles | عندما يتم تحرر الغاز، يحمل معه جزيئات صغيرة من براز إيرك |
| Eric. Bu sanırım bugüne kadarki en güzel noel ağacımız. | Open Subtitles | ايرك انا اعتقد انه هذه افضل شجره قد حصلنا عليها |
| Belki de Eric, Neil'in arkadaşıyla çok vakit geçirdiğim içindir. | Open Subtitles | ربما لأنني أقضي الكثير من الوقت مع أريك صديق نيل |
| Tabiki baban Eric. Bilirsin ben ayağımı yere vurunca herşey biter. | Open Subtitles | هذا أبوك يا أيريك عندما اضع قدمى ينتهى الأمر |
| Üstüne bir de can dostum Eric'le birlikte çalışıyorum. Kendisi çok canayakındır. | Open Subtitles | اضافة اني اعمل مع اعز اصدقاي أيرك وهو طيب القلب |
| Hayır, hayır, fakat cinsel münasebet, ilişki değildir, Eric. | Open Subtitles | لا، لا، لا، ولكن العلاقة الحميمة ليس عن الجماع، واريك. |
| - Eric, anahtarları ver. - Neden arabayı ben sürmüyorum? | Open Subtitles | ايريك , عطني مفاتيح السيارة لماذا لااستطيع ان اقود ؟ |
| Daha sonra, anavatana kabul edildiğimde Eric tavsiye mektubumu yazmıştı. | Open Subtitles | بعد ذلك, كتبت لإريك توصيتي عندما قبلت في الأمن الوطني |
| Ama Beatles gibi yolun karşısına geçmek Eric için yeterli değildi. | Open Subtitles | لكن لم يكن كافياً لإيريك أن يعبر الطريق كما يعبره الناس |
| Eğer başka bir şey varsa Eric'le Nell bulacaktır. | Open Subtitles | إن كان هنالك أيُ شئٍ في هذا التسجيل المصور فسيجدانه ريك ونيل بالتأكيد |
| Yani o zaman sen Eric'in hiç bilmediği bir şey için çılgına dönüyorsun? | Open Subtitles | لذلك.. , انتي مجنونة بايريك او شيئا ما لايعرف عنه حتي |