Vincent'in bir erkek kardeşi olmasını istiyorduk, beraber oynayacağı bir kardeş. | Open Subtitles | نحنُ نريد فينسنت أن يحصل على أخ كما تعلم ليلعب معهُ |
Brighton'da erkek kardeşi var ve onu 5 yıldır görmemiş. | Open Subtitles | لديها أخ في برايتون و لم تره منذ خمس سنوات |
Birini buldum, postanede çalışan bir arkadaşımın erkek kardeşi. | Open Subtitles | وجدتُ سباك، شقيق أحد أصدقائي الذي يعمل في مكتب البريد |
erkek kardeşi araba kazasında ölmüş. Hayatının bir anlamı olması gerektiğine karar vermiş. | Open Subtitles | مات شقيقها في حادث سيّارة فقرّرت أن تجعل حياتها ذات معنى |
Kurbanın ailesinden sadece erkek kardeşi mi buldun? | Open Subtitles | اذن , فقط اخ الضحيه الذي وجدته من عائلته ؟ |
Eee, bilirsiniz, eee, çok hoş, acıklı bir Zenci ilahisi vardır lvy'nin erkek kardeşi -- | Open Subtitles | هل تعلمين أن هناك أغنيه زنجيه حزينه روحيه أخو أيفي كان |
Aynı ismi kullanıyor, fakat ikinci erkek kardeşi başka bir kimlik yaratmak için oldukça sosyal. | Open Subtitles | يستخدم نفس الأسم، ولكن أحدها بكنية أخوه ليخلق هوية ثانية |
Yok ama kalp krizinden ölmüş bir erkek kardeşi var. | Open Subtitles | لا، و لكن لديه أخ توفي من جراء نوبة قلبية. |
Frank, kolun konuşabilseydi, kolunun asıl sahibinin bir erkek kardeşi olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | لقال لك أن المالك الأصلي لذراعك كان له أخ الذي تزوج بامرأة |
bir kız yada erkek kardeşi, annesi, babası halası, amcası.... | Open Subtitles | ليس لها أخت , ولا أخ , ولا أب ولا أم ، ولا عمة ، ولا عم |
Bir de, erkek kardeşi varmış, bir yerlerde. | Open Subtitles | رجل يقوم بأعمال مسرحية و لديه أيضاً أخ ما |
Haydi ama. Belki de onun erkek kardeşi ya da onun gibi bir şeydir. | Open Subtitles | بحقك ، ربما كان لديها أخ أو شيئ من هذا القبيل |
Yani bu isimsiz kızın erkek kardeşi ve sistemde kayıtlı değil. | Open Subtitles | إذاً شقيق ضحيتنا المجهولة ليس في نظامنا ماذا عن شعار القبعة ؟ |
- Cora'nın bir erkek kardeşi olması bana hep garip gelmiştir. | Open Subtitles | -إنهُ يبدو دائماً غريباً جداً بالنسبة لي أن "كورا" لديها شقيق |
erkek kardeşi seninle baloya gitmeye hazır. | Open Subtitles | كان لديه شقيق الذين على استعداد للذهاب إلى حفلة موسيقية معك. |
Tedavi için ilik nakli gerekli. erkek kardeşi uyumludur. | Open Subtitles | عالجوها بزراعة النخاع، شقيقها متبرّع مناسب |
Onun dangalak erkek kardeşi balayımızı eziyete çevirdi. | Open Subtitles | أن شقيقها اللعين حوّل شهر العسل إلى شقاءٍ |
Üçüncü oğul, babanın en yaşlı erkek kardeşi. Ordu kurmayacağız. Bu akşam Scully partisine gideceğimizi unutma. | Open Subtitles | الابن الثالث على اسم اكبر اخ للاب لا تنسي موعدنا عند سكالي الليلة |
Jini'nin erkek kardeşi Kimong otizimli. | TED | أخو "جيني" الصغير "كيمونغ" كان لديه توحد. |
erkek kardeşi Kral'ın Amerikan Alayı'nda yüzbaşıydı ama trajik bir şekilde aniden öldü. | Open Subtitles | أخوه الأكبر كان كابتن في الفوج الأمريكي للملك لكنه توفي فجأة ، و بشكل مأساوي |
Bir kız kardeşi vardı, Sansa ve dört erkek kardeşi vardı. | Open Subtitles | وكان لديها اخت واحده، سانسا وأربعة أشقاء. |
erkek kardeşi ya da hasta babası için yazmış olabilir. Aşağı kaydır. | Open Subtitles | ـ لربما تكون إلي أخيها ، أو والدها المريض ـ انزلي لأسفل |
Böyle yeni erkek kardeşi veya çoklu organ nakli yüzünden onu unuttuğumuzu düşünmeyecek. | Open Subtitles | أنه لم يتم استبدالها في قلوبنا بأخ رضيع، أو بزراعة أعضاء متعددة. |
Bu üç sert küçük serseriden soldaki benim büyükannem, beş yaşında ve kız ve erkek kardeşi, yaşları on bir ve dokuz. | TED | هؤلاء الأشقياء الصغار الثلاثة هم من اليسار، جدتي في سن الخامسة، ثم أختها و أخوها كانت أعمارهم حينها 11 و 9 سنوات. |
Bugün kolyesini bulmak için onun eski deposuna gittim ama erkek kardeşi onu benden aldı. | Open Subtitles | ذهبت إلى مخزنها القديم اليوم لأجد سوارها ولكن أخاها ظهر فجأة وأخذها مني |
erkek kardeşi bütün hafta uyumadığinı söyledi. | Open Subtitles | انه فنان . اخيه يقول بأنه كان سهرانا طوال الأسبوع الماضي انا أعتقد بأن السبب هو الكوكايين |
Bir hafta sonra diğer adam ortadan kayboldu karısı, ailesi, çocukları ve erkek kardeşi ile birlikte. | Open Subtitles | بعد إسبوع الرجل الآخر قد إختفى مع زوجته وأقاربه وأطفاله وأخوه |
Ve işin en kötü tarafı, bu kadın ve erkek kardeşi yaşamlarında pek çok felaket yaşamışlar. | Open Subtitles | وأسوأ ما في الأمر أن هذه المرأة وشقيقها لديها مآسي بحياتهم بالفعل |
Evde onunla oynayacak bir kız ya da erkek kardeşi olsa eğlenebilir. | Open Subtitles | أوه، يَجيءُ. ما يَكُونُ مرحَ أكثرَ مِنْ إمتِلاك a قليلاً أَخّ أَو أخت |