Orta Doğu'nun başından sonuna kadar dini ve tarihi eserler yağmalandı. | Open Subtitles | وتدمير الآثار الدينية والتاريخية في كل مكان في الشرق الأوسط |
Bunlar ünlü tarihi eserler. | Open Subtitles | إنظر لهذه الآثار القديمة لروما |
Belki kitle kaynak kullanımıyla eserlerin yok edilmeden önce edinilen görüntüleri kullanılarak eserler dijital ortamda yeniden inşa edilebilir. | TED | ربما نستطيع جمع الصور التي تم أخذها لهذه القطع الأثرية قبل أن يتم تدميرها، لإعادة البناء الرقمي لها. |
Çaldığınız kase ve diğer eserleri, bu eserler üzerinden milyon dolarlar kazanma... düşüncenizi anlattı. | Open Subtitles | إنقلب عليك , وأخبرنا عن الآنية التي سرقتها مع عدة أثريات وكيف توقعت أنك ستحصلين |
O eserler hayatını mı kurtaracak sanıyorsun baba? | Open Subtitles | هل تعتقد أن تلك المصنوعات اليدوية ستنقذ حياتك، أبّى؟ |
Onlar narin eserler. | Open Subtitles | تلك تُحف سهلة الكسر. |
Bir bina yapmam istendi benden. Bina için gereken tüm giydirme ve çizimle alakalı eserler bana verildi | TED | وطلب مني القيام بناء، وأعطيت كل التحف والملابس والرسومات. |
eserler... | Open Subtitles | التّحف... |
Naziler dünyanın dört bir yanında arkeologlardan oluşan ekiplerle dini eserler arıyorlar. | Open Subtitles | "الآن , إلى "القاهرة منذ سَنتين والنازيون كَانَوا يرسلون فِرَقاً مِنْ علماءِ الآثار حول العالمِ |
Antik eserler Müzesi'ne ambulans gönderin. | Open Subtitles | نحتاج سيّارة إسعاف بمتحف الآثار |
Büyük dosyada tüm satışlar var... antika eserler, çoğunlukla Afganistan ve Irak'tan, hepsinin aslı uydurma. | Open Subtitles | الكبير هو ملف جميع مبيعات الآثار "ومعظمها من "العراق" و"أفغانستان كل ذلك مع أصول مزيّفة |
buraya tarihi eserler için gelmiştim. | Open Subtitles | لقد تم إرسالي هنا لتثمين مجموعة من القطع الأثرية |
Ne bileyim, şu eserler ne zaman gıdıklama vebası.. | Open Subtitles | أعني أن القطع الأثرية لا تأتي ببلاء يُدغدغ |
Hey, kılıç hakkında çalıntı eserler veritabanından herhangi bir şey çıktı mı? | Open Subtitles | هل حصلت على أي معلومات بخصوص السيف من قاعدة بيانات القطع الأثرية المسروقة. |
Çaldığınız kase ve diğer eserleri, bu eserler üzerinden milyon dolarlar kazanma... düşüncenizi anlattı. | Open Subtitles | إنقلب عليك , وأخبرنا عن الآنية التي سرقتها مع عدة أثريات وكيف توقعت أنك ستحصلين |
Atalarına ait eserler de götürmüşsün. | Open Subtitles | وقد قدمت أثريات من الأسلاف |
- Eger kasa yıllar önce yağmalandıysa, eserler götürülüp satılmışlardır. | Open Subtitles | إن كان المدفن قد نهب منذ سنين فإن المصنوعات اليدوية التي كانت لتظهر على السطح ستكون قد تم تصفيتها |
Bir an için bir köydeyim, bazı eserler arıyorum bir sonrakinde ise, garip bir kadının bedeninde kapalı kalmış bu şehrin ortasında ayaktayım. | Open Subtitles | بلحظة واحدة كُنْتُ أنا نفسي أبحث خلال بَعْض المصنوعات اليدوية في قرية خلال اللحظة التالية |
Daniel Nakamoto, antik eserler veren bir usta. | Open Subtitles | إنه (دانيل ناكاموتو) ، مُزور تُحف مُحترف |
Bu eserler peynir ekmek gibi kapışılacak. | Open Subtitles | وشهية العامة لمثل هذه التحف لا يمكن إشباعها |
eserler... | Open Subtitles | إنّ التّحف... |
Fitillerini bir tutuşturdun mu, fırtına gibi eserler. | Open Subtitles | و تتولى زمام قيادتها يمكنهم اللعق... بداية من ورقة التليفون |
Yok. Fakat bazı eski eserler buldum. | Open Subtitles | كلاّ، ولكن وجدتُ بعض الأعمال الفنيّة القديمة |