Bu noktaların, dil öğrenme sürecimizi etkilediği görüşündeyiz. | TED | و نعتقد أنها تؤثر على طريقة تعلم الكلام. |
Bu durum sadece yüzeyi etkilediği için, dalgaların boyu ve hızı kısıtlanmıştır. | TED | ولأنها تؤثر فقط على السطح، فالأمواج محدودة الحجم والسرعة. |
Ve deniz koruma planlarında bir alanın diğerini nasıl etkilediği dikkate alınmalı. | TED | ويجب أن تأخذ خطط الحماية البحرية في الحسبان كيف تؤثر منطقة على الأخرى. |
Ve mücevher gibidir bir meleğin gülüşü o kara talihin etkilediği | Open Subtitles | مع الحجارة الناعمة ذي الإبتسامة الملائكية مسحورًا من قبل تلك معجرة الظلام. |
O kara talihin etkilediği. | Open Subtitles | مسحورًا من قبل تلك معجرة الظلام. |
Tek derdin bunun seni nasıl etkilediği mi? | Open Subtitles | كل ما يمكن أن نفكر في الكيفية التي تؤثر عليك؟ |
Senin hareketlerinin, başkalarını da etkilediği hiç aklına gelmiyor mu? | Open Subtitles | ألم يخطر ببالك من قبل أن أفعالك قد تؤثر على الأخرين؟ |
Jor-el sarı güneşin Kripton'lu hamam böceklerini etkilediği konusunda haklıymış. Ama ben geri döndüm. | Open Subtitles | فعلا , جور أل , كان محقا بأن الشمس الصفراء تؤثر على صراصير كريبتون |
Kısaca, umutların ve sorunlarının geleceğini nasıl etkilediği hakkında az bir şeyler söyler misin? | Open Subtitles | طموحاتكِ والمشاكل التي تؤثر على مستقبلكِ |
Fakat senin vasatın altında hastane yöneticiliğin benim beyaz tahtamda yazanları etkilediği zaman... | Open Subtitles | لكن عندما ادارتك الاقل من كفؤة للمشفى تؤثر بما يكتب على لوحي |
Bu soğuk bizi etkilediği kadar seni de etkiliyor. | Open Subtitles | من المفترض ان هذه البرودة . تؤثر عليك بقدرنا |
Başkası da okur diye umarak getirdim, benim hayatımı etkilediği gibi başkasının hayatını da etkilesin diye. | Open Subtitles | احضرتها علي أمل ان تقرأها امرأة آخري وان تؤثر في حياتها كما فعلت معي |
MRI' görünen büyük iç yanıkların birçok organı etkilediği. | Open Subtitles | تظهر أشعة الرنين المغناطيسي حروقات داخلية كبيرة. تؤثر علي كثير من الأعضاء الرئيسية. |
Korkuların işini etkilediği için buradasın ve şimdi de benim işimde başarısız olduğum zamanı öğrenmeye çalışıyorsun ki bana onunla saldırabilesin. | Open Subtitles | انت هنا بسبب ان مخاوفك تؤثر على عملك والأن انت تحاول ان تجد وقتاً فشلت فيه في عملي لكي تستطيع ان تقوم بلومي |
Ayrıca, kişisel, politik, tüketim ve işe dair tercihlerimizin, dünyanın her yerinden bu tür insanları nasıl etkilediği konusunda daha düşünceli olmak zorundayız. | TED | ويجب علينا أيضا أن نكون أكثر عقلانية لأن خياراتنا الشخصية, السياسية, الاستهلاكية والاقتصادية تؤثر على هؤلاء الناس في جميع أنحاء العالم. |
Metafor, fikirleri, benzerlikleri harekete geçirerek etkilediği için de önemlidir. | TED | والتعابير المجازية مهمة أيضاً لانها تؤثر على القرارات لانها تفعل القياس . |
Bu büyük tarihsel değişimlerin kısmen de olsa hislerimizi hissediş şeklimizi etkilediği için duygularımız üzerinde büyük etkisi olduğunu anlamamız önemli. | TED | من المهم أن نفهم أن هذه التغيرات التاريخية الكبيرة تؤثر على عواطفنا وهذا يرجع جزئيًا إلى أنها تؤثر على الطريقة التي نشعر بها تجاه الطريقة التي نشعر بها. |