AB bizi desteklediği için ama henüz Euro bizi kirletmedi. | Open Subtitles | لإننا مدعومين من الإتحاد الأوروبي ولكننا لم نلطخ اليورو بعد |
Euro'nun mikro boyasını kıran ilk adam olduğunu anlatır. | Open Subtitles | يشاع عنه أنه أول رجل قام بزييف الطباعة الدقيقة على اليورو |
Bu gece yarısı, İngiltere'nin ticaretinde sadece Euro olacak. | Open Subtitles | الليلة عند منتصف الليل سيبدأ التداول باليورو في جميع الأعمال في بريطانيا |
Saç kesimine 10 Euro vermeyeceğim diye, 3 insanın ölümüne sebep oldu. | Open Subtitles | ليوفر لنفسه 10 أورو في الحلاقة، خلّف لنا ثلاث قتلى |
Bu 10 Euro senin bile değildi. Ben verdim sana. | Open Subtitles | حتى هذه الـ10 يورو لم تكن ملكك أنا أعطيتها لك |
Orkinos avcılığı, Avrupa'da devlet desteği ile milyonlarda Euro menfaat elde eder. | Open Subtitles | الفساد والأكاذيب يسودان كل مكان تستفيد أساطيل صيد التونة من ملايين اليورو في الإعانات الأوروبية. |
Euro ile satın aldılar ve çok kaybettiler. | Open Subtitles | لقد أبتاعوا العديد من اليورو ، وخسرنا الكثير |
Hadi ama! Yardımcı ol. Sadece birkaç Euro eksiğimiz var. | Open Subtitles | يا رجل ، سـاعدني ،النقص في قليل من اليورو |
Tam da size Euro'nun uzun vadede finansal kapasitesini sormuştum. | Open Subtitles | حسنا كنت على وشك أن أسألك عن رأيك عن فائدة اليورو على المدى الطويل |
Bunun arkasındaki insanlar rahatlıkla sahte Euro basabilirler. | Open Subtitles | الناس وراء هذه الجريمة يمكنهم بسهولة طباعة عملة اليورو مزورة الأن. |
Korkarım meblağ Euro Kral Hazretleri. | Open Subtitles | أخشى أن المبلغ المطلوب باليورو يا صاحب السمو |
Evet. Üç milyon küsur Euro kadar anlaşılan. | Open Subtitles | أجل، تبدو ثلاثة ملايين أو ما يساويها باليورو |
Evet. Üç milyon küsur Euro kadar anlaşılan. | Open Subtitles | أجل، تبدو ثلاثة ملايين أو ما يساويها باليورو |
Kurbanım kasadan 100bin Euro kayıbı bildirdi. | Open Subtitles | ضحيتي بلّغت عن 100 ألف أورو اختفت من الخزينة، |
Sana düşen 16 Euro, yarı yarıya demiştik. Unuttun mu? | Open Subtitles | حصتك 16 أورو, أتذكرين, قلت النص بالنص |
Evet, 20 milyon Euro değerinde takip edilemez hamiline tahvil. | Open Subtitles | أجل، 20 مليون يورو على شكل سندات لحاملها لايمكن تتبعها |
Bu durum gösteriyor ki, 5000 Euro'luk müşteri kredisini bile almak için başvuramazsınız. | Open Subtitles | وطبقاً لهذه الأشياء فلا يمكننا منح قرض لشخض لديه 5 ألاف يورو فقط |
Bu arada, Euro Disney'e gitmekte özgürsün. | Open Subtitles | أنت مرحب بك لزيارة ديزني الأوروبية بالمناسبة. |
Euro'nun değeri epey artmış. | Open Subtitles | الأورو أصبح أغلى مما كان |
Fidye 10 milyon Euro, bu akşam 6'ya kadar | Open Subtitles | الفذية هي 10ملايين اورو عند 6: 00مساءا الليلة |
Hepsi bu değil. Paranın yarısı Euro. | Open Subtitles | هذا ليس كلّ شيء نصف تلك الأموال بالأورو |