Hepimizin oturma odaları ve mutfakları, yatak odaları ve banyoları var ve merkezi bahçenin etrafında bu evlerden dokuz tane var. | TED | جميعنا لديه غرف معيشة، مطابخ، غرف نوم، وحمامات، وهناك تسعة من هذه المنازل متمركزة حول ساحة منزل مركزية. |
Bu evlerden birinde oturma şansın olsa hangisini seçerdin? | Open Subtitles | حسنًا، إذا أخترتِ واحد من هذه المنازل للعيش فيها، من سوف تختارين؟ |
Kasaba tümüyle yok edilirken o evlerden hiçbirini kurtaramayız! | Open Subtitles | ليس من الممكن أنقاذ أي من المنازل البعيدة علي الرغم من تحصين القرية ستهلك |
Sadece çalışkan ve dürüst insanlarız o küçük evlerden başka pek bir şeyi olmayan ve çocuklarımızı rahatlıkla büyütebileceğimiz bir cemiyetin hayalini kuran insanlarız. | Open Subtitles | نحن مجرد أناس تعمل بجد وصادقون لا نملك الكثير سوى تلك البيوت الصغيرة وحلم بشكل المجتمع الذي نريد أن نربي أطفالنا فيه |
On iki tane daha hayallerdeki evlerden koyacaklar. | Open Subtitles | وسيضعون 12 من منازل أحلامهم هناك مرة أخرى. |
Bu çocuklar, emre dayağın eşlik ettiği evlerden geliyor. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفال يأتون من بيوت حيث يرافق الأمر ضرية |
Ben pis evlerden hiç hoşlanmam. | Open Subtitles | انا فقط أكره المنازل الغير نظيفة الاتكرهها انت ؟ |
Tamam. "Koş" deyince bu evlerden kestirme gideceğiz. | Open Subtitles | حسناً، عندا أقول أركض سنركض بين هذه المنازل. |
Bu el değmemiş adadaki harika evlerden biri.. | Open Subtitles | هذه المنازل الرائعة على هذه الجزيرة الرائعة المنعزلة |
Astoria'daki sıra evlerden, Park Caddesindeki çatı katlarına kadar.. | Open Subtitles | من صفوف المنازل في استوريا الى البيوت التي في جادة بارك |
Hayır, temizliğe gittiği evlerden birinde diyorum. | Open Subtitles | أعني في أحد المنازل التي تنظّفها. ألم يقل إن الموضوع جاد؟ |
Kamerasıyla çektiği evlerden bazılarını da bulup aradım, ve hiç bir şeyin çalınmadığını söylediler. | Open Subtitles | أيضا، لقد اتصلت ببعض المنازل التي ظهرت صورها في الكاميرا قالوا بأنه لم تحدث لهم سرقات |
Kendi inşa ettiği evlerden birinin altında saklanır halde bulundu. | Open Subtitles | حتى وجد مختبئاً تحت إحدى المنازل التي شيدها |
Hatırlıyorum, çocukluğum yarı yarıya yemeklerimizi Ritz'de yemekle hacizden kurtulmak için gece yarısı kiralık evlerden kaçmakla geçmişti. | Open Subtitles | فى ذاكرتى,كانت طفولتى مُقسًمة بين العشاء فى مطاعم الريتز الفاخرة والهروب ليلا من المنازل المُستأجرة هربا من الدائنين |
Şu evlerden topladığımız şeylerle belki bir şeyler yakalayabiliriz. | Open Subtitles | ,ومقارنتها بكل ما نجده في هذه المنازل لربما يحالفنا الحظ بإيجاد دليل ما |
evlerden kar edip, 200 dolara tost makinası alır. | Open Subtitles | انها تقلب المنازل واشترت محمص خبز يمنه 200 دولار |
Bu evlerden birinde yanlış bir şeyler yapılıyor olmasına inanmak zor. | Open Subtitles | من الصعب أن تتخيل أن هناك خطا يحدث في أحد تلك البيوت |
Körfezdeki evlerden birinde yaşadığı belli oluyordu. | Open Subtitles | تبيّن لي أنها تعيش في أحد البيوت المطلة على الخليج |
Suyu ve elektriği olan, evlerden ve yatakhanelerden oluşan tüm bir topluluğa yetecek kadar büyük bir yer. | Open Subtitles | تتكون من منازل و حجرات نوم بها مياه و طاقة كبيرة بحيث تكفي مجتمع كامل |
Ormana kaçtığını ve bu bölgedeki evlerden birine sığındığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد انها موجودة في هذه الغابة وهي ربما تحاول ان تجد ملجأ في احد بيوت المنطقة |
Bizim evlerden birinin içinden geçti ve bütün bu marazayı başlattı. | Open Subtitles | لقد دخل أحد مخابئنا ,وسبب هذه الفوضى |
Büyüdüğümüz evlerden bile pahalı. | Open Subtitles | اعتقد انها تكلف أكثر من المنزل الذى نشأنا به |