Ama yeryüzünün bu doğal fırını bile suyla şekil değiştirebilir. | Open Subtitles | ومعذلك، حتي هذا الفرن يمكن أن يتم تحويله بواسطة المياه. |
Evlat, fırını önceden iyice ısıtırsan tadı hiç fark etmiyor. | Open Subtitles | عزيزتي، كلّه نفس الطعم عندما تسخنين الفرن إلى 350 درجة |
Tom'un ne zaman geleceğini öğreneyim ki fırını ona göre ısıtayım. | Open Subtitles | أنا أتفقد مو عد وصول توم لكي أعرف متى أسخن الفرن |
Bu ilk Kolay-Pişir fırını'mı alıp Basit-Monica Fırınını açtığımdan beri rüyamdı. | Open Subtitles | انه حلمى منذ ان حصلت على أول فرن لخبز العيش وفتح مخبز مونيكا |
Her yerini sıcak basmışken 400 derecede yanan bir fırını açmayı dene. | Open Subtitles | جربي فتح فرن درجته 400 ، وأنت تعانين من حمى سن اليأس |
Ama sobayı mı yoksa fırını mı yakacağız, karar verelim artık. | Open Subtitles | لكننا علينا أن نقرر، أنطهو على نور المدفأة أم على الموقد |
Mutsuz bir aşık fırını yakmayı unutur. | Open Subtitles | المرأة التعيسة بحبها ستنسى أن تشعل الفرن |
Ailem ortalarda yok ve fırını açmam yasak. | Open Subtitles | أبواي خارج المدينة، وليس من المسموح لي بأن أستخدم الفرن |
Elime para almam, fırını falan da açmam, | Open Subtitles | لا أركب بالسيّارة لا أتعامل بالنقود، ولا أشعل الفرن |
Bu kolay görünüyor. 'Önce fırını 500 dereceye ısıt' | Open Subtitles | هذا يبدو سهلاً ارفعي حرارة الفرن حتى 500 درجه |
-Evet, yeni fırını geri götürdüm karın fikrini değiştirdi diye eskisini getirdim. | Open Subtitles | أجل, أعدت الفرن الجديد ووضعت الفرن القديم لأن زوجتك غيرت رأيها |
Yapımcı bayanın yanına git ve Ona : fırını açık bıraktığını söyle. | Open Subtitles | اذهب للسيّدة المنتجة وقل لها أنّها تركت الفرن شغالاً |
Demek istediğim, ona sayg göstermelisin çünkü birincisi ...seni seviyor: ikincisi onu bir keresinde altını süpürmek için koca fırını kaldırırken görmüştüm. | Open Subtitles | قصدي أنه يجب ان تحترميها لأنها تحبكِ و.. لقد رأيتها تبعد الفرن لتنظف أسفله |
Buffalo'nun merkezinde bulunan Kowolski fırını 30 yıldır günahkar bir tatlılıktaki kremalı Polonya çörekleri ve çöreklerin neden olduğu şeker komasıyla tanır. | Open Subtitles | لثلاثين سنة مخبز الكوالسكى كان المخبز الاساسى فى مدينة بافالو المعروفين بمنتجاتهماللذيذه المليئه بالكريمه بشكل شرير |
Buffalo'nun merkezinde bulunan Kowolski fırını 30 yıldır günahkar bir tatlılıktaki kremalı Polonya çörekleri ve çöreklerin neden olduğu şeker komasıyla tanır. | Open Subtitles | لثلاثين سنة مخبز الكوالسكى كان المخبز الاساسى فى مدينة بافالو المعروفين بمنتجاتهماللذيذه المليئه بالكريمه بشكل شرير |
...bu yüzden Brooklyn'de bir İtalyan aile fırını buldum. | Open Subtitles | لذا فإنني وجدت لنا عائلة ايطالية لها مخبز في بروكلين. |
Sonra bir gün birinizin sonu bir pizza fırını oluverir. | Open Subtitles | وثمّ في يوم ما، سينتهي بأحدكنّ ميّتة في فرن للبيتزا |
fırını temizlemeyi bitirdin mi, yoksa hava almakla mı meşkulsün? | Open Subtitles | هل انتهيتِ من تنظيف الموقد أم أنّكِ منشغلة بهبّات النسيم؟ |
Ev yapımı bir ceset yakma fırını yapmak konusunda detaylı yazılar yazdığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف انه كتب بشكل موسع عن صنع محرقة منزلية |
Bodruma inmeden önce fırını kapatmış mıydın? | Open Subtitles | هل أطفأت الفرنَ من قبل يتوجب عليك النزول للقبو؟ |
Aslında adamı evinde zincirledin ve fırını açık bıraktın. | Open Subtitles | في الحقيقة انت قيدته في شقته وجعلت الفُرن مفتوحا |
Seviye 3'teki fırını kullan. | Open Subtitles | أستخدم المحرقة على المستوى الثالث |
Fırınlar aynı zamanda pasta fırını imal eden.... ... meşhur bir firma tarafından üretilmiş. | Open Subtitles | وكانت المواقد تصنعها شركات شهيرة... متخصصة كذلك بطبخ الأفران |
Unut şu Allahın cezası fırını. | Open Subtitles | إنسَ الطبَّاخَ الملعونَ، موافقة؟ |
Orta Batı'daki her restoranın bodrum katı ve fırını var. - Bunlar standart şeyler. | Open Subtitles | كل مطعم في الغرب الأوسط لديه طابق سفلي وفرن. |
Kanatlı bir fırını düşün. | Open Subtitles | فكِّر في فُرن حارق له أجنحة - الهواء - |