ويكيبيديا

    "fırsatım" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الفرصة
        
    • فرصة
        
    • بفرصة
        
    • فرصتي
        
    • أتمكن
        
    • الفرصه
        
    • فرصه
        
    • الفرص
        
    • يتسنى
        
    • بالفرصة
        
    • الفرصةُ
        
    • فرصةً
        
    • فرصتى
        
    • فُرصتي
        
    • أحظ
        
    Ray, bir daha seninle konuşma fırsatım olur mu, bilemiyorum. Open Subtitles لا أعرف إن كانت ستتسنى لي الفرصة للحديث معك ثانيةً
    Bugün biraz meşgulüm, o yüzden bunu verecek fırsatım olmayacak. Open Subtitles انا منشغل اليوم لذا لن تتسنى لى الفرصة لاعطائه اياها
    Bugün biraz meşgulüm, o yüzden bunu verecek fırsatım olmayacak. Open Subtitles انا منشغل اليوم لذا لن تتسنى لى الفرصة لاعطائه اياها
    Ama sonra bir daha onunla konuşacak fırsatım bile olmadı. Open Subtitles و بعد هذا لم أحصل على فرصة ثانية للتحدث معه
    Geçen sefer sana söylemeye fırsatım olmadı beni dedektif aradı. Open Subtitles لم أجد فرصة لأخبرك آخر مرة لكن المحقق إتصل بي
    Kuzey Kutbu'nu ziyaret ettiğimde değişen koşulları bizzat görme fırsatım oldu. Open Subtitles حظيت بفرصة مشاهدة ظروف تغيير الجليد بنفسي، عندما زُرت القطب الشمالي
    Bu sözü derken Amerika'ya gelip Vanishing Point Challenger'ı ile Gemi Direği'ni oynama fırsatım olduğunu bilseydim bir "Halbuki" de eklerdim. Open Subtitles و لو كنت أعلم أنني سآتي هنا و سيكون لدي الفرصة للقيام بهذا بسيارة نقطة الإختفاء كنت سأضيف كلمة مع ذلك
    O kadar heyecan içinde seni tebrik etmeye fırsatım olmadı. Open Subtitles أتعلمين, في خضم كل هذه الأحداث لم أجد الفرصة لتهنئتك
    Hiç fırsatım olmadı çünkü gözü sadece bir erkeği görüyor. Open Subtitles لم تواتيني الفرصة أبداً لان عينيها مسلطة على رجل واحد
    fırsatım varken teklif ettiği deli maceraya atılmamakla aptallık ettim. Open Subtitles كنت مغفلاً بعدم الاستثمار في مغامرته المجنونة عندما سنحت الفرصة
    Bunların dünyasına dair hiçbir şey bilmiyorum, hiç fırsatım da olmadı. Open Subtitles لا أعرف شيئاً عن هذا العالم، لم تتح لي الفرصة لذلك
    Hiç. Sadece döndüğünden beri onları beraber görme fırsatım pek olmamıştı. Open Subtitles لا شيء، لكن لم تسنح لي الفرصة لرؤيتهما معاً منذ عودتها
    Cidden. Ağabeylerimle içmeye çıkma fırsatım hiç olmadı. Ve ablamla. Open Subtitles بجدية، لم تواتنى فرصة الخروج واحتساء الشراب مع إخوتى وأختى
    - Çukurda olduğum için buraya çıkıp kontrol etme fırsatım olmamıştı. Open Subtitles لم تسنح لي فرصة للصعود هنا مذ علقت في تلك الحفرة
    O ülkenin başbakanıyla konuşma fırsatım oldu, bu kararın neden alındığını sordum. TED وقد سنحت لي فرصة الحديث مع رئيس الوزراء عن سبب اتخاذه هذا القرار.
    Sadece bir fırsata ihtiyacınız var. Benim fırsatım Beau'dan ve Blackawton Arı Projesinden geldi. TED كنت فقط بحاجة إلى فرصة. جاءت لي الفرصة في شكل بو، ومشروع نحل بلاكاوتون.
    Sizin için gözden kaçmış fakat olasılıkla kârlı bir yatırım fırsatım var. TED حسنا، أقدم لكم فرصة استثمار يغض الناس الطرف عنها ولكنها مربحة.
    Birkaç hafta önce, Suudi Arabistan'a gitme fırsatım oldu. TED منذ عدة اسابيع حظيت بفرصة الذهاب الى المملكة العربية السعودية
    Bu benim intikam alma fırsatım. Senin bunu herkesten iyi biliyor olman gerek. Open Subtitles يجب ان تعرفي ان هذه فرصتي للأنتقام منك اكثر من اي شخص اخر
    Dün gece beni aramıştı. Onu geri aramaya fırsatım olmadı. Open Subtitles لقد قامت بالأتصال بي و لم أتمكن بالأتصال بها
    5000 yıl önce buna fırsatım olmamıştı. Thinien'i savaşa sürememiştim. Open Subtitles منذ 5000 سنه لم تسنح لى الفرصه لاستدعى فيدين لمعركتنا
    Aslında saçıma doladığım gerdanlığı gösterme fırsatım bile olmadı. Open Subtitles حرفيا لم احصل حتى على فرصه لأريه عِـقدي تشابك في شعري
    Çünkü sana söylemeliyim ki bir kaç kez fırsatım oldu. Open Subtitles لأن دعني أخبرك،‏ لقد حصلت على عدد قليل من الفرص.
    Henüz, yeni kız arkadaşınla dans etme fırsatım olmadı. - Şey... Open Subtitles لم يتسنى لي الحديث مع حبيبتك الجديدة بَعد
    O şimdi ölü ve onunla tanışma fırsatım hiç olmayacak. Open Subtitles وهو ميت الآن لذا لن أحظى ابدا بالفرصة لمقابلته
    Ve kendime yeni kıyafetler almak için bugün fırsatım var. Open Subtitles وأنا عِنْدي الفرصةُ لشِراء بَعْض الملابسِ اليوم.
    Olan biten yüzünden teşekkür etmeye fırsatım olmadı ama göz kulak olduğun için minnettarım. Open Subtitles بكل ما يحدث لم أجد فرصةً لقول شكراً لكن أقدر لك رعايتها
    Ve şimdi burada oturmuş düşünüyorum... "Bu benim büyük fırsatım olabilir, büyük şansım olabilir." Open Subtitles و أنا الان أفكر وأنا جالس هنا "ربما كانت هذه هى فرصتى الكبرى"
    Sonunda ona tüm bunları ödetme fırsatım. Open Subtitles -هذه هي فُرصتي لجعله يدفع الثمن أخيراً .
    Evet, son dakikada ayarlanan bir şeydi bu yüzden dün gece sana söylemeye fırsatım olmadı. Open Subtitles لقد كان قرار في آخر لحظة لذا لم أحظ بفرصة إخباركِ ليلة البارحة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد