ويكيبيديا

    "fayda" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • فائدة
        
    • الفائدة
        
    • الاستفادة
        
    • ينفع
        
    • المستفيد
        
    • المنفعة
        
    • منفعة
        
    • يستفيد
        
    • تستفيد
        
    • الفوائد
        
    • ينفعنا
        
    • المنافع
        
    • سيستفيد
        
    • منافع
        
    • يستفيدون
        
    O şerefsizin ve metro silahşörünün sahip olmadığı bir fayda. Open Subtitles فائدة لا يمتلكها هذا الأحمق و مُطلق الرصاص فى المترو
    Ne yazık ki Babbage'ın motorları onun zamanında hiç inşa edilmedi çünkü çoğu insan, insan olmayan bilgisayarların halka bir fayda sağlamayacağını düşünmüştü. TED ولسوء الحظ، لم يتم بناء محركات بابايج أثناء حياته لأن الكثيراعتقدوا آنذاك أن الحواسيب الغير بشرية لن يكون لها أي فائدة لعامة الناس.
    Bunu gibi şeyler daha olumlu fayda sağlama konusunda mesaj verir. TED اشياء من هذا القبيل تزيد من الفائدة الإيجابية.
    Ve öyle düşünüyorum ki hepimiz onların kitabından yavaş yavaş hazmadilmiş bir yaprak alsak gezegen bundan fayda görür. TED وأعتقد أن الكوكب يمكنه الاستفادة من ذلك إذا تعلمنا منهم التباطؤ
    Bunun faydası olmaz Nick, biliyorum, bu fayda etmez, Nick. Open Subtitles هذا لن ينفع نيك أعرف،هذافقط لن ينفع، نيك
    O yüzden şunu sorun: Akıllı evinizden asıl fayda gören kim? Siz mi yoksa sizi inceleyen firma mı? TED لذا عليك حقاً أن تسأل: من هو المستفيد الحقيقي من منزلك الذكي، أنت أم الشركة التي تستخرج معلوماتك؟
    fayda kavramı sadece satın almaya değil, karar vermeye de uygulanabilir. TED المنفعة تطبق ليس فقط على شراء الأشياء ولكن على كل قراراتنا.
    bu canlılarla karşılıklı fayda sağlayan sistemler bulabiliriz. TED أننا يمكن أن نجد نظام منفعة متبادل بين هذه المخلوقات.
    Fakat bu çok ender rastlanan durumlardan biri şöyle ki, burada ekonomik fayda da var. TED ولكن هذه واحده من الحالات العجيبة النادرة والتي فيها تكون ايضاً فائدة اقتصادية.
    En iyi fayda ise eğitimin devam edeceğidir. TED وأعظم فائدة منهم جميعًا هو التعليم الذي سيستمر.
    Zaman içinde bu sürekli gözetim sayesinde bağışıklık sistemi başka bir fayda daha sunar: uzun süreli bağışıklık kazanmamıza yardım eder. TED ومن خلال المراقبة الثابتة مع مرور الوقت، يمنح الجهاز المناعي فائدة أخرى: مساعدتنا على تطوير مناعة طويلة الأجل.
    Burada kalmasında ne fayda gördüğünü hiç anlamıyorum. Open Subtitles إن كنتِ ترين فائدة من بقائها، أنا لا أرى ذلك
    İlk bir kaç ay, ağrıkesiciler pek fayda etmeyecektir. Open Subtitles بعد كل المخدرات التى أدمنتها، ستصبح المسكنات عديمة الفائدة
    Bunu getirdiği yegane fayda ise gündoğumunun, azalan ışıktan muzdarip olmaması. Open Subtitles و الفائدة الوحيدة أن الشروق لا يشوه بتخافت الضوء
    Britanya İmparatorluğu'ndan fayda ve himaye bekliyorsam savunmasına yardım etmemem yanlış olur. Open Subtitles اذا أردت الاستفادة من مزايا و حماية الامبراطورية البريطانية فسيكون من الخطأ ان لا أشارك في الدفاع عنها
    Adaleti kendi eline almanda bir fayda yoktur. İntikam gerçekten işe yaramıyor. Open Subtitles ليست هناك منفعة من أخذ القانون بيديكَ الإنتقام لا ينفع حقاً
    başka birinin cinayetlerden suçlu bulunmasından fayda sağlayacak sadece bir tek mahkum var. Open Subtitles الرجل الوحيد المستفيد من توريط اخرين في الجريمة وايد كروز يساعده شخص من الخارج
    Yani burda eyaletlerde politikaya yön verenlere ekonomik kalkınma bakımından konuyla ilgili temel fayda mevcuttur. TED إذاً فهذه هي المنفعة الرئيسية التي تهم صناع سياسة الولاية على صعيد التنمية الاقتصادية.
    Sık sık hatalarımızın yalnızca bize ait olduğu söylenir ama zafer paylaşılan bir fayda. TED قيل لنا كثيرًا أن أخطاءنا هي أخطاؤنا وحدنا. لكن النصر هو منفعة مشتركة.
    Anlatmak istediğim, bir robot gerçek hayattaki varlığımız için fayda sağlayabilir. Open Subtitles مقصدي أن الانسان الآلي يمكن أن يستفيد من معيشته بالعالم الحقيقي
    Ama kaktüslerin varlığından fayda sağlayanlar sadece kuşlar değildir. Open Subtitles لكن الطيور ليست هي الحيوانات الوحيدة التي تستفيد من وجود الصبار.
    Biz de yaptıklarımızın fayda ve maliyetini tartabiliriz. TED قد نكون نحن ذلك، نزن الفوائد وتكاليف أعمالنا.
    Yapılan her şeyden fayda bekleyemezsin. Open Subtitles ليس كل ما نفعله عليه أن ينفعنا
    Bundan gelecek fayda toplumuza gelecek zararı karşılamaz, dediler. TED كما قالوا أنها ستولد ضرر أكبر لمجتمعنا والذي لايمكنه تبرير المنافع.
    Bu aldatıcı bir soru olur ve pek az insan bu sorudan fayda sağlar. Open Subtitles سؤالاً للطبيعه أكثر مكراً حيث القليل سيستفيد من التساؤل
    İki taraflı fayda sağlamasa bu ilişkinin içinde olmazdım. Open Subtitles وبخصوص استغلال مكتب التحقيقات الفدرالي؟ لم أكن لأكون طرفا في هذه العلاقة لو لم تكن هناك منافع مشتركة
    O piçlerin David Clarke'tan fayda sağlamalarına izin vermeye hiç niyetim yok. Open Subtitles تأكدي بس انه ماعندي نيه أخلي هالزلايب يستفيدون من ديفيد كلارك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد