Ailem için yaptığınız fedakarlıklar için size ne kadar teşekkür etsem az çocuklar. | Open Subtitles | يصعب علي شكركم بما يكفي على كل التضحيات التي قمتم بها لأجل عائلتي |
Yapmamız gereken fedakarlıklar ancak sevgiyle yapılırsa... katlanılabilir hale gelir. | Open Subtitles | التضحيات المطلوبة منّا محتملة .. فقط حين نقدّمها بالحُبّ. |
Yapılması gereken fedakarlıklar olduğunu görmeye yetecek kadar parlak bir ateş yaktın. | Open Subtitles | أنتِ تلمعين بما يكفي لمعرفة أنه هناك تضحيات معينة يجب أن تقدم |
İnsanların, çok korkunç fedakarlıklar karşısında bile birlik olabildiğini gösterdiysek, bu, en azından, amaçladığımız demokrasi idealini korumamızı sağlamaz mı? | Open Subtitles | لنفترض أننا أظهرنا أن الشعب تحمل تضحيات هائلة ومع ذلك مازالوا متماسكون؟ قد لا تنقذ على الأقل فكرة الديمقراطية الطموحة؟ |
Tarihteki yerinizi idrak etmeniz için muazzam fedakarlıklar yapıldı ve yapılmaya da devam edecektir. | Open Subtitles | و قد قمنا بتضحيات هائلة و سوف نستمر في بذلها لكي تتمكن من تحقيق مكانتك في التاريخ |
Elbette, izlediğim yol bazı fedakârlıklar vermemi gerektirdi. | Open Subtitles | بالطبع، دفعني وازعي الأخلاقي للتردّد أمام حجم التضحية المطلوبة |
O zamanlar sosyalizm adıyla anılan sistemde kendilerinden sırf geleceğe dair sözler uğruna fedakarlıklar beklendiğini gördüler ve sınırlar açık olduğu müddetçe oraya ulaşmak oldukça kolaydı. | Open Subtitles | وقد رأوا فيما كان يسمى ،الإشتراكية حينها أنه نظام يطلب منهم التضحيات في مقابل لاشيء سوى وعود للمستقبل |
Bunca yıldır bizim için yaptığın fedakarlıklar içsel arzularını baskı altına almana sebep oldular. | Open Subtitles | إنَّ التضحيات التي قدَّمتِها لنا على مرّ السنين، جعلتكِ تكبتين رغباتكِ الداخلية |
Biliyorum. Ancak bazı fedakarlıklar buna değer. | Open Subtitles | أنا أعلم، ولكن بعض التضحيات تستحق العناء. |
Bizim halk olarak farketmemiz gereken gerçekten özgür olacaksak fedakarlıklar yapılması gerekeceğidir. | Open Subtitles | نحن كـ شعب يجب علينا إدراك التضحيات التي نصنعها إذا كنا نريد الحرية النهائية |
Fakay büyüdükçe yapman gereken fedakarlıklar da artıyor. | Open Subtitles | و لكن كلّما كبرت في السنّ كلّما تعلّمت أكثر عن التضحيات التي علينا تقديمها في الحياة |
Bazen de, neden yaptığınızı bile anlayamadığınız fedakarlıklar yaparsınız. | Open Subtitles | ثمّ هناك التضحيات التي لا تستطيع حتى أنت فهم ما الذي تضحي من أجله |
Asgard'ın büyük fedakarlıklar yapması gerekecek. | Open Subtitles | سيطلب من الأسجارد أن يقدموا تضحيات عظيمه |
Babanın yaptığı iş için, inanılmaz fedakarlıklar yapmak gerekiyordu. | Open Subtitles | العمل الذى كان يعمله والدكِ كان يتطلب كثيراً أن يؤدى تضحيات مستحيلة |
Fakat tam anlamıyla büyüklüğe ulaşmak gibi bir amaç için yapılması gereken bazı fedakarlıklar vardır. | Open Subtitles | لكن هناك تضحيات من أجل هدف كالعظمة النقية |
Büyük adamlar hayatlarının bazı noktalarında hep büyük fedakarlıklar yaparak büyük oldular | Open Subtitles | كل الرجال العظماء اضطروا للقيام بتضحيات عظيمة بمرحلة ما في حياتهم |
Böyle zor zamanlarda fedakarlıklar yapılmalı. | Open Subtitles | في أوقات الأزمات، يجب القيام بتضحيات لمَ فوّت الغذاء؟ |
Bazen aile üyeleri birbirleri için fedakârlıklar yapmalıdır. | Open Subtitles | أحياناً على العائلة التضحية من أجل بعضنا البعض |
İlk mürettebat, böylesine büyük bir yolculuğun büyük fedakârlıklar gerektirdiğini biliyordu. | Open Subtitles | الطاقم الأصلى كان يعلم أن رحلة بهذا الحجم تتطلب تضحية عظيمة |
Tanrıları günlük yaşantımızda yaptığımız fedakarlıklar hoşnut etmiş olamaz mı? | Open Subtitles | ألا يمكن أن الآلهة راضيون بالتضحيات التي على كل واحد منا تقديمها في حياته اليومية؟ |
Bazı fedakarlıklar yapmalıyız, boş zamanlarımız gibi. | Open Subtitles | علينا أن نضحي ببعض الأشياء مثل وقت فراغنا |
Uğruna onca fedakârlıklar yaptığın kurumlara artık biraz güvenmelisin. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لتثق بالمؤسسات التي ضحيت كثيرًا لحمايتها |
Bazen birini seviyorsan, onun için bazı fedakarlıklar yapman gerekir. | Open Subtitles | أحياناَ عندما تحب أحد يجب أن تضحي من أجله |
Çamurdaki o yürüyüş, bizden beklenen... insafsız zorunluluklar, büyük acılar... ve fedakarlıklar, Tanrı'nın sınavıydı. | Open Subtitles | ذاك المسير في الأوحال كان اختباراً لنا من السماء والضرورة تطلبت منا الكثير من المعاناة والتضحيات العظيمة |
Savaşta da tıpkı hayattaki gibi fedakarlıklar yapılması gerekiyor Joe. | Open Subtitles | في الحرب كما في الحياة، (جو) يجب القيام بالتضحيّات |
Kaybettiğin insanlar, yaptığın fedakarlıklar... | Open Subtitles | كل الناس الذين خسرتهم، وكل تضحياتك سيذهبون هباءً. |