Biliyor musun, bugüne kadar sadece birlikte çekildiğimiz bir fotoğrafını gördüm. | Open Subtitles | أتعرفين أن الصورة الوحيدة التى رأيتها لكِ كانت مع هذا الجرو |
Bakmıyor. Meksika bayraklarıyla, sanki genel af yürüyüşünde çekilmişe benzeyen fotoğrafını bilirsin. | Open Subtitles | أتعرف صورته تلك مع الأعلام المكسيكيّة والتي تبدو مأخوذة من تجمهر للعفو؟ |
Böylece, onlara Jimmy'yi bayıltıp, fotoğrafını nasıl sildiğini de anlatırsın. | Open Subtitles | ثمّ يمكن أن تخبرهم كيف أفقدت جيمي وعيه ومحيت صورتك |
Çocukların birkaç fotoğrafını çektim, sonraki gün posterlerle çıkageldim ve onları yapıştırdık. | TED | فقط التقطت بعض الصور للاطفال, وفي اليوم التالي جلبت الملصقات وبدأنا لصقها. |
Sen onun fotoğrafını telefonuma gönder ben de bir araştırayım olur mu? | Open Subtitles | أقول لك.. لماذا لا ترسل صورتها إلى هاتفي الخلوي وسألقي نظرة عليها؟ |
Genellikle neden birşeylerin fotoğrafını çektiğimi bilmiyorum | TED | لا أرعف لماذا دائماً ألتقط صوراً للأشياء |
İsmini bulduğumda bu gazetenin manşetine senin kelepçeli fotoğrafını koyacağım. | Open Subtitles | سأضعُ صورةً لكَ مُقيّد بالأصفاد في الصفحة الرئيسيّة لهذه الجريدة. |
Wilma, Kara Şövalyenin yanında da bir fotoğrafını çekebilir miyiz? Komik mi? | Open Subtitles | هل من الممكن أن نحصل علي صوره لك بجوار شبح الفارس الاسود |
Editörüm bu fotoğrafını yayınlamak istiyor. Her halükarda yarın gazeteye çıkacaksın. | Open Subtitles | يريد رئيس التحرير نشر هذه الصورة لكِ ستنشر غداً بأية حال |
Babanla senin bu fotoğrafını daha önce ödül odasında gördüm. | Open Subtitles | رأيت تلك الصورة لك وأباك من قبل، في غرفة الشراب. |
Mahkemenin de izni olursa, arka kapıda olan eziğin döküntüsünün fotoğrafını göreceksiniz. | Open Subtitles | والآن، لو يناسب المحكمة ستلاحظون أنَّ الصورة توضّح بقايا باب خلفيّ محطّم. |
Size az önce bir fotoğrafını gösterdiğim arkadaşım Chris, bir süredir akıl hastalığıyla savaş veriyordu. | TED | ان صديقي كريس .. الذي اريتكم صورته من قليل كان يعاني من بعض المشاكل العقلية لفترة من الزمن |
Şu an yanımda yok ama bu en sevdiği fotoğrafı, yani benim en sevdiğim... Kızılderililerin fotoğrafını çeken bir beyazın fotoğrafını çeken bir kızılderili. | TED | صورته المفضله الصوره المفضله لدي, ولكن ليست متوفره الان هندي احمر يلتقط صوره لأشخاص بيض يلتقطون صور لهنود حمر |
Ben de sana bebeklik fotoğrafını büyüten bir kağıt ağırlığı aldım. | Open Subtitles | وانا احضرت لك ثقالة الورق هذه التي تكبر صورتك وانت صغيرة |
fotoğrafını çekmeye çalıştım ama Portekizli bir futbolcu gibi çalım attın. | Open Subtitles | إني حاولت التقاط صورتك. وما انفككت تتملّصين كلاعب كرة قدم برتغاليّ. |
Hey bir dakika. fotoğrafını görmüştüm, çok güzel bir kız... | Open Subtitles | إنتظر لحظة، لقد رأينا الصور فتاة شابة جميلة مثل تلك |
Gerekli değil ama çoğu kişi rozetlerinin içine sevdiklerinin birkaç fotoğrafını da ekler. | Open Subtitles | ربما أنت استثناء، لكن كل شخص يحضر مجموعة من الصور لاحبائه ويضعها هناك |
Ama fotoğrafını internette arattım çünkü herkes internette gösteriş yapmayı sever. | Open Subtitles | لكني قارنت صورتها بما بمواقع التواصل لأن الجميع يحبون استرعاء الأنظار. |
Surf dergisinin kapağında bir kızın fotoğrafını görmek istiyorum. | Open Subtitles | اريد أن اكون الفتاة التي تكون صورتها على غطاء مجلة الأمواج |
Birkaç yıl önce fotoğrafını çekmiştim. | Open Subtitles | لقد ألتقطت له صوراً فوتوغرافية قبل عدة سنوات |
O hafta Pekin'de nadiren mavi olan gökyüzünün fotoğrafını çektim. | TED | في ذلك الأسبوع، التقطتُ صورةً لسماء بكين الزرقاء على غير عادتها. |
Ama onun fotoğrafını İncilinin içinde tutuyorsun. | Open Subtitles | لكنك تحتفظِ بصورة له في كتاب التوراة خاصتكِ ؟ |
Fısat bulduğunda bana bir tane daha üstsüz fotoğrafını gönder. | Open Subtitles | أرسل لي صورة لك نصف عاري عندما تسمح لك الفرصة. |
Tüm şoförlerin fotoğrafını çekmesini söyle, böylece kim olduklarını biliriz. | Open Subtitles | قل له يأخذ صورا لكل السائقين لكي نعرف من هم |
Sen... Sen duvara kendi fotoğrafını koymayı düşündün mü hiç? | Open Subtitles | ألا تفكر بتعليق أيٌّ مـن صورك أبدًا على الجدار ؟ |
- Hayır, ama telefonuyla fotoğrafını çekmiş. Bakın içinden kim çıkacak. | Open Subtitles | كلاّ، لكنّها إلتقطت صُورة بهاتفها، ألقيا نظرة من يقف وراء عجلة القيادة. |
Ben de bir gün kendisine zarar verirken onun fotoğrafını çektim | TED | لذلك في أحد الأيام، التقطت صورة له وهو يقوم بإيذاء نفسه. |
Düşünün: Kaçınız bir müzeyi ziyaret ettiğinizde bir heykelin arkası dahil tüm taraflarının fotoğrafını çeker? | TED | فكروا بالأمر: كم منكم، عندما تزورون متحفًا، يلتقطُ صورًا لجميع أجزاء التمثال حتى الجانب الخلفي منه؟ |