bu yüzden gördüğünüz şey hiçbir şeydir ancak gölgenin gölgesidir. | TED | إذاً ما ترونه ما هو إلا ظل يطرحه. ظل الظل. |
Bunun etkisi aynı dağıtılmış ışıklı bir ampulü, spot ışıkla değiştirdiğinizde, gölgenin daha belirgin çıkmasını sağlaması gibidir. | TED | كما لو استبدلنا المصباح المنتشر الضوء بمصباح مركز الضوء وهذا أيضا يجعل الظل أوضح. |
Vuruyordu kara gölgesini yere, Lambadan yansıyan ışık Kapalı kaldı ruhum Bu kara gölgenin içinde Kurtulamayacak, "Bir daha asla!" | Open Subtitles | ويظهر المصباح ظله على الأرض روحي من خارج ذلك الظل تجلس عائمةً على الأرض لن تصعد أبداً |
Sonra gölgenin içinden çıktı ve gülüşlerini kana buladı. | Open Subtitles | ثم خرج من الظلال وضحكاتهم امتزجت بالدماء |
gölgenin kalıba ulaşması için bir sınır var. | Open Subtitles | يبدو ان هذا حدودك, كيف تقدر ان تمددة انكماشه و تغير ظلك |
Bir fenerin yanında duruyordu ve bana doğru döndü ve bir gölgenin altında dikiliyordu. | Open Subtitles | وقف بجانب فانوس وإستدار نحوي، وكنتُ أقف في الظلّ. |
Evet, bizler karanlık gölgenin vadisine kadar yürüdük. | Open Subtitles | مع ذلك نمشي من خلال الوادي ظلّ الموت، |
Ve, Phoebe, ya gölgenin seni iblise dönüştürdüğü zaman? | Open Subtitles | وأنتِ، فيبي ماذا عن ذلك الظل الذي قام بتحويلكِ إلى شريرة؟ |
eğer ince bir ışık olsaydı, gölgenin içinde gölge olurdu.shikamaru yu tanımıyorsun. | Open Subtitles | إذا هناك ضوء طفيف، ثم سيكون هناك ظل ضمن الظل. أنت لا تعرف أي شئ حول شيكامارو |
gölgenin daha zayıf olduğu dış bölgeye "yarıgölge" denir. | Open Subtitles | المنطقة الخارجية تسمى بمنطقة شبه الظل حيث يكون الظل خافتاً |
gölgenin içinde saklanmayıp ışığa çıksalar onları her gün görebilirdik. | Open Subtitles | يمكنهم أن يخرجوا من الظل إلى النور، ونراهم في أيّ يوم |
gölgenin içinde saklanmayıp ışığa çıksalar onları her gün görebilirdik. | Open Subtitles | يمكنهم أن يخرجوا من الظل إلى النور، ونراهم في أي يوم |
Yelken açmadan önceki gün öğle vakti, gölgenin en kısa olduğu an ibrenin etrafına bir çember çiziyorsun. | Open Subtitles | قبل يوم من الأبحار تضع علامة دائرة حول المؤشر. حينما الظل يكون بأقصر حالاته بحلول الظهيرة. |
Öylen vakti gölgenin en kısa olduğu zaman işaretin etrafına bir daire çizersin. | Open Subtitles | حينما الظل يكون بأقصر حالاته بحلول الظهيرة. |
- Yani ara sokaktaki gölgenin fotoğrafı bu fotoğraftaki pozuyla aynı. | Open Subtitles | اذا اذن ؟ هذه الصورة من الظل التي في الزقاق يطابق شكله في الصورة |
gölgenin altına geç. İşimiz bitince seni alırız. | Open Subtitles | أعثر على بعض الظلال وسنأتي للعثور عليك بعد أن ننتهي |
Beyaz bir duvar ve simsiyah bir gölgenin temsili. | Open Subtitles | لأن أول تصوير كان على الجدران الجدران البيضاء و الظلال السوداء |
O gölgenin içinden çık bakalım, züppe. | Open Subtitles | .. اخرج من الظلال ايها المتأنق |
Dostum, büyük gölgenin lazer geçirmez olduğunu biliyor muyduk? | Open Subtitles | رفيق , أتعلم أن ظلك الطويل يحميك من الليزر. |
Neal burada, eşiğin altında olman gerek. gölgenin karşısına dikilebileceksin. | Open Subtitles | (نيل)، عليك أنْ تكون هناك تحت العتبة ستجد نفسك تحت الظلّ مباشرةً |
Cassini, Güneş ışınlarına karşı Satürn'ün yaratmış olduğu gölgenin içindeydi. | Open Subtitles | كان "كاسيني" في ظلّ زحل الذي يكوّنه الشمس |
Şimdi o, onun hayallerini heyecanlandırmak için gözlerinin önünde olmadığından, onun Amy'deki anısı sanki bir gölgenin perdeden gelip geçmesi gibi kaybolmuş. | Open Subtitles | الآن، لم يعد كالسابق هو عينيها الذي يهيج خيالها ذكرياته بدت تختفي كظل مر من أمام شاشة |
Işıkla gölgenin ve bilimle batıl inancın kesişme noktasıdır ve insanın korkularının dipsiz kuyusuyla, bilgisinin zirvesinin arasında bulunur. | Open Subtitles | وهو المنطقة الوسطى ما بين الضوء والظل ما بين العلم والخرافة وهو يقع ما بين حضيض مخاوف البشر |
gölgenin şeklini tespit edebilmek için verdiğin fotoğraflarla oynadım. | Open Subtitles | من تسبب بالظل ؟ تلاعبت بالصورة التي أعطيتني إياها |