Bu makineler, Afrika'da oldukça nadir bulunuyor. Dolayısıyla ön saflarda savaşan bu bilim insanlarına örnekleri denizaşırı göndermek dışında başka şans bırakmıyor. | TED | تلك الآلات قليلة وبعيدة في القارة، مما يجعل العديد من العلماء يعملون بدون أي خيار آخر ما عدا إرسال العينات في الخارج. |
1960'ların başlarında, dev gezegenlere kadar bir uzay aracını göndermek düşünülemiyordu bile. | Open Subtitles | في أوائل الستينات إرسال مركبة فضائية طوال الطريق إلى العـمـالقــة كــان مـسـتـحـيــلاً |
Ölmek ya da yaşamak artık umurumda değil. Sadece o iblisleri elimden geldiği kadar cehenneme geri göndermek istiyorum. | Open Subtitles | لم يعد يعنينى أن أكون حيا أو ميتا كل ما أريده أن أرسل المزيد منهم الى الجحيم قدر أستطاعتى |
Ama çocuklarını göndermek zorunda kalan tek aile biz değiliz. | Open Subtitles | لكننا لسنا الوالدان الوحيدان الذان وجب عليهما ارسال ابنهما بعيداً |
Senden ve Paige'den bahsetmiş seni sevdiğine dair mesaj göndermek istemiş. | Open Subtitles | ولقد تحدثت عنك وعن بيج ارادت ان ترسل رسالة بأنها احبّتك |
Sendikam onlara izin vermememe rağmen yeni bir avukat göndermek için diretti. | Open Subtitles | وحدتي اختطفت مني أحمقاً جديداً عندما لم أرد أن ادعه يرسل محامياً |
Bu çocukları zamanda daha geriye göndermek bununla savaşma teşebbüsü idi. | Open Subtitles | إرسال هؤلاء الأطفال للوراء عبر الزمن كانت محاولة لقتل ذلك الشر |
Seçmenlerime yarım kalan işleri bitirdiğime dair bir mesaj göndermek istedim. | Open Subtitles | أردتُ إرسال رسالة واضحة لناخبيّ أنّي سأغلق كافّة الأعمال غير المُنجزة. |
Uslu olduğun sürece hatta bir Noel kartı bile göndermek istemem. | Open Subtitles | طالما كنت تتصرف نفسك، وأنا لن حتى إرسال بطاقة عيد الميلاد. |
Ben de WiFi aktarıcısını kıyıya sinyal göndermek için kullanacağım. | Open Subtitles | لذا سأستخدم جهاز إرسال الإشارة اللاسلكيّة لإرسال إشارة إلى الشاطئ. |
Ya da- düşünün, bir kişiyi Harvard'a ... ...göndermek için bile... ...60,000$, değerinden çok fazla. | TED | أو فكر في أنها ,000 60 دولار أكثر من تكلفة إرسال شخص واحد لجامعة هارفارد أيضا. |
Eğer şanslıysanız mektupları göndermek ve almak aylar sürüyordu Pek çoğu asla ulaşmıyordu. | TED | إرسال واستقبال الرسائل يستغرق شهوراً هذا في حالة كونك محظوظاً. |
Okulumdaki en güzel kıza bunlardan bir düzine göndermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أرسل دسته من تلك لأفضل فتاة في مدرستي |
Yeterli provokasyon olmadan Yemen'e süvarileri göndermek yanlış bir mesaj olacaktır. | Open Subtitles | ارسال القوات الى اليمن دون استفزاز كاف سوف يرسل رساله خاطئه |
Sırplı sevgilinin fotoğrafını gerçekten de ona göndermek zorunda mıydın? | Open Subtitles | أكان لك حقا ًأن ترسل لها صورة لتلك الفتاة الصربية؟ |
Bu protesto, bu birleşmenin deniz aşırı ülkelere iş göndermek gerçeğini de kapsıyor. | Open Subtitles | وكان لهذا التظاهر الواقع بأن هذا الدمج سيقوم بإرسال المهام إلى ماوراء البحار |
! Görevimiz Momo ve Ikuko'nun yaşamları hakkında Gökyüzüne rapor göndermek. | Open Subtitles | مهمتنا ان نرسل تقرير حياة لكل من مومو واكوكو الى السماء |
Onu tımarhaneye göndermek istemişler ama babası... | Open Subtitles | أرادوا إرساله إلى مستشفى للأمراض العقلية |
Aynı öz annemle öz babamın yaptığı gibi... beni çok kötü bir yere göndermek istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يريدون إرسالي بعيداً إلى أحد الأماكن السيئة فقط مثلما فعل والدي ووالدتي الحقيقيون. |
Onu başka bir okula göndermek istedim ama sınıf arkadaşlarını bırakmak istemedi. | Open Subtitles | أردت إرسالها إلى مدرسة بعيدة، إلا أنها لم تشأ أن تترك رفقائها. |
Grant'ı romantik bir konser için parka getirmek çiçekler göndermek. | Open Subtitles | إغرائها بالخروج للساحة من أجل حضور الحفلة الموسيقية أرسال الورود |
Yapabildiğim tek şey Bayan Morstan'a belli aralıklarla birkaç parça inci göndermek için onu ikna etmekti böylece kendisi de muhtaç hissetmeyecekti.. | Open Subtitles | ان اخى كان يعانى قليلا من نقطه ضعف والدى و كل ما كنت استطيع فعله هو ان احثه على ان يسمح لى بان ارسل الى الانسه مورستان |
Yaptıklarının cezasını biliyordu. Yalvarman için seni göndermek yerine cezasını çekmeli. | Open Subtitles | إنه يعلم عقوبته وتصرفاته، ويجب أن يدفع ثمن تصرفاته بدون إرسالك للتوسل |
Herhangi bir kurtarma ekibi göndermek on beş saat sürer en azından. | Open Subtitles | وقد يستغرق منا علي الاقل خمسة عشر ساعة لارسال اي مجموعة اليكم |
~Keşke sevgilimin nerede olduğunu bilsem... ~...ona bir şemsiye göndermek isterim. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت أعرف أين هو حبيبي لأرسل له مظلة |