O patlama, ona hayalet görüp görmediğini sorana kadar gelmedi. | Open Subtitles | إنفجاره هذا لم يظهر حتى سألته إن رأى شبحاً بحياته. |
Küçük bir çocuğa göre çok fazla şey görüp işitti. | Open Subtitles | رأى و سمع أكثر مما يجب بالنسبة لأي طفل صغير. |
- Diğerlerine de bu adamı görüp görmediğini sorabilir misiniz acaba? | Open Subtitles | اريدك ان تسأل الآخرين لو كانوا قد رأوا هذا الرجل ؟ |
Hemşire Price'ın, taburcu olduktan sonra Kessler'in çocuğunu görüp görmediğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تَعْرفين ما إذا كانت الممرَضة برايس قد رأت الولد كيسلر منذ خروجه؟ |
Sadece elele tutuşurken görüp de bunu nasıl söyler ? | Open Subtitles | كيف لها أن تتأكد بمجرد رؤيتها لهما وهما تتلامسان بالأيدي؟ |
İnsanlar bilgisayar, telefon ekranlarında bir şeyler görüp intihar ediyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الذين يرون شيئاً ما على جهاز الكتروني يقومون بالانتحار |
Yaptıklarını fark etmediler mi? Bu toplumlar nasıl olup da çevrelerine verdikleri etkileri görüp vaktinde durmadılar? | TED | ألم يروا نتيجة فعلهم؟ كيف لمجتمعات الا يدركوا تأثيرهم على البيئة و يتوقفون في الوقت المناسب؟ |
Havuzda küçük kızını görüp paniklemiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو إنه رأى فتاته الصغيرة في حوض السباحة و مذعورة. |
Bu durumda katil, böceğin şeyini görüp, onu kıskandı. | Open Subtitles | رأى القاتل حجم عضو الحشرة واصبح غيور بشكل جنونى. |
Skinner'ın görülecek herşeyi görüp görmediğini bilmek isteyecektir. | Open Subtitles | سوف يرغب بمعرفة إذا رأى سكينر كل ما يلزم رؤيته. |
Benim resmimi görüp kabul ettikten sonra hediyeler gelmeye devam etti ve onu daha da çok düşündüm. | Open Subtitles | بعد أن رأى صورتي وقبلت,الهدايا أصبحت تأتي إلي بلا توقف وأنا أصبحت أفكر فيه كثيرا |
Qassam bunu aynada görüp anladı. | Open Subtitles | والحارس قام برفع سـلاحه قسـام رأى هذا وقرر |
O zaman bizimle aynı şeyleri görüp, aynı rüyaları paylaşan insanları aramaya başlarız. | Open Subtitles | مانبحث عنه هو الأشخاص الآخرين الذين حلموا ما حلمنا به الذين رأوا مارأينا |
Yemin ederim, bu pilotlar karavan parkını görüp, paraşütün ipini çekiyorlar. | Open Subtitles | أقسم أن هؤلاء الطيارين رأوا المقطورات و سحبوا المظلات |
Burada yaşayan ve her şeyi görüp deliren kızı? | Open Subtitles | والفتاة المجنونة التي عاشت هنا والتي رأت كل شيء ؟ |
İkinizin de ne olduğunu görüp görmediğinizi bilmek istiyorum? | Open Subtitles | لقد كنت أتساءل إن كانت إحداكما قد رأت ما حدث؟ |
Bu, hepinizin görüp anlayabileceği kalitede bir veri. | TED | هذه هي نوعية وجودة البيانات التي سوف تحصلون جميعا على فرصة رؤيتها. |
Keşke onu tekrar görüp onun iç sıkıntısını, sabırsızlığını arzularını ve yalnızlığını anlayabildiğimi söyleyebilseydim. | Open Subtitles | أتمنى لو أستطيع رؤيتها مرة أخرى لأخبرها ما أدركته. عن احساسها بالسأم ونفاذ صبرها |
Diğer adaylar azizlerin görüntülerini görüp, onları Tanrı'ya çağıran sesler duyuyor. | Open Subtitles | مُدَرِّسونا يرون رؤى من قديسين أو يسمعون أصوات تقودمهم إلى الله |
Aileleri kanı görüp, kendilerini daha kötü hissetmesinler istiyorum. | Open Subtitles | انا لا اريد من عائلتهم ان يشعروا بالسؤ عندما يروا الدماء |
Kurabiyeleri görüp yiyecekler ve "bayram gelmiş" diyecekler. | Open Subtitles | سيرى الحلوى وسيأكلها وسيقول انه عيد المساجر |
Zina yaptığımı görüp, benim kötü biri olduğumu sanıyorsunuz. | Open Subtitles | رأيتني أقيم علاقة سرية .. وافترضتِ على الفور أنني إنسانة سيئة ومدمنة مخدرات |
Kim onu görüp de "İşte bu çocuklarımın annesi olmalı." dedi ki? | Open Subtitles | من رأها وقال هذه المرأة التي اود ان تكون والدة اطفالي ؟ |
Ben burada kalıp Crump'ı görüp göremeyeceğime bakacağım. | Open Subtitles | سأبقى هنا ويرى إذا أنا يمكن أن أرى كرومب. |
İçlerini görüp, kötü olduklarını söyleyebilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك النظر في قلوبهم ورؤية هذا السوء؟ أستطيع رؤية ما يفعلون |
Eski sevdiğini görüp elektrik şokunu hissetmeyi. | Open Subtitles | عندما يرى الحبيب القديم لابد انه يشعر بشعور كهربائي؟ |
Çevrede yabancı görüp görmediğimi sordular. | Open Subtitles | و سألوني إن كنت قد رأيت أي غرباء في الجوار |
Sürekli, senin öldürüldüğün bir imge görüp duruyorum. | Open Subtitles | ماتزال تراودني نفس الرؤيه وأراكِ تقتلين |
İstersek bu kıyıların görüp göreceği en büyük orduyu toplamanın bir yolu var. | Open Subtitles | إذا أردنا ، هناك طريقة لصنع أعظم الجيش قد رأتْهُ هذه الشواطئ |