Cinayeti ya da cesedi görmedin. Bir cinayet işlendiğini nereden çıkartıyorsun? | Open Subtitles | لم ترى الجريمة أو الجثة كيف عرفت أنها جريمة قتل ؟ |
Gerçek gökyüzünü yada güneşi daha önce hiç görmedin mi? | Open Subtitles | هل سمحوا لك في الواقع أن ترى السماء أو الشمس؟ |
Aşırı tepkimi daha önce hiç görmedin. Eğer karşılaşırsan... Allah yardımcın olsun! | Open Subtitles | أنت لم تري بعد مبالغتي في رد الفعل لو فعلت فالله معك |
Daha önce deniz kabuğunda çıplak bir kız görmedin mi? | Open Subtitles | ألم يسبق ان رأيت فتاة عارية على صدفة من قبل؟ |
Hey, istasyonun oralarda benim başvuru belgemi görmedin değil mi? | Open Subtitles | أنت لم ترَ برامجي. عائمة حول هذه المحطة، أليس كذلك؟ |
- Hortum ne yapabilir görmedin! - Az önce gördüm! - Hiç görmedin! | Open Subtitles | لم تر أبدا ما يمكنه أن يفعل لقد رأيت لتوى لم تراه أبدا |
Bu doğru değil, değil mi? Aslında şu tazıyı görmedin. | Open Subtitles | ذلك ليس صحيحاً أنت لم ترى الكلاب البرية تلك، صحيح؟ |
Daha önce alnında sayı yazan kız görmedin mi hiç yoksa? | Open Subtitles | لماذا, ألم ترى قط فتاة مرسوم على رأسها رقماً من قبل؟ |
Benim yaşadığım, gördüğüm şeyleri hatta yürüdüğüm yerleri bile görmedin. | Open Subtitles | لم ترى الأمور التي رأيتها ولم تمر بما مررت به |
Yakılmanın ne kadar zor olduğunu düşünüyorsan, ...daha hiçbir şey görmedin. | Open Subtitles | اذا ظننت أن طردك كان قاسياً فأنت لم ترى شيءاً بعد |
Seninle konuşmak için arabayı iten güzel kızı görmedin mi? | Open Subtitles | ألم ترى الفتاة الجميلة التي دفعت السيارة تحاول التحدث إليك؟ |
Şimdi, dükkanını kapat, evine, ailene git. Hiçbir şey görmedin. | Open Subtitles | أقفلت متجركِ وعدتِ إلى بيتكِ لرؤية عائلتكِ ولم تري شيئاً |
Hiç buz pateni sahası görmedin mi? | Open Subtitles | ألم تري مكاناً للتزلج على الجليد من قبل؟ |
Büyükbaba, sen rüyanda hiç asker görmedin, bu da demek oluyor ki, onlar da şimdi seni görmüyorlar. | Open Subtitles | ولكنك لم تري جنوداً في حلمك يا جدي وهذا يعني أنهم لا يستطيعوا رؤيتك |
Bu andan itibaren, hiç birşey görmedin. Eğer adamı tekrar görürsen, O'nu ara. | Open Subtitles | إنّك لم ترَ شيئًا من هذه اللّحظة، وإن ظهر هذا الرجل، فاتّصل به. |
Ne bakıyorsun öyle? Daha önce hiç yakışıklı birini görmedin mi? | Open Subtitles | إلي ماذا تنظر, ألم تر يوماً رجل وسيم من قبل ؟ |
Flaş haber! Dışarıda ki tüm o gazetecileri görmedin mi? | Open Subtitles | انه خبر كبير ، الم ترين المراسلين هناك في الخارج |
Frasier, çocuk çok muhteşem, insan her yerini yemek istiyor. görmedin mi daha onu? | Open Subtitles | الفتى مذهل، يجعلك تريد ان تأكله، الم تره بعد؟ |
- Yakışıyor. - Hiç bıyıklı halimi görmedin ki. | Open Subtitles | ـ لا انها تلائمك ـ ولكنك لم تريني قبلا بشوارب |
Testislerimi yıkadığımı da görmedin ama bu her cuma yıkamadığım anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | انت لم ترني اغسل اعضائي, لكن هذا لايعني اني افعلها كل جمعة. |
Sen gül, gül. Ama hiçbir zaman bir siyahı soyduğumu görmedin. | Open Subtitles | أنت تضحك يارجل ولكنك لن تراني أسرق رجل أسود طوال حياتي |
Leo, o sadece bir çocuk. Ayrıca sen Tuatha'nın güçlerini görmedin. | Open Subtitles | ليو، إنه مجرد طفل بالإضافة، إنك لم تشاهد قدرة، تواثا |
Onu hastane dışında hiç görmedin. Onu tanımıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لم تريه خارج هذه المستشفى أنتِ لا تعرفينه |
Onun dairemden nasıl çıktığını görmedin. İnan bana buluşmaya gidiyor gibiydi. | Open Subtitles | لم ترها حين غادرت شقّتي، صدّقني، لقد كان موعداً. |
Emma, yakınlarda Leo'yu görmedin, değil mi? Hiçbir yerde bulamıyorum onu. | Open Subtitles | ايما ، انتي لم تشاهدي ليو مؤخراً , أليس كذلك ؟ |