Anne, birbirimizi daha az görmemiz gerektiğini sen söyledin. Hayır. | Open Subtitles | أمي, لقد قلتِ أن علينا أن نرى بعضنا بشكل أقل |
O zaman saklayacak bir şeyin yok. Gösterinin videosunu görmemiz gerek. | Open Subtitles | إذاً ليس لديك شيئاً كي تخفيه نريد أن نرى تسجيلات العرض |
Kanını test edip böbrek bağışlamak için uygun olup olmadığını görmemiz gerek. | Open Subtitles | يجب علينا أن نفحص دمك حتّى نرى إن كنت ملائماً للتبرع بكليتك |
Vazodaki harita burda bitiyor. Girip, görmemiz gerekecek, ha? | Open Subtitles | الخريطة توضح أن هذا هو المكان المطلوب لندخل ونرى ما بالداخل |
Eğer bu işe yararsa görmemiz gereken şey, Christy'nin manzara resmini her gördüğünde buranın manzara, manzara, manzara, manzara demesi. | TED | وإذا تم ذلك، ما ينبغي أن نراه في كل مرة تحصل فيها على صورة مشهد ينبغي أن يقول مشهد، مشهد، مشهد، مشهد. |
Demokrasiyi, çiçeklerin en kırılganı olarak görmemiz gerekirken toplumun sahip olduğu eşyalardan biri gibi görüyoruz. | TED | نرى الديمقراطية في حقيقتها ليست كالزهور الرقيقة الهشّة، لكننا نراها كجزء من مكونات مجتمعنا. |
Ruh sağlığını, fiziksel sağlık kadar önemli görmemiz gerekiyor. | TED | نحتاج أن نرى الصحة العقلية مهمة كما هي الصحة الجسدية. |
Konektomları bulabilmek için tüm nöronları aynı anda görmemiz gerekiyor. | TED | و من أجل إيجاد الشبكات العصبية، يجب أن نرى كل الخلايا العصبية في الوقت ذاته. |
Bak, bize nereye gittiklerini ve nasıl ürediklerini görmemiz için para veriyorlar. | Open Subtitles | نحن مدفوعن لكى نرى اين يذهبون و كيف يتكاثرون |
Diğerine geçmeden bunun işe yarayıp yaramadığını görmemiz gerek... | Open Subtitles | علينا أن نرى إذا كان هذا ينجح مع هذه العين قبل ان نفعل مع الاخرى. |
Eğer bu 2. sondaysa, ilkini geçidin yakınlarında görmemiz gerekirdi. | Open Subtitles | اذا كانت هذه الرساله الضوئيه الثانيه فيجب أن نرى الـرساله الضوئيه الأولى بالقرب من بوابه النجوم |
Tintorettos'u hâlâ görmemiz lazım. | Open Subtitles | عزيزى لا زال علينا ان نرى التنتوروتوس اووه ال |
Ama meslektaslarimla benim bunlari görmemiz gerekmez. | Open Subtitles | على كل حال, لا أحتاج أنا وزملائي أن نرى ذلك |
Aslında okyanusa dalıp, neler olduğunu görmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لكن علينا التعمق يجب أن نرى ما يوجد بالفعل |
Onun tehlikesiz olduğunu söyledi. Yalnızca bekleyip, sonucu görmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لقد قال يبدو أنها غير خطيرة سيتعين علينا أن ننتظر و نرى |
Tanımız doğruysa akciğerlerinde hızlı bir düzelme görmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | كي تحمي نفسك إن كنّا محقّين، فيجب أن نرى تحسّناً سريعاً في رئتيك |
Bomba ekibinin bulduğu kanıtları görmemiz gerek. | Open Subtitles | نريد أن نرى ما إذا كان لدى فرقة المتفجرات أي دليل يمكننا تعقبه |
Galiba yalnızca bekleyip görmemiz gerekecek. | Open Subtitles | لذا أعتقد أنّه علينا الإنتظار ونرى ماذا سيحدث. |
Ancak gördüğümüz ışığın frekansı oldukça yüksek, bir saniyede 400 milyon milyon kere yukarı ve aşağı dalgalanıyor, ki bu hareketi bir dalga olarak görmemiz mümkün değil. Ancak rengine bakarak, frekansını söylememiz mümkün. | TED | ولكن تردد الضوء الذي نراه مرتفع جداً، يتحرك صعودا وهبوطاً بسرعة حوالي 400 مليون مليون مرة في الثانية، بحيث لا يمكننا أبدا أن نراه كموجة. ولكن يمكننا معرفة تردده، من خلال النظر في لونه. |
Birkaç kimlik görmemiz gerekecek, lütfen. | Open Subtitles | سيكون علينا أن نري بعض الإثباتات من فضلك |
New Mexico'daki bu adamı görmemiz lazım. | Open Subtitles | يجب أن نقابل هذا الرجل ، ترافين في نيومكسيكو |
Tanrının görmemiz için dünyaya koyduğu her şeyi gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت كل ما وهبنا الله لنا لنراه |