Arrow'un bu şehir için yaptığı iyi şeyler olsa da suçlu olduğuna dair kanıtları görmezden gelmek de bir o kadar zor. | Open Subtitles | في حين أنه من الصعب تجاهل كل ما قدمه حسن السهم للمدينة، من الصعب على قدم المساواة لتجاهل الأدلة من ذنبه واضح. |
Çünkü benim inandığım dünyada ışığı kucaklamak karanlığı görmezden gelmek anlamına gelmiyor. | TED | لأنّني أؤمن بعالم حيث تقبّل نورك لا يعني تجاهل جانبك المظلم. |
Böyle bir kısıtlamayla NASA ilginç ama riskli iniş bölgelerini görmezden gelmek zorunda kaldı. | TED | وبمساحة كهذه كان على ناسا تجاهل العديد من أماكن الهبوط المهمة ولكن الخطرة. |
Bu kadar güzel bir bayanı görmezden gelmek pek kibarca olmaz. | Open Subtitles | ليس من الأداب أن تتجاهل مثل هذه السيدة الجميلة.. |
Evet, ne yapmam gerek sadece görmezden gelmek mi? | Open Subtitles | ما الذي يفترض أن أفعله ؟ أن أتجاهله ؟ |
Benim için sonuçlanmamış Kurul raporunu görmezden gelmek benim inandırıcılığımı sarsabilirdi bu yüzden son konuşmamda soruşturmadan ve hatta Kurul'un bize karşı olası eyleminden söz etmeye karar verdim. | Open Subtitles | بالنسبة لي كان إهمال تقرير لجنة الأوراق الماليّة والتبادل ,كان سيهدّد مصداقيّتي ,لذا في خطابي النهائي |
Riskleri görmezden gelmek ve sadece belirsizliğe odaklanmak dikkat dağıtır. | TED | تجاهل المخاطر والتركيز فقط على الشك هو اضطراب وإلهاء، |
Ancak azınlık tercihlerini görmezden gelmek ya da insanları sistemi oynamaya teşvik etmek de adil görünmüyor. | TED | لكن لا يبدو عادلاً تجاهل الخيارات المفضلة القليلة ببساطة، أو تشجيع الناس على التلاعب بالنظام. |
Birine hayran olan ve onu izlemek için bilet alan birini görmezden gelmek... | Open Subtitles | من الخطأ تجاهل الناس المعجبين بك الذين يشترون التذاكر |
Eğer tartıştığımız şeyi görmezden gelmek istiyorsan, yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ذلك إن أردت تجاهل ما تحدثنا به للتو |
Telefonları görmezden gelmek yok. | Open Subtitles | لا مزيد من تجاهل هاتفك و لا مزيد من الجري من دون |
Tek yapması gereken üstteki teslimat için imza atıp alttakini görmezden gelmek. | Open Subtitles | التوقيع علي الاستلام , و تجاهل الصندوق الضائع |
- görmezden gelmek olayı çözmez. | Open Subtitles | تجاهل هذه الاشياء انت ستنجو بعيدا عن هذه الاشياء |
İnsanları görmezden gelmek hiç kibarca değil. Birisi sana soru sorduğunda cevap vermelisin. | Open Subtitles | مِنْ غير اللائق تجاهل الناس يفترض أنْ تردّ عندما يخاطبك أحد |
- Evde. Hükümlü birinin isteklerini görmezden gelmek biraz kötü değil mi sence de? | Open Subtitles | تجاهل رغبات رجل مدان، هو أمر تافه نوعاً ما, ألا تظن ذلك؟ |
Yani evli olduğun kişiyi görmezden gelmek evliliği yürütmek için gerekli, değil mi? | Open Subtitles | حسناً , كما تعلم أن تتجاهل الشخص الذي تزوجته سوف يكون خطب جَلَل كما تعلم أليس كذلك؟ |
Ama kalbin istediği şeyi görmezden gelmek hiç kolay değildir. | Open Subtitles | لكن ليس من السهل أن تتجاهل ما يريده القلب |
Delancey evindeki varlığı görmezden gelmek için fazla önemliydi ama vücut diline bakınca doğruyu söylüyor gibi gözüküyor. | Open Subtitles | "حضورها في منزل "ديلانسي كان قوياً كفايه حتى لا أتجاهله لكن تصرفاتها توحي بانها صادقة |
Bizi görmezden gelmek senin karşı koyamadığın bir şey, kendin pişir kendin ye yeri gibi yada deve güreşi | Open Subtitles | ان إهمال الأشياء شيء لايمكنك تركه مثل الجلوس في البار أو مصارعة الأقزام |
Ama alevleri görmezden gelmek yangını söndürmez. | Open Subtitles | و لكن عدم النظر الى الحريق لا يطفؤها |
Damon'ın o acıyı görmezden gelmek için elinden geleni yapacağını bildiğimize göre bu da demek oluyor ki onu hiç geri getiremeyebiliriz. | Open Subtitles | وفق معرفتي بـ (دايمُن)، فسيبذل قصارى جهده لتفادي هذا الألم أيّ أنّنا قد لا نتمكّن من إخراجه أبدًا. |