ويكيبيديا

    "götürmek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أخذ
        
    • آخذ
        
    • أخذه
        
    • أخذها
        
    • أخذك
        
    • تأخذني
        
    • آخذك
        
    • يأخذني
        
    • يأخذك
        
    • تأخذه
        
    • لأخذ
        
    • أخذي
        
    • آخذكِ إلى
        
    • آخذها
        
    • أخذنا
        
    Öğrencileri bu kadar erken sahaya götürmek... senin o kötü fikirlerinden birine benziyor. Open Subtitles أخذ الطلاب إلى مجال العمل يعتبر مبكراً جدا كل هذا بسبب أفكارك الرديئة
    Harika olurdu ama yapamayız. Önce Aang'i Kuzey Kutbu'na götürmek zorundayız. Open Subtitles أنه أمر رائع لاكن علينا أخذ أنج إلى المحيرة الشمالية أولا
    İzniniz olursa, karımı ve oğlumu bu gece götürmek isterim. Open Subtitles أود أن آخذ زوجتي و إبني الليلة ، من فضلك
    Bu işin en güzel yanı eve iş götürmek zorunda kalmıyor olman. Open Subtitles إنّه أفضل جزء في العمل لم يكن يُفترض بكَ أخذه معك للمنزل
    Bir bileziğe dayanarak bu olayı mahkemeye götürmek mantıklı değil. Open Subtitles أعتقد أنها أمتدت الى بالأمكان أخذها إلى المحكمة بشأن الأسورة
    Komisyonumu seni yeni açılan Hint restoranına götürmek için harcamayı umuyordum. Open Subtitles كنت اتمنى ان استخدم عمولتي في أخذك إلى المطعم الهندي الجديد.
    Ben... ben... ben bu biletin parasını ödedim, yani beni Seattle'a götürmek zorundasın. Open Subtitles لقد أشتريت هذه التذكرة و هي تقول أنه عليك أن تأخذني الي سياتل
    Ve ayakkabılarımızı aldıktan sonra, satıcı eve götürmek için ikimizin de birer balon alabileceğini söyledi. TED وفي نهاية شرائنا لأحذيتنا، قال لنا البائع أنه يمكننا أخذ بالونات معنا إلى المنزل.
    Bir kalemi iş yerinden alıp, eve götürmek hakkında ne kadar kötü hissedersiniz, peki eğer bunu önemsiz bir para kutusundan 10 kuruş almakla karşılaştırırsanız? TED كم هو سيئ شعورك حيال أخذ قلم رصاص من مكان العمل، مقارنة بما هو سيئ شعورك حيال أخذ 10 سنتات من صندوق النقود ؟
    Hem, o bile bu kadar parayı mezara götürmek istemez. Open Subtitles كما أن أبي لا يريد أخذ كل المال معه إلى قبره
    Hem, o bile bu kadar parayı mezara götürmek istemez. Open Subtitles كما أن أبي لا يريد أخذ كل المال معه إلى قبره
    Emirleri uygulamak. Benim işim bu hırsızları alıp sahile götürmek. Open Subtitles أتّبع الأوامر، إنه عملي أن آخذ هؤلاء اللصوص إلى الميناء
    Çocukları okula götürmek zorundayım. - Yemin ederim, insanın tüm enerjisini emiyorlar. Open Subtitles علي أن آخذ الأولاد إلى المدرسة أقسم إنهم يستنزفون كل الحياة منك
    Sonra karakol, şimdi de onu bir kulübe mi götürmek istiyorsunuz? Open Subtitles ، بعد ذلك المخفر والآن تريدون يـارفاق أخذه إلى الملهى ؟
    Cüzdanım, anahtarlar ve bankaya götürmek için taşıdığım bir kavanoz bozuk para. Open Subtitles مجرد محفظتي، مفاتيحي و علبة قهوة مليئة بالفكة كنت أنوي أخذها للمصرف
    Bayan Shepherd, birkaç tane test için sizi bir günlüğüne hastaneye götürmek istiyorum. Open Subtitles سيدة شيبرد، أريد أخذك إلى المستشفى ليومٍ أو اثنين؛ لإجراء بعض الفحوصات فقط
    Beni yemeğe götürmek veya bana iyi davranmak zorunda değilsin. Open Subtitles ليس عليك ان تأخذني لتناول العشاء أو تكون لطيفا معي.
    Eğer yeterince iyi hissediyorsan, seni bir yere götürmek istiyorum. Open Subtitles عندما تصبحين قوية، هناك مكان ما أريد أن آخذك إليه.
    Beni kır evine götürmek istemişti, şu şehrin dışında olan. Open Subtitles كان يريد أن يأخذني إلى بيتهم الصغير خارج المدينة
    Benim hoşuma gitmişti. Seni dans edebileceğimiz bir yere götürmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن يأخذك إلى المكان الذي يمكننا القيام به بعض الرقص.
    Evet, onun nazar boncuğu olduğunu ve eve götürmek istediğini söyledin! Open Subtitles لقد قلت أنه فاتن جداً وأنك تُريد أن تأخذه معك
    Ufaklığı sınıra geri götürmek için nereden bir taksi bulabilirim? Open Subtitles أين يمكن أن أجد سيارة أجرة لأخذ الطفل إلى الحدود؟
    Beni götürmek istediğin o Küba restoranı neresiydi? Open Subtitles الذي كان ذلك المطعم الكوبي أردت أخذي إلى؟
    Hayır, ciddiyim. Seni bir yere götürmek istiyorum. Open Subtitles لا, أنا أعني ذلك, أريد أن آخذكِ إلى مكان ما
    Tamam, bak, büyük bir mesele değil. Baloya götürmek istediğim bir arkadaşım vardı. Open Subtitles حسناً , الأمر ليس كبيراً لديَّ صديقة والتي أريد حقاً أن آخذها
    Efendim, bizi daha iyi bir yere götürmek istediğinizi biliyorum, ama bir etrafa bakın. Open Subtitles أعلمُ أنك ياسيدي تـحاول أخذنا لـمكانٍ أفضل لـكن أنظر في الأنحاء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد