| Harika gözleri var. Harika gözleri olan erkeklere bayılırım. | Open Subtitles | إن لديه عيون رائعة إنتي تحبين فتى له عيون رائعة |
| daha önce bir tanesini görmüştüm uzun boylular,güçlüler ve gökyüzü kadar mavi gözleri var kırmızı gözleri olup olmadığını umrumda değil mahkum olmak istemiyor imparatorluk odasında ki metal bir kuş gibi | Open Subtitles | لقد رأيت واحداً من قبل لقد كان طويل ، مفتول العضلات و لديه عيون زرقاء مثل السماء |
| Hayır, onun beyaz fare gibi, ufacık kırmızı gözleri var. | Open Subtitles | إنه ليس كذلك ، إن لديه عينان صغيرتان حمراوتان |
| Küçük Jamie, Ian'a benzeyebilir ama bu küçük hanımın Fraser gözleri var. | Open Subtitles | جايمي الصغير قد يشبه ايان ولكن هذه الصغيره لديها عيون ال فرايزر |
| Yeşil gözleri var. Ne kadar nadir olduğunu bilirsin, Jack. | Open Subtitles | لديها عينان خضروان أتدرى كم هذا نادر " جاك "؟ |
| Arkadaşını öldüren insanların her yerde gözleri var. | Open Subtitles | الأشخاص اللذين قتلوا صديقك لديهم عيون في كل مكان |
| Harika tasarımları ve en ince detayları gören gözleri var. | Open Subtitles | لديه عين جميلة لرؤية التصاميم والتفاصيل الدقيقة |
| Siyah, ruhsuz gözleri var. | Open Subtitles | لديه عينين سوداوتين عديمة الروح |
| Birşey var, böyle gözleri var ve böyle pençeleri... | Open Subtitles | هنالك شيء ما، عيناه مخيفتان ومخالبه مثل... ِ |
| Benim yaşlarımda, zayıf, uzun sarı saçlı büyük gözleri var ve çok masum. | Open Subtitles | في نفس عمري، نحيفة، شعرها طويل، كستنائي. عيناها واسعتان، لونهما أزرق، بسيطة وجادة. |
| İkinizin de çok güzel gözleri var ve saçlarınız çok uzun. | Open Subtitles | كلاكما لديه عيون جميلة و شعر طويل أيضاً |
| İkinizin de çok güzel gözleri var ve saçlarınız çok uzun. | Open Subtitles | كلاكما لديه عيون جميلة و شعر طويل أيضاً |
| Onda bir ineğin gözleri var, büyük ve siyah. | Open Subtitles | لديه عيون البقرة , واسعة و سوداء |
| Çok güzel gözleri var. Güzel dudakları var. | Open Subtitles | لديه عينان جميله, وشتفان جميله |
| - Patrick. Patrick. Çok güzel gözleri var, benimkiler gibi. | Open Subtitles | لديه عينان رائعتان ، مثل عينيّ تماماً. |
| Çok tuhaf gözleri var ve çok ciddi birisi. | Open Subtitles | لديه عينان غريبتان كما أنه جاد للغاية. |
| Prenses Shalala'nın mavi gözleri var ve senin yok. | Open Subtitles | الأميرة شالالا لديها عيون زرقاء وأنتي لا. |
| Üzgün bakışlı gözleri var. Çocukluktan beri böyle düşünmüşümdür. | Open Subtitles | لديها عيون حزينة شعرت بهذا منذ أن كنت صغيراً |
| O kadın hakkında pek emin değilim. - Kızıl kızıl gözleri var. | Open Subtitles | لست مرتاح لتلك المرأة لديها عينان حمراوتان |
| Fakat Jericho'ların her yerde gözleri var. Şimdi de onu alıp buraya geri getirdiler. | Open Subtitles | لكن "جيريكو" لديهم عيون في كلّ مكان لقد أعادوها إلى هنا |
| "Uzaylının büyük siyah gözleri var. Yüzüme dokunuyor." | Open Subtitles | "الفضائي لديه عين سوداء كبيره وهو يلمس وجهي." |
| Güzel gözleri var. | Open Subtitles | لديه عينين جميلتين |
| Ya da mavi gözleri, bu anlamda. Benim gibi yeşil gözleri var. | Open Subtitles | أو عيناه زرقاء إن عيناه خضراء |
| Zayıf bir dişi. Üzgün gözleri var. Horluyor. | Open Subtitles | إنها نحيلة و عيناها حزينتان و تشخر و تنام مثل البشر. |
| Belki de, patateslerin gözleri var ve bizi izliyor. | Open Subtitles | ربما يكون ذلك بسبب أن البطاطا لها عيون و قد كانت تراقبنا. |
| Çok güzel gözleri var. | Open Subtitles | لديه أعين جميلة. |
| Esmer, romantik gözleri var, biraz tehlikeli mi görünüyor? | Open Subtitles | شعرا أسود وعيون رومانسية ونظرات حادة إلى حد ما؟ |
| Onu gözleri var için Sen dua etmeliyiz. | Open Subtitles | عليك أن تدعو بأن يكون لها عينان أساسا |
| Çok güzel gözleri var. Yeşil mi, ela mı, mavi mi anlayamıyorsun ama gökyüzündeyken maviydiler. | Open Subtitles | لديه تلك العيون الرائعة التي لا يُمكنكِ معرفة إن كانت خضراء، عسلية، أم زرقاء أم ماذا |