| Polis arabası yok, destek yok, korkudan bacaklarımda kramp gözlerimde ter ve kasıklarım... | Open Subtitles | لا توجد سيارة فرقة ولا يوجد دعم وساقايمتقلصتانبسببالخوف.. والعرق يدخل عيني ويغمر جسدي |
| Oda dönmeye başlıyor, gözlerimde şimşekler çakıyor ve kulaklarım çınlıyor. | Open Subtitles | تبدأ الغرفة في الدوران، ثم تظهر بقع سوداء أمام عيني وتطن أذناي |
| Ayakta uyuyorum çünkü ne zaman uzansam kalbimi gözlerimde hissediyorum. | Open Subtitles | فأنا أنام واقفاً لأني لو استلقيت لأحسست بقلبي عن طريق عينيّ |
| Ve gözlerimde yaşlarla buradaki herkesin, bizim bir kez daha güçlü bir ülke olma hakkımızı tanıdığını görüyorum. | Open Subtitles | و عيوني تملأها الدموع أرى أن كل شخص هنا قد أدرك حقنا لأن نصبح مره أخرى أمه قويه |
| Sizin için sehvet gözlerimde her zaman teninin kokusu varya Nefesimin bir parçasi haline geldi | Open Subtitles | رغبتي بك تشعل عيناي و أصبح عبيرك جزءاً من أنفاسي |
| ... Küçük bir ipucu en azından... o benim gözlerimde. | Open Subtitles | "اعطينا مفتاح الحل" "هو فى عيونى فى انفاسى" |
| # Gel ve gözlerimde yaşa. # | Open Subtitles | تأتي وتَسْكنُ في عيونِي 535 01: 16: 02,840 |
| "Eve tam saat 9:26'da geldi." derken gözlerimde gözyaşları olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك دموع فى عينى حين اقول لقد عاد ليونارد فى 9.26 بالتحديد |
| Sorun gözlerimde değil. | Open Subtitles | ليست المشكلة بعيناي أقصد , يمكنني ان أري |
| Şimdi lütfen, gözleriniz gözlerimde olsun başka hiçbir yere bakmayın! | Open Subtitles | الآن من فضلك حدقي في عيني مباشرة. لا تنظري إلى أي مكان آخر. |
| İnsan ve Tanrı arasındaki zarif gizli mekanik, birçok boyutta ortaya çıkıyor ve evren önce benim gözlerimde vuku buluyor ve orası kutsanmış bir yer. | Open Subtitles | والميكانيكا السرية بين الإنسان وربه والتي خلقت بداخلها العديد من الأبعاد والكون يتواجد أمام عيني |
| gözlerimde o kadar çok karınca var ki ve bir sürü TV, mikrodalga fırın ve radyomuz var. | Open Subtitles | أعندي يوجد الكثير من النمل في عيني ويوجد الكثير من أجهزة التلفاز والمايكرويف والراديو |
| Beni ilk bulduğunda gözlerimde gördüğü şeye güvendi. | Open Subtitles | وثقت مما رأته في عيني عندما وجدتني أول مرة |
| Sonra gözlerimde tuhaf bir şey var. | Open Subtitles | ثم يحصل هذا الأمر الغريب عندما تصبح عيني كلها غريبه |
| Gece kalktım. Tuvaletimi yapmaya geldim. Yürümeye başladım, gözlerimde bir acı vardı. | Open Subtitles | ذهبتُ ليلاً لقضاء حاجتي، وما إن ابتعدتُ، إلّا ووجدتُ عينيّ تولماني. |
| Ben de yazmaya başladım. Sonra gözlerimde bir su birikmesi oluştu. | Open Subtitles | لذا شرعت أكتب، فإذا بماء راح يتدفّق من عينيّ. |
| Sanırım gözlerimde bir sorun var. | Open Subtitles | أعتقد عيوني تذهب , لأن أرى 20 ظبي فقط. |
| gözlerimde sadece zafer veya yenmek vardı. | Open Subtitles | في عيوني هناك فقط النصر أو الهزيمة |
| gözlerimde bir şeyler var. - Hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | كأن شيئاً يغرق في عيناي أنا لم أفعل شيئاً |
| Şey, doktor gözlerimde gerçek bir sorun olmadığını söylüyor ve görme yeteneğim her an geri gelebilirmiş. | Open Subtitles | حسناً، الطبيب يقول أنه لا مشكلة في عيناي وأن حاسة البصر قد تعود في أي وقت |
| gözlerimde geçmeyen bir buğulanma belirdi. | Open Subtitles | بدت عيونى كأن أمامها ضباب لا يزول |
| Cömertlik ve aşk yalandır. Hepsi gözlerimde. | Open Subtitles | كريم ومحبّ مخطيئ كُلّة في عيونِي |
| Ne gözlerimde, ne düşüncelerimde, ne de dilimde böyle bir şey var. | Open Subtitles | عد -لاشى فى عينى ولا فى افكارى ولا على لسانى |
| Evet, gözlerimde biraz sorun vardı. | Open Subtitles | ـ نعم أوه ، لديّ مشكلة بعيناي يا رفاق ، هل ستعودون؟ |