gözlerinin nesi var böyle ve sesi neden sarhoş gibi. | Open Subtitles | ما خطب عينيه ولِمَ نبرة صوته ليست على غيرِ المعتاد؟ |
O keşişin gözlerinin içine baktım ve "Hayır, asıl size namaste" dedim. | Open Subtitles | ونظرت للراهب مباشره فى عينيه و قلت له لا توجد مرحبا لك |
Adamlarının gözlerinin önünde öldürüldüğünü görmek kalbini nasıl acıtır bilirim. | Open Subtitles | رؤية الرجال يموتون أمام عينيك أعلم أن هذا يحطم فؤادك |
En sonunda da tekrar ciddileşip, gözlerinin içine bakarak şöyle diyecektim: | Open Subtitles | ثم كنت ساّخذ منحا جديا وانظر الى عينيك و اقول لك |
gözlerinin içine baktım ve en karanlık saatlerinin hikâyelerini derinden dinledim. | TED | نظرت في عينيها واستمعت بعمق إلى ما تروي عن أحلك ساعاتها. |
O kediciğin gözlerinin içine baktım ozaman onu eve götürmek zorunda olduğumu anladım. | Open Subtitles | نظرت في عيون تلك القطة و عرفت أنه يجب أن أحضرها معي للبيت |
gözlerinin önünde canlı bir hayvanın ölüşünü ve sonra kalan cansız parçalarını yemeyi turistler eğlenceli buluyor. | Open Subtitles | مشاهدة يموت الحيوانات الحية أمام أعينهم ومن ثم الاضطرار إلى أكل بقايا هامدة ردود مسلية تسبب من كل من السياح. |
Dışarı çık, direk gözlerinin içine bak ve "Seni seviyorum, koca adam" de. | Open Subtitles | اذهب الى الخارج , وانظر الى عينيه مباشرةً وقل أنا احبك ايها الضخم. |
Nefes alma yetisini keserek boynuna kadar çıkmış ve tam gözlerinin altında durmuştu. | TED | ثم تابع طريقه حتى وصل إلى رقبته، قاطعا بذلك قدرته على التنفس، وتوقف فقط بين عينيه. |
Gözlerine baktım ve gözlerinin şişe kapağına baktığını gördüm. | TED | ونظرت في عينيه, رأيته ينظر إلى أعلى القارورة. |
Tankın önüne gittim ve gözlerini dikmiş bana bakıyor. gözlerinin üzerinden çıkan minik boynuzları var. | TED | توجهت لمقدمة الحوض, وهو هناك ينظر إلي كان لديه قرون صغيرة تخرج عند عينيه |
Kendi kızının gözlerinin önünde büyürken görmenin nasıl bir his olduğunu bilmek istiyordum. | Open Subtitles | بحق أريد أن أعرف ما هو شعورك وأنت ترى إبنتكَ تكبر أمام عينيك |
gözlerinin içine bakacak sanki bakmak istediği başka bir yer yokmuşçasına hem de. | Open Subtitles | ستمعن في عينيك قائلةً أنّها لا تودّ النظر لشيء سواهما في حياتها قطّ. |
Biliyor musun, böyle sırıttığın zaman gözlerinin etrafındaki kırışıklıklar ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | تعرفين عندما تتكلمين هكذا انه في الحقيقة يظهر الخطوط حول عينيك |
Alman onun gözlerinin içine baktı. O da kendisini bırakması için yalvardı. | Open Subtitles | نظر الجندى الألمانى فى عينيها : كانت ترجوه أن يطلق سراحها قائلة |
Ta ki gözlerinin içine bakıp tetiği çekmeye başladığını görene kadar. | Open Subtitles | حتى نظرت إلى عينيها وهي تصوب المسدس علي وبدأت بسحب الزناد |
Diğer hatuna hakaret ederken gözlerinin güzel olduğunu mu söyledim. | Open Subtitles | هل قلت أن عندي عيون جميلة؟ بينما تهين الفتاة الأخرى |
Ama jüri bölmesine adım attıkları zaman, sanırım bunu açıkça gözlerinin içinde görürsün. | Open Subtitles | ولكن عندما يخطون إلى صندوق هيئة المحلفين... أعتقد أنك بالكاد تلمحين فى أعينهم |
Bana ilk kez merhamet gösterdiğinde gerçek gözlerinin önünde duruyordu. | Open Subtitles | كانت الحقيقة أمام عينيكِ من اللحظة التي أشفقتِ فيها عليّ |
Yapmanız gereken şey; bir çocuğun gözlerinin içine bakmak tüm ihtiyacınız bu. | Open Subtitles | لا بد ان ينظر المرء في عيني الطفل وهذا كل ما أحتاجه |
Evet ve bundan daha yaşlı, gözlerinin etrafında kırışıklık olacak. | Open Subtitles | أجل إنه أصغر من هذا، ولديه شدة صغيرة حول عيناه. |
İsimlerini sor, gözlerinin içine bak ve çenen dışarıda olsun. | Open Subtitles | اسألهم عن أساميهم , انظر إليهم في العينين وأظهر صدرك |
Şimdi, kısa bir süre içinde parmaklarımı şıklattığmda tekrar gözlerinin açılacağının bilincinde olmanı istiyorum. | TED | والآن انتبه، فخلال ثوانٍ عندما أفرقع أصابعي سوف تفتح عيناك من جديد |
Ölü bir adamın gözlerinin içine bakmak kötü şans getirmez mi? | Open Subtitles | ألا يجلب هذا، الحظ السئ، أن رجلاً ميتاً يحدق إلى عيونك |
Keskin gözlerinin emin ayağımın ukala kıçını nasıl tekmelediğini görmek ister misin? | Open Subtitles | أترغب عين الصقر خاصتك في مشاهدة قدمي الثابتة تركل مؤخرتك الذكية ؟ |
Eğer onu hareket ettirmediyseniz gözlerinin oyulduğunu nasıl biliyordunuz ? | Open Subtitles | إذا أنت لم تحرّكه، هكذا عرفت العيون كانت قد أزيلت؟ |
Ama onlardan biri içeriye girecek olsa, ayağa kalkar, ve gözlerinin içine bakardım. | Open Subtitles | ولكن إذا تكلم معي واحد منهم سوف أقف وسأتحدث إليهم مباشرةً في عيونهم |
Altın benekler, Odin'in dişi hizmetkarları gibi... onun zümrüt yeşili gözlerinin derinliklerinde uçuşurdu. | Open Subtitles | أتذكر نقاط ذهبية براقة ترقص مثل محاربين ناريين شجعان في عمق عيناها الزمردية |